ANKARA
Tüm sevdalı yüreğime bu ezikliği,
Kararmış ufuklarınla, sen koydun Ankara.
Solgun yanaklarımda, hayattan bezginliği,
Bu başıboşluğunla, sen verdin Ankara.
Her bakışta, en büyük anıtı seyrettim penceremden.
Düşündüm, Koca Türk'ü sığdırmışsın taşlarına.
Her çekişte, derin bir hüzün penceremden.
Ankara, sen neler getirmedin, çoğunun başlarına!..
En güzeli kızların, bağrında gül gibi açmış.
Aşıkların tüm tutkuları, sende kördüğüm.
Gördüğüm, hep kurşun yarası, sana ölüm kucak açmış.
Ankara, bitsin böyle günlerim, hep takvimi saydığım.
DÖNÜŞÜNÜ BEKLİYORUM
Ellerime, kenetlenen ellerin,
Kopardı yüreğimi
Ben, şimdi ellerinde çırpınan,
Yüreğimi bekliyorum.
Ya sen gel, ya getir yüreğimi!..
Okul yolundayım, saat on yedi.
Havadan, duman duman hüzün, avuç avuç kir.
İnmekte, sırılsıklam saçlarımdan aşağı,
Yokuş yokuş, hep yokuş; istasyon, terminal.
Seyrekleşirken Tandoğan Meydanında insanlar,
Elinde valizin, dönüşünü bekliyorum
Kaç siren vurdu, saat hâlâ altı
Yuvasına koşuşmakta insanlar.
Koşar adımlarla bana, gelişini bekliyorum.
Olmuyor, sensiz akşamları Ankaranın.
Tandoğan Meydanında insanlar sessiz.
Yine gel, yine; Tandoğan Meydanına!..
Bardak bardak yudumlasın hasretini gözlerim.
Yine gel, yine, Tandoğan Meydanına!..
Ellerini, ellerime verişini bekliyorum
ANKARA'DAN
Bir gönül burukluğu, yürek yarası,
Görmedim, almadan geçen Ankaradan.
Sevda çeşmesinden,bir bardak suyu,
Görmedim, içmeden geçen Ankaradan
Ankara, en kalpsizi gurbet diyarlarının,
Acımasızı, dert verip, cana kıyanlarının,
Hoyratça yükselen, tepe ve dağlarının,
Dumanlarını, görmedim, içmeden geçen Ankaradan
Ankara, bir problem, çözülmeyen bir düğüm,
Konuşulup, tartışılan meclislerde her öğün.
Bir hasta ki yatmakta, yakın doğum,
Sancılarını, görmedim, çekmeden geçen Ankaradan
Ankara, dertlere derman şehri Anadolunun,
Kültür hazinesi, ilim yuvası ârif yolunun,
Bir yuva sıcaklığı, okşayan anne kolunun,
Şifasını, görmedim, tatmadan geçen Ankaradan
ANKARA SOKAKLARINDA
Semalarında yükselen kapkara bulutun,
Gönlüme elem verdi, geldiğim günden beri.
İçimde öğrenmek, bilmek hevesi, umutun.
Başıma dertler verdi, geldiğim günden beri.
Gezerken zaman zaman sokaklarında başı boş,
Duymak isterdim oysaki sıcak nefesini,
Sense; gecelerini öyle bed, soğuk, nahoş
Gösterdin, aldırmadan bu güzelim sesini;
Sokakların loş, Kızılay öylesine ıssız.
Akşamları, koşuşan insanlarına bakıp bir an,
Seni sıcaklarıyla boğup, tedirgin, susuz;
Bırakanlara lânet dileklerimdi her an.
Senin göğsün kan, yüreğin yara olmamalı
Hastalık, çaresizlik; şanına göre değil!..
Anadolum, gözünde sis, kara olmamalı.
Sevgiler bu gönüle dar, bana göre değil!..
Ankara, daha yetmedi mi verdiğin çile?..
Kaç seveni boynu bükük, mahsun bırakacaksın?
Senin gecelerin, düşmedi mi dilden dile?
Daha, hangi köşende beni ağlatacaksın?..
BENSİN ANKARA
Seni seyrediyorum Ankara!
Kirli düşüncelerimden arınmış duygularım.
Sen güzelsin, hoşsun Ankara!..
Sen içimdesin ve ben senin!..
Sen, bensin bensin Ankara!..
Güzelsin, hoşsun; fakat bir tuhafsın Ankara.
Bazan dumanlardan sıyrılarak,
Aydınlık gün oluyorsun
Sonra, birden bire kararıp,
Gecelerden daha kara, geceye giriyorsun.
Aydınlık, karanlık ve rüzgar,
Tutarsız, soğuk ve anlaşılmazsın
Sen içimdesin ve ben senin,
Doğrusu, bensin bensin Ankara!..
Ne kadar iç içeyiz, bir anlasan.
Bir afetin kurbanı olmuşuz ikimiz de
Ben, senin aşkına yanmışım,
Söz dinletemediğim.
Sense, siyaset narına !..
İkimizde sürünmekteyiz
Sen içimdesin ve ben senin,
Doğrusu, bensin bensin Ankara!..
Bir ulu çınar Anıtkabir, Tandoğan, Anıttepe,
Dikimevi, Cebeci, Kızılay, Çankaya.
Bahçeli, Tandoğan, Maltepe, Çankaya.
Ulus, Opera, Sıhhıye, Çankaya.
Çankaya Çankaya Çankaya!..
Sende düğümlenir boğazıma bir şey
Susar, büyür büyür, memleket olur dudaklarım.
Tırmanır, Çankayaya yukarı bin sitem.
Boşanır, Çankayadan aşağı
Anlamayız bir türlü kendimizi,
Sen benimsin, benim memleketimsin,
Sen içimdesin ve ben senin,
Doğrusu bensin bensin Ankara!...
ANKARA ELLİNCİ YIL PARKI
Ellinci Yıl Parkına çıktım, bir Pazar günü,
Seyrederken etrafı, unuttum burda dünü.
Gözlerim uzaklarda, dinlenerek tarıyor,
Binlerce yıl öteden, tanıdık yüz arıyor.
Nihayet, selâm verdim Engürü, denen Deve,
Hacı Bayram, Agustun, Mabet olmuş bu eve .
Ankara Anıt, Yalvaç, Uluborlunun eli,
Yanında postun seren, Hacı Bayram-ı Veli.
Hacı Bayram Camisin, avlusu dolu dolu,
Buraya gelenlerin havada, eli kolu.
Cennet bahçelerinden, bir çiçek dermek için,
Allaha yalvarıyor, Tek, Nura ermek için.
Hıçkırıklar, göz yaşı, boğazlar tıkanıyor,
Gelenler, bu Mabedin, nuruyla yıkanıyor.
Veliye el eyledim, Karyağdıya yürüdüm,
Üç İhlâs, bir Fatiha, üstlerini bürüdüm
Mehmet Âkif Parkında birazcık soluklandım,
Hacı Musa Camisinde oturdum, Abdest aldım.
Ezanlar: Allah Birdir! diyerek yarışıyor,
Minareler uzanmış, göklere karışıyor.
Sarı Kadı, el ele, Âkifin Mahallesi,
Altındağ beldesinin sanki altın nefesi.
Sokaklar pırıl pırıl, bura halkı pek yelmiş,
Taceddin Dergahına, duyan kadın, kız gelmiş.
Buraya inenlerin, ruhları dinleniyor.
Gül bahçesi her taraf, gönüller şenlenleniyor.
Kimler gelip geçmişler, çok ünlüden izler var.
Tacettin, Âkif, Muhsin, Yörük Dede, uzlar var.
Ellinci Yıl Parkından gezindim Ankarayı,
Al-yeşil ve siyahlar bürünmüş, can karayı
İçimi delip geçen gözlerleriyle, bakıyor.
Ellerim bırakırken, yüreğime akıyor.
Kucaklaştık, sarıldık, kor gibi döşü, bağrı,
Teninin kokusundan, yandı, yıkıldı Çağrı !..
Saçları, salkım söğüt, rügarlar savuruyor,
Dokundu alev alev; kor, ateş kavuruyor.
Rüzgâr kıskançlığından, havayı körüklüyor.
Çağrıyı, betonlara, çarparak sürüklüyor
Ankara, büyülüyor, beni, benden alıyor;
Ayaklarım yürürken, gönlüm orda kalıyor.
Yürüdü, uzaklaştı, dedi: Adım ANKARA!;
Bir sıkıntın olursa, gel beni burda ara
19 Eylül 2010 Ankara/Erzurum Mahallesi
ANKARA İLİ
Karagöz, Hacivat Meddahın sesi,
Altındağ ilçesi, başkent gözdesi
Başarı ödülün, tek numunesi
Altındağda, Hamamönü inlesin.
Ankara, sesini Evren dinlesin
Nazar değip, kısılmasın şen sesi,
Ankara, Altındağ var mı ötesi?
İnsan düşüncesi hayal ötesi,
Altındağda, Hamamönü inlesin.
Ankara, sesini Evren dinlesin
Altındağda durur kültürün tahtı,
Ankaraya güldü, Altındağ bahtı,
Sarı Kadı, Karaca, Tacettin ahtı
Altındağda, Hamamönü inlesin.
Ankara, sesini Evren dinlesin
Esnafın kesesi, standın dili,
Altındağı dinler, Ankara ili
Bir düğün havası, bir bayram seli,
Altındağda, Hamamönü inlesin.
Ankara, sesini Evren dinlesin
Kamilpaşa, Kabakçının konağı,
Dutlu, Fırın, Sarı Kadı Sokağı
Bayram Veli, Ağustusun sunağı
Altındağda, Hamamönü inlesin.
Ankara, sesini Evren dinlesin
Selçuklu, Osmanlı mimarî eser,
Anafarta, Ulusta yolunu keser,
Ziraat Fakültesi, anmasam küser.
Altındağda Hamamönü inlesin.
Ankara, sesini Evren dinlesin
Hacı Bayram, ben kendime yurt tuttum,
Dergah, Emin ACAR, derdi unuttum.
Üzum suyu içtim, ekmeği yuttum.
Altındağda, Hamamönü inlesin.
Ankara, sesini Evren dinlesin
19 Nisan 2013, Ankara/Çankaya
ANKARAYI SEYRETTİM
Gülümsüyorken güneş, Ellinci Yıl Parkına,
Dünya cennetliğinin, burda vardım farkına.
Gökyüzünden seyrettim bu güzel Ankarayı,
Bana cilveyle bakan saçları kapkarayı.
Ankara güzelinin, dizlerine uzandım,
Kendimi, bir kuş tüyü, yatakta varım sandım.
Kapattım gözlerimi; açtım, güzel Ankara.
Ankara; güzel şehir, üstü ak, beyaz kara.
Bu, Periye bakmaktan, iki gözüm yoruldu,
Güneş indi aşağı, gökyüzü hep kor oldu
Kor ateşler içinde, Güneşe el sallladık,
Evren Kardeşliğine, bol bol selâm yolladık.
İniş, Bülbül Deresi, Çankaya görünüyor,
Karum, Hilton, Kuğulu simlere bürünüyor.
Tunalı Hilmideyim, tabana kuvvet verdim,
Cınnahtan Kızılaya, adımlarımı serdim.
Sıhhıyeden Dil Tarih, Operaya yürüdüm,
Gidip ceylan postumu, Gençlik Parka bürüdüm.
Hergele Meydanıyla, Saman Pazarı vakti,
Ayaklarım buradan, Karyağdı Zata aktı.
Okudum nice dua, gözler yaşla, tıkandı
Etraftaki kumrular, gözyaşımda yıkandı
Karyağdı Türbesinden, çıkar Ulus yokuşu,
Duyulur uzaklardan, Sebze Pazar kokusu.
Ulus, Heykel Meydanı; ve Eski Meclis burda,
İtfaiye Meydanı, dolmuş durağı şurda.
Dinlendirmek istersen, ruhunu ebediyen,
Uğra Hacı Bayrama, Apollana hediyen.
Hacı Bayram yanında, bir çok dost otağ kurmuş,
Her saat her dakika: Hu! Allah! deyip durmuş.
Emin ACAR Dergahı, dostlar gelir yanyana,
Üzüm suyu içilir, ekmekse kana kana.
Tevbe, Rahman, Bakara, Fatihalar, Aminler.
Günahlar dökülürken, göğe çıkar Aminler
Saman Pazarı derler, Altındağın yokuşu,
Bend Deresine iner, burdan yolun akışı.
Bir gam, kasavet yakar, yakar da içimizi,
İçimiz burkularak, sıkarız dişimizi
O ulvî, o yüceler neye hizmet ederler?..
Boşaltıp gam, kederi, hoş sevgiyle giderler.
Tepeden kuş bakışı, bir Oh!çektim derinden,
Sit alanı hamamı, inceledim yerinden
Vakit hayli geç oldu, parka karanlık doldu,
Bu Cennet Ankarada güzellikler çok, boldu;
Ellinci yıl Parkında, güneş, bana el etti,
Ankara, işve ile: Artık yeter, gel! etti.
Tuttum bu güzel eli, yüz yüze göz gözeyiz,
Sarıldık, çok hasretle, kimse yok, biz bizeyiz.
Yanağına, yüzlerce kondurdum öpücüğü,
Omuzuma yaslandı, sıcacık köprücüğü
Gözlerim bulutlanıp, yağmurlar çiseledi,
Rüzgar çıktı yamaçtan, bizleri kişeledi.
Yürüyordum mecburen, aklım orda kalarak
Her adımda Ankaram, arkamızda kalarak
Ankara gerilerde, bakıp bakıp ağladı,
Gitme, Çağrı! diyerek, karaları bağladı
20 Eylül 2010 Ankara/Erzurum Mahallesi
ADIM, ANKARA
Ankara, bugün yine takınmış, takıştırmış.
Anıttepe, Güneşi kendine yakıştırmış.
Yansımakta Atatürk, Ulu Ruh, Nurlu Güneş
Evrenlerden armağan, bize Işık ve Güneş
Çankaya Köşkümüzün, yanarken ışıkları,
Atakuleye çıkmış sevdalı âşıkları .
Başkent öğretmenevi, Başbuğa el sallıyor.
Anıtkabir, buradan, her mekanı kolluyor.
Gazi Üniversitesinin, görkemi, kubbesinde,
Şeker Öğrenci Yurdun, yadı var, her sesinde
Her yerinde gezindim, genç Çağrı beni yaktı,
Ayaklarım altından, geçmişin izi aktı
Ülkü, nurlu güneşti, aydınlanarak coştuk
Heyecanlı yığınlar, Tanrı Dağlara koştuk
Maziden sıyrılarak, uzaklaştı gözlerim
Muazzam Kocatepe, hayran kaldı bu serim,
Kocatepe Camisi, büyülüyor baktıkça,
Gönüllerde ışığın, birer birer yaktıkça.
Kocaman Hacettepe, Taceddin misafiri,
Cenneti dolaşırken, göz kovar, her Kafiri.
Yörükdede Türbesi, yamaca otağ kurmuş,
Her saat her dakika, Hu, Allah! deyip durmuş.
Hasretlik bu Dergaha, canlarına tak etmiş,
Bu iman, bu inançla, bu yerleri hak etmiş.
Taceddin Dergahının, yanıyor ışıkları,
Muhsin YAZICIOĞLU, nöbettedir Şıkları.
Geç Kalan Mescidiyle, Âkifin Evi yakın,
Hacı Musa, Taceddin, Karacabeye akın.
Ankara tablosuna, bakıp bakıp dalmışım,
Manzaraya bakmaktan, çakılarak kalmışım.
Bu Ankara güzeli, yaktı yandırdı beni.
Edalı, işvesiyle, yine kandırdırdı beni
Saçları dalga dalga, bulut mavi gözleri,
Baktıkça büyülüyor, mest ediyor sözleri.
Uzandım dizlerine, dalmışım gözlerine,
Bu güzel sevgilinin, büyülü sözlerine.
Söz sözü açtı gitti, hoş sohbeten aymadık,
Kapıldım Ankaraya, hiç vuslata doymadık.
Ellerimden tutarak, çekti de, beni dara,
Dağladı yüreğimi, köz köz etti, kapkara .
Ben, o oldum, o da ben, dedi: Adım Ankara!
Senin de bu talihin, bana benzer, kapkara !...
21 Eylül 2010 Ankara/Erzurum Mahallesi
HACI BAYRAMDAN ANKARA
Ulus, Hacı Bayramda Emin ACAR Dergahı,
Uğrayanlar unutur, gam, keder ve de ahı.
Her yöreden gelenler, burda sukût bulumuşlar,
Emin ACAR sohbetin, müdaimi olmuşlar.
Burda kullar huzurda, madde ırak, ruh turda,
Evliya, Embiyalar, mekan kurmuş bu yurda.
Ağustun Mabedi var, en yüksek sunağında,
Tarih, kültür, dinler var, Bayramî Konağında.
Bu sunağın zirvesi; rükû, secde, kıyamda,
Ervah, Mirac, Berzah var, sonsuz boyut, kıyamda.
Burada birleşenler, Bütünün Bütününde,
Rab, Rahman, Rahim, olan Ulugüçün yönünde.
Hacı Bayram kabulde, tıklım tıklım içeri,
Yüzünden nur akıyor, çıkanların dışarı.
Gönül seccadesiyle, biz de namazı kıldık,
Sevgi, hoşgörü, sabır; çorbadan nasip aldık.
Bir gönül huzru ile yola düştük oradan,
İlâhiler, dualar, tekbir sesi korodan.
Sebze pazarın geçtik, Kapalı Çarşı yokuş,
Etnoğrafya Müzesi, Kale çarşıları, kış,
Altındağdan tamaşa, kuşbakışı Ankara,
Bazı semtler hüzünlü, ben gibi bahtı kara.
Üç yolun ayrımında, bir el beni durdurdu,
Selçuklu, Ululardan Tezveren Sultan vurdu.
Desdursuz geçit yokmuş, onu orda anladım,
Böyle pervasızlığı, haya edip sonladım.
Bildiğim tüm dualar, göz yaşımla coşandı,
Sırtımızdan aşağı, soğuk terler boşandı.
Yol üstünde bir Mescit, adı da: Geç Kalan dı.
Hacı Musa, Tacettin, Âkif Park, nam salandı.
Celâlettin Karaca, bu yere kuvvet vermiş,
Varna Savaşı derler, bütün gücünü sermiş.
Oğlu Ahmet Çelebi, birlikte misafirler,
Bu kıssadan hiseye, tanık olmuş Kafirler.
Kabakçı, Beynamzâde, Kamilpaşa Konağı,
Ankara kültürünün, Altındağdır sunağı.
Yalvaç Uluborluyla, şu Ankara Anıtı,
Aktaran Kitabesi, bize verir yanıtı.
Hacı Bayram Camisi, Ağustun Kitabesi,
Anıtkabirden gelir, Gençliğin Hitabesi.
Meydan saat kulesi, gong vurdu, muştuladı,
Hamamönü, Karaca davulla karşıladı.
Her ırktan insan gelmiş, her halkın özü burda,
Kâbeye yüz sürmeye, sanki tavaf ve turda
Mehmet Âkif Parkında yatanların nurundan,
Hamamönü hız almış, şenliklerin turundan.
Bir molalık hoş beşle, eski dostlar, doluştuk.
Secdeden yüce özde, Miraçlarda buluştuk.
İkindi Ezan vakti, her bir yanda,Tekbir var.
Çoğu eller havada, seste: Allah!, Tek, Bir var
Burada yatan ecdat, nice izler bırakmış,
Türkiye önlerinde, dünya buraya akmış.
Burada mutluluk var, ruhlar huzra varıyor,
Herkeste neşe, sevinç, bütün varı sarıyor.
Ankara, göksümü delip geçen bakışlarla bakıyor,
Beni benden koparıp, zirvelere akıyor.
Tutup elimden beni, muştulayıp ağladı
Bir öpücük kondurdu, yanağımı dağladı
Dedi: Bitti; gam, keder, sürgünlük, sonlanıyor,
Çağrıya müjdeyi ver, sılaya yollanıyor !..
22 Eylül 2010 Ankara/Erzurum Mahallesi
ANKARA KALESİNDE
Ankara Kulesinde Saat Kule Terası,
Ankara çiçek açmış, baktım güller serası.
Kocatepe Kıyamda, asümana el açmış,
Yalvarır sevgiliye, vuslatsız aşk yarası.
Saat Kule gösterir, uzağı yakın eder.
Ankara yedi tepe, görenin aklı gider.
Karşıda Etnoğrafya, Hitit Han davet eder.
Yerli, yabancı turist, buraya akın eder.
Tepenin yükseğine, oturmuş iç kalesi,
Ankarayı kucaklar, eski şehrin selesi.,
Kalenin Çarşısında, antikalar yarışır,
Antikaya can vermiş, eller var öpülesi
Kapalı Çarşı esnaf, kesem alası gelir,
Sepet sepet hediye, dosttan selesi gelir.
Böyle şamata, şenlik, merak eder her duyan,
Altındağı görmeye, koşup gelesi gelir.
Saaat Kule Terastan, kuş bakışıyla baktım.
Mahyalar ışığında, Hamamönüne aktım.
Gönülden düşünenler, ihya etmiş burayı,
Ramazan eğlencesi, gel gör abayı yaktım.
Altındağ İlçesinin, solgun yüz, bet, benizi,
Bacadan çıkan duman, yakar ciğer, genizi.
Buraya el atanlar Cennetle müjdelenmiş.
Her yer, öyle berbattı, sandım Japon Denizi
Ankara Kalesiden, Saat Kule görünür.
Çağrıyı dinlendiren, bir huzura bürünür.
Evliya, Enbiyalar, Ahiler otağından,
Yörük Dede, Karyağdı, Bayramîye yürünür
9 Şubat 2013, Ankara /Çankaya
ANKARA OKUR!
Mavi Gölden güzellikler taşıyor,
Gölbaşında halkın gölde koşuyor,
Eymir Gölde, balıkların yaşıyor.
Ağacın, fidanın yeri, Ankara,
Cennet diyarlardan biri, Ankara
Eğlenceler, Hamamönü uğrağı,
Altındağın Âkif Parktır durağı.
Çocukların elmaşeker sorağı,
Kültür, söyleşiler yeri, Ankara,
Çini, hat sanatın pirî, Ankara.
Körüklü çizmeler, ağaç oyması,
Cam ustalar, ebru, resim koyması,
Pamuk şeker, kağıt helva doyması
Karagöz, Meddahın yeri, Ankara.
Meşhur sanatçılar kârı, Ankara
Mezarlarda çiçekleri tazede,
Sarı Kadıoğlu Mirzazâdede
Sade nişanları kalmış azâde,
İhlas, Fatihalar yeri, Ankara.
Tacettin Dergahın Pirî, Ankara
Kalabalıkları yarıp, aşarım,
Taceddin Dergahta, mutlu yaşarım,
Şenliklerde, geçmişime koşarım,
Tarihin, kültürün seri, Ankara,
Eğlence, coşkunun yeri, Ankara.
Çağrı der: Altındağ İlçesi yakın.
Ankaralı etmiş ilçeye akın,
Hamamönünde gez, etrafa bakın.
Altındağ, İlçenler eri, Ankara!
Altındağın, huzur yeri, Ankara.
9 Şubat 2013, Ankara/Çankaya
ANKARA ALTINDAĞ
Hamamönü, şenlikleri inlesin,
Ankaralı, Altındağı dinlesin
Karacabey, kulakların çınlasın.
Şen şakraktır, Ankara Hamamönü,
Altındağ İlçesi, bir düğün günü.
Mehmet Âkif Meydan, başlasın fasıl,
Ağırdan ağırdan, yürüsün usül.
Gezenler görüyor, başarı nasıl?..
Şen şakraktır, Ankara Hamamönü,
Altındağ İlçesi, bir düğün günü.
Hamamönü, yoktur benzerin eşin.
Kabakçı Konağı, şiir söyleşin,
Her dem yeni doğar, var mı böylesin?
Şen şakraktır, Ankara Hamamönü,
Altındağ İlçesi, bir düğün günü.
Mahyaların ışığında, dolaştım,
Kalabalıkları yarıp, yol açtım
Standları gezdim, parkı dolaştım.
Şen şakraktır, Ankara Hamamönü,
Altındağ İlçesi, bir düğün günü.
Pamuk şeker, kağıt helva, çok yedim.
Şerbetçi, macuncu, başka yok dedim.
Âkif Parkta, iç huzuru çok dedim
Şen şakraktır, Ankara Hamamönü,
Altındağ İlçesi, bir düğün günü.
Çini imalatı, ebruda öncü,
Gezip de görüyor, yaşlısı genci,
Huzur mutluluğa, muştu, bu sancı,
Şen şakraktır, Ankara Hamamönü,
Altındağ İlçesi, bir düğün günü.
ANKARAYA GELENLER
Kaç yıl oldu Ankara, bağrında dolaşalı?
Bu çileler içinde üstümden, yol aşalı.
Dedim hâlâ olmadı, herhal günüm dolmadı,
Gel-gitler girdabında, bildim çilem dolmadı.
Al beni benden! dedim; dedi: Henüz olmadı!
Vaktin erip kemale, burda çilen dolmadı.
Çör çöp edip havada, rüzgâr üfürdü beni.
Ankarada yıkıldım, yerler süpürdü beni.
Sessiz sesiz inledim, aktı kan gözlerimden,
Bağrımdan alev çıktı, şimşekse sözlerimden.
Dertli benim Ankara,çaresi ise sensin,
Kasabın satırında, lime lime edensin.
Çare, Ankara sanıp, her dertli seni anar,
Ankara, dert yüklenmiş, yaralar kanlı kanar.
Ankaraya gelenler, problemi çözün, der;
Sen milletin vekili, bense asil, özüm, der,
Saygı ister, sevgiyle, açık söz ve tatlı dil.
Dertler üst üste, binmiş, katmerli ve katlı bil.
Mecliste dert çözülür, millette bunu görür,
Bu azim bu gayretin, ardından millet yürür.
Çözüm, her zaman vardır, zamansa kısa,dardır.
Güzel düşün, güzel bak, güzel gör, elbet kârdır.
9 Haziran 2012, Ankara/Erzurum Mahallesi
SESLEN ANKARA!
Hey Ankara, başın neden dumanlı?!.
Seğmenlar, Botanik şöhretli, namlı,
Çankaya, İncekin villalı, damlı.
Derdi çok, gamı çok, yürür Ankara.
Başını yağmur kar, bürür Ankara.
Mavi gözlü sarı kızın var senin,
Al-yeşil giyinmiş yazın var senin,
Meclis kürsüsünde sözün var senin,
Dünyaya hoş sözle, seslen Ankara,
Her fikirle yetiş, beslen Ankara
Varoşların çamur, gölet, bürümüş,
Akan suyun Papazbağa yürümüş,
Yedi tepen, gecekondu bürümüş,
Meclisinde misafirler ağırlar,
Gam kederi, rüzgâr ile uğurlar.
Seymene çıkanlar, seni bilirler,
Cümle halkın, Botanike gelirler,
Bütün iller, Çankayaya yürürler.
Sen gibi güzel il, var mı Ankara?
Sana da bu yerler, dar mı Ankara?
Problem çözmeğe Meclis kurulur,
Beypazarı, Kızılcahamam sorulur.
Seni seyre, Atakule kurulur,
Sakla güzelliğin, bürün Ankara
Gizli gizli, bana görün, Ankara.
Atakulen zirve, gözlem kulesi,
Yeditepen gören, gelir gülesi.
Kızlarının saçlarının lülesi.
Görenleri şaşkın şaşkın baktırır.
Selvi boylarına türkü yaktırır.
Nice uygarlıklar sende kurulmuş,
Boyuna bosuna, çok bey vurulmuş,
Seni görmek için, kule kurulmuş.
Sar, sarmala, saklan, bürün Ankara,
Açıkça, gizlice görün Ankara
Çağrı der: Güzellik, sade sende var!..
Sürmeli kaşların, yüzde ben de var.
Boyun, posun, edân bilmem kimde var?
Al-yeşil süslenip, beslen Ankara,
Seymenler, Botanik, yaslan Ankara
9 Haziran 2013, Ankara/Çankaya
BİR ANKARA SÜRGÜNÜ
Bir Ankara sürgünü, sürgünler sürgünüyüm,
Ankara sokakların gezerim vurgunuyum.
Halin nedir, soran yok; derde derman veren yok,
Yedi yıl Ankarada, Ankara sürgünüyüm,.
Derdi derde katladım, çok çileler atladım,
Gün oldu devran döndü, zaman zaman patladım.
Görmediğim kalmadı, arzularım olmadı,
Ankara sokakları, caddeleri katladım.
Meclisi adımladım, vekilleri kolladım,
Belki bir yol bulunur, dosta selam yolladım.
Her birinden olumsuz, nağme geldi hediye,
Ankara kazanına, kepçe attım salladım.
Dertle ağardı başım, zehroldu ekmek aşım.
Gurbet sancılarında, ağrıdı çokça başım.
Gündüz gece yoruldum, sabır dedim, duruldum.
Ankara çıkmazında, atmışa geldi yaşım.
Bir Ankara sürgünü sürgünler sürgünüyüm,
Ankara sokakların, gezerim, vurgunuyum.
Halin nedir, soran yok; derde derman veren yok,
Yedi yıl Ankarada, Ankara sürgünüyüm.
9 Haziran 2013, Ankara/Çankaya
ANKARA DÜĞÜN DERNEK
Beni benden götürdün Ankara yanıyorum,
Hayaline aldanıp, sevgine kanıyorum,
Nerde bir tık ses duysam, sen geldin sanıyorum.
Beni bensiz bırakma, beni bana geri ver,
Ankara, yanar bağrım, rüzgârdan saçların ser.
Ankara geçmez günüm, kendime geçmez sözüm,
Aklıma sen gelende, kan ağlar iki gözüm,
Sen bu yerden gideli, yandı yıkıldı özüm,
Hayalinle yaşıyor, izinde yürüyorum,
Rüyalarım gündüzde, Ankara görüyorum.
Yine gel Kızılaya, seni bana, geri ver,
Güven Parkta karşıla; ellerin, elime ver,
Dinlendir Kumrularda, saçların bağrıma ser,
Mest et beni koynunda; çıldırayım, coşayım,
Sevinç, neşe içinde; yarışayım, koşayım.
Uzanayım dizine, bu seferlik izin ver
Yasla başın bağrıma, ellerime yüzün ver,
Bu sevgi, mutluluğun, mühletini güzün ver,
Meclis, Lozan, Altınpark, aşkımızla şanlansın.
İncek, Eymür, Mavigöl; biz gelende canlansın
Uyusam kucağında; ellerim, ellerinde,
Ankara şehri yansır, saçının tellerinde.
Sarmaş dolaş olalım, kucak ve kollarında
Sen sardıkça yak beni, Cennetlere tık beni,
Alt üst olup elleşip, sen tuş et, yık beni.
Ankara düğün dernek, her an dilimde adın,
Kucaklayıp sarışın; dudaklarımda tadın
Seni hiç unutamam; Ankara, çılgın kadın
Sensiz bırakma seni, bana beni geri ver,
İstersen yüz derimi, çık üstüme seriver
9 Haziran 2013, Ankara/Çankaya
ANKARA, KIZILAY
Terk edip gideli, halim perişan,
Ne bir rütbe aldım ne de büyük şan
Sinem paramparça, gönlüm perişan
Sensiz, Ankarada, şafak olmuyor,
Ankara, Kızılay, SENSİZ OLMUYOR
Kara bahtım, hiç yüzüme gülmedi.
Dakika, saatler, çile dolmadı.
Felek, çehre asmış, hiç yüz vermedi.
Sensiz, Ankarada, şafak olmuyor,
Ankara, Kızılay, SENSİZ OLMUYOR
Kara sevdan, şu bahtımı kararttı
Eyüp gibi, gül benzimi sararttı
Yusuf gibi, zindanlarda kararttı
Sensiz, Ankarada, şafak olmuyor,
Ankara, Kızılay, SENSİZ OLMUYOR
Ne zaman geçiyor ne gün geçiyor,
Gelip geçen kuldan, beni seçiyor
Tırpan almış, parça parça biçiyor
Sensiz, Ankarada şafak olmuyor,
Ankara, Kızılay, SENSİZ OLMUYOR
Sürgün gönlüm, çilelerle barıştı,
Çağrı miskin, yedi, kırka karıştı.
Sevgi, hoşgörüyle, sabra, alıştı,
Sensiz, Ankarada şafak olmuyor,
Ankara, Kızılay, SENSİZ OLMUYOR
9 Haziran 2012, Ankara/Erzurum Mahallesi, Cumartesi
ANKARA, YAK DA ÖYLE GİT
Gitmek istiyorsan seni tutamam,
Bağrıma tek kurşun sık da öyle git.
Sensiz mutlu, sevinçlerle yatamam
Ankara Ankara, yak da öyle git
Gözyaşım selinde ak da öyle git.
Darılmam Ankara, hiç bakma öyle!
Kırılmam billahi, gitmeden söyle
Sen böyle değildin, Ankara böyle
Ankara Ankara, yak da öyle git
Gözyaşım selinde ak da öyle git.
Madem gidiyorsun, sinem harap et!
Gördüğüm gerçeği, bana serap et.
Kırıp git, yıkıp git, beni harap et!
Ankara Ankara, yak da öyle git
Gözyaşım selinde ak da öyle git.
9 Eylül 2012, Ankara/Kurtuluş
ANKARAYI TARADIM,
Sen gittin kırıldı; kolum, kanadım.
Her gün, gece, Ankarayı taradım.
Ankara, Seğmen Park, seni aradım.
Botanik, Kuğulu, boğdu Ankara.
Meclis Park, Güvenpark, kovdu Ankara
Çalmadığım dost kapısı kalmadı,
Ankara kaş çatıp, beni almadı.
Gideceğim hiçbir yerim kalmadı.
Botanik, Kuğulu, boğdu Ankara
Meclis Park, Güvenpark kovdu Ankara
Dediler: Hey, Çağrı, süren dolmadı!
Mevsimler gelmedi, meyven olmadı.
Hamlığın pişmedi, çilen dolmadı.
Botanik, Kuğulu, boğdu Ankara
Meclis Park, Güvenpark kovdu Ankara
9 Haziran 2012, Ankara/Kurtuluş
ANKARA ÖZLEDİM SENİ,
Sazların tel tutar, besten yarışır.
Küslerin sarılır, sende barışır.
Kurt kuzu dost olur kırda yarışır.
ANKARA Ankara, özledim seni,
Gelmedin dün akşam, gözledim seni.
Hayalin yanımda, hiç terk etmiyor.
Gönlümün sesine, sözüm yetmiyor,
Öğüt verdim kaç kez, para etmiyor,
ANKARA Ankara, özledim seni.
Gelmedin dün akşam, gözledim seni.
Bağırdım, ses verdi, dağlar uyandı.
Avazım korundan; bahçe, bağ yandı.
Dağlar, taşlar feryadıma uyandı.
ANKARA Ankara, özledim seni,
Gelmedin dün akşam, gözledim seni.
Gelen geçenlere, hep seni sordum.
Bin bir hayal kurdum, düşleri yordum.
Gelmedin, kafamı, taşlara vurdum.
ANKARA Ankara, özledim seni,
Gelmedin dün akşam, gözledim seni.
Hasretin bağrımda, alev oldu gel!
Çağrıya verdiğin mühlet doldu gel!
Gül benzi sarardı, inan, soldu gel!
ANKARA Ankara, özledim seni,
Gelmedin dün akşam, gözledim seni.
27 Şubat 2013, Ankara/Kurtuluş
ANKARA KALESİ
Akara Kalesi, karşımda durur.
Saaat Kulesinin gonku tez vurur,
Ankara çalışkan, işleri yürür.
Ankara edalı, işveli, cilveli, kara,
Ankara, yanaklar kırmızı, kaşları kara
Sordum: Kız mahsunsun, yaralı mısın?
Ankara içinden, Balâlı mısın?
Benim gibi bahtı, karalı mısın?
Ankara edalı, işveli, cilveli, kara,
Ankara, yanaklar kırmızı, kaşları kara
Baksam kaş indirir, yüzün asarsın,
Yüksek dağlar senin gibi basarsın.
Tek güzel sen misin kendin kasarsın?
Ankara edalı, işveli, cilveli, kara,
Ankara, yanaklar kırmızı, kaşları kara
15 Nisan 2013, Ankara/Çankaya
ANKARA ARTIK YETER!..
Gecede aradım, sustum oturdum,
Seninle konuşup, hayaller kurdum,
Nice soruları, kendime sordum,
Ankara Ankara, göz yaşlarım sel!
Ankara Ankara, artık yeter, gel!..
Seninle birlikte, hayaller kurdum,
Seni duvarlara, camlara sordum,
Tavanlara bakıp, sorular sordum,
Ankara Ankara, göz yaşlarım sel.
Ankara Ankara, artık yeter, gel!..
Çağrı neden kirpiklerin ıslandı?
Gözyaşların yanağına yaslandı,
Hıçkırıklar boğazından seslendi.
Ankara Ankara, göz yaşlarım sel.
Ankara Ankara, artık yeter, gel!..
11 Nisan 2013, Ankara/Çankaya
ANKARA BİZİM OLMUŞ
Kocatepe parlıyor, kolda bilezik olmuş,
Tacettin, Hamamönü, parmağa yüzük olmuş
Altındağ mühür vurmuş, Ankara bizim olmuş.
Ah,Ankara Ankara, mührünü kazımışım!
Tapun bendedir diye, öğünüp kasınmışım.
Ankara benim yarim, ben güzele bakarım.
Anıtkabir gerdanda, salkım salkım sarkarım.
Atam, Atatürk sözün, kulağıma takarım
Ah, Ankara Ankara, mührünü kazımışım!
Tapun bendedir diye, öğünüp kasınmışım.
Kanım, çoşkun bir pınar, kaynıyor, hem çağlıyor.
Ankara güzelliği, beni ona bağlıyor.
Her bakış yüreğimde, bana bakıp dağlıyor.
Ah, Ankara Ankara, mührünü kazımışım!
Tapun bendedir diye, öğünüp kasınmışım.
Bulutlar hüzünlendi, yağmur yağdı gözlerim
Seyrettim Ankarayı; doldu, taştı gözlerim
Bana bir masal gibi, ettiğin her sözlerin
Ah, Ankara Ankara, mührünü kazımışım!
Tapun bendedir diye, öğünüp kasınmışım.
12 Nisan 2013, Ankara/Çankaya
ANKARA AĞLIYOR,
Ankara ağlıyor, sazlar ağlıyor,
Şarkılar ağlıyor, sözler ağlıyor.
Sen benim gönlümü, çalıp gideli,
Baharlar ağlıyor, yazlar ağlıyor.
Ankara, turnalar, kazlar ağlıyor.
Kalbim bir yanardağ, yandı dağlandı.
Ankara aşkına, kandı bağlandı.
Şu gönüm dağlandı, sinem dağlandı.
Gelinler ağlıyor, kızlar ağlıyor,
Ankara ağlıyor, sazlar ağlıyor.
Ellerim kavruldu, yüreğim yandı.
Bağrım alev aldı, canevim yandı.
Bu acı, feryada, âlem uyandı.
Denizler ağlıyor, nehir ağlıyor
Ankara ağlıyor, şehir ağlıyor.
12 Nisan 2013, Ankara/Çankaya
BENİ ÇALAN ANKARA
Beni benden sen çaldın, tutuştum hey, Ankara!
Suçlusun, kabahatli, yüzün kara, kapkara.
Sana kendimi verdim, postum önüne serdim.
Beni senle karıştır, teknede kara kara
Hey, Ankara Ankara, benim talihim kara!
Her yaptığın oyunla, düşürdün beni dara.
Cilve ettin, naz ettin, dedin: Sana az ettim!..
Sonra şu kara bahtım, bıraktın iki zara!..
Hey, Ankara Ankara, yüreğim oldu yara!
Gidip gidip gelmekten, her yanım oldu kara.
Ben ne ettim sana ki, hep intikam alırsın?
Bir defa aman vermez, sokarsın beni dara.
Ankara çağlayanım, yok bana ağlayanım,
Her gün vurursun bir ok, yüreğim dağlayanım.
Her yere geçer sözün, daha neremde gözün?
Verdiği kararlarla el, kolu bağlayanım.
14 Mart 2013, Ankara/Çankaya
HEY, ANKARA ANKARA!
Ay oldu sene geçti, yıllar yılları seçti,
Ankara hiç bakmadı, vurdu da gelip geçti
Seni doğuran ana, hangi çeşmeden içti.
Hey, Ankara Ankara, açtın bağrımda yara!
Bana dönmeyen yüzün, bacalardan kapkara!
Yârim mektup okuyor, yılı yıla dokuyor.
Hergün önümden geçer, Ankaramsı kokuyor.
Bakınca kaş, indirir, yüreğimi yakıyor.
Hey, Ankara Ankara, açtın bağrımda yara!
Bana dönmeyen yüzün, bacalardan kapkara!
Yedi yıldır hasrette, sıladan çok uzağım.
Felek kastın nedendir, bana kurdun tuzağım?
Sıladaki habere, telim, tüyüm, tozağım.
Hey, Ankara Ankara, açtın bağrımda yara!
Bana dönmeyen yüzü. bacalardan kapkara!
10 Mart 2013, Pazar, Ankara/Çankaya
DUY SESİMİ ANKARA!
Beni görmemezden gelip geçersin
Abdullah Çağrıyı kasten seçersin
Ot mu sandın, tam ortamdan biçersin?
Duy sesimi, feryadımı Ankara!
Utanırsın, yüzün olur kapkara.
Hak aradım, haksız oldum oturdum.
Geleceğe dair hayaller kurdum
Senin kimler sırtına binmiş yurdum?
Anla artık figanımı Ankara!
Derdim duyar, yüzün olur kapkara.
Ego yapıp benliğine uyarsın.
Şüphe, zana; yalan dolan koyarsın,
Devran döner, doğru sözü duyarsın
Yetti artık ettiklerin Ankara!
Pişmanlıktan, yüzün olur kapkara.
Dostlarımdan çok gerçeği sakladım,
Üzülüp incinir, diye akladım,
Eşi, dostu care diye yokladım.
Dindir ıstırabım dindir, Ankara!
Yola gelin, yüzün olur kapkara.
Yedi yıl gurbette, sarardım soldum.
Çilelerle piştim, sabırla doldum.
Bayram Veli, Yesevî, Yunusca doldum
Dinle, feryat figanımı Ankara!
Ah vah, dersin; yüzün olur kapkara!
Cumartesi , 4 Ocak 2013, Ankara/Çankaya
ANKARA YANA YANA
Ankara yana yana,
Kapımna düşeceğim,
Vurgunluğum hep sana,
Aşkınla pişeceğim.
Aksın bütün zamanlar,
Yok olsun tüm amanlar,
Verdiğin söz, tamanlar,
Peşine düşeceğim.
Aklımdaki ismini,
Zihnimdeki cismini,
Güzel günün küskünü,
Gönlümden atacağım.
Zaman akıp geçse de,
Ömrüm sensiz geçse de,
Felek beni biçse de,
Yalınız yatacağım.
6 Ocak 2013, Ankara/Çankaya
SÖYLE ANKARA
Ankara Ankara, canım Ankara,
Ne güldürebildin ne gülebildim.
Ellerin içinde garip, kimsesiz,
Ankara Ankara, söyle Ankara?
Ne sevine bildim ne sevebildim.
Ankara Ankara, ben bahtı kara.
Güzel gün görmedim, sen çektin dara.
Ciğerlerim göz göz, oldu hep yara
Ankara Ankara, söyle Ankara?
Ne oynaya bildim ne yelebildim.
Ankara Ankara bahtı kapkara.
Gündüzlerin olur, gecen kapkara.
Zaman geçmez saysam, ömür Ankara.
Ankara Ankara, söyle Ankara?
Ne kendime geldim, ne gele bildim.
7 Ocak 2013, Ankara/Çankaya
ANKARA KAPISINDAN,
Ankarada Ahiler, ulu yerde kâm almış.
Ankara, Ankarada, böyle büyük nam salmış.
Ahi Yakup, Çelebi, Sinan, Şucca ve Melek;
Yörükdede atıldı: Biraz da arzda yelek!
Ahiler, Hacıbayram, Şerafettin, hepisi.
Karyağdı, Tezveren,Tacettin ile gerisi
Paygamber, önümüzde ulularun ulusu,
Ağustun dostumuzun, mabedinde dolu su.
Hepimiz, dört bir yanda oturduk, abdest aldık.
Desen desen kilimler, üstünde namaz kıldık.
Dört büyük din ulusu, dört bir yanda göründü.
Karena Kapısından sonsuzluğa yüründü.
Bir Cuma Salasında toplandık dört bir yandan.
Nurlarından bellidir, asil gen ve de kandan.
İç içe Evrenlerden, yüce zamana vardık.
Bilinmez, hissedilmez, titreşimleri yardık.
Düşünce oklarını, en uzağa fırlattık.
İzafi zaman, mekân, son sınıra dayandık.
Ankara kapısından, çıktık Miraça daldık.
Tekâmül son sınırda, durup öylece kaldık.
Yedi süptil bedenden, soyunup öze vardık.
Altıncı boyut Miraç, Bütünde Bütün olduk.
Ankara bizi, Bir, ve Bütünde birleştirdi.
Yedi süptil bedende, Tek etti, yerleştirdi
8 Ocak 2013, Ankara/Çankaya
ANKARA KUCAKLA,
Sevdiğini taştan taşa çalan yar.
Sen bana, gönlümden git mi diyorsun?
Şu gönlüme, yatak serip, kalan yâr,
Ankara, git karşımdan, yit, mi diyorsun?
Bütün dertlerimden sıyrıldım, boşum,
Ankara, mutluyum, Ankara hoşum.
Ankara yanında, her gün bir hoşum.
Ankara elimden, tut mu diyorsun?
Seni görmediğim, güne yanarım.
Hayalin, görüntün, gölgen ararım.
Sensiz gecelerde, korum, yanarım,
Ankara, yan sevdama yet mi diyorsun?
Ellerimden tutup, sarıl belime.
Değsin dudaklarım, saçın telime.
Dilinden dökülsün, hoşça kelime,
Ankara, öylece yat mı diyorsun?
Her gece rüyada, gördüğüm sensin,
Dizimde saçların, ördüğüm sensin,
Öpüp kokladığım, sardığım sensin
Ankara, kolumda, yat mı diyorsun?
9 Ocak 2013, Ankara/Çankaya
ÇAĞRIYI SANA ÇAĞIR
Özlüyor, arıyorum, gönlüm sensiz, Ankara
Gönül yuvam dağıldı, öksüz, yetim Ankara
Küs değildik, ne dargın, neden gittin Ankara?
Gözden gönülden uçtun, benden kaçtın Ankara
Gel de bitir sancımı, kolların boynuma at,
Ser saçların bağrıma, gam keder sitresim at.
Al elim ellerine, sevgi, sevinç, neşe kat.
Huzur doldur gönlüme, rüyalara, rüya kat.
Sensin benim sevdiğim, sen dünyada neşemsin,
Sen içtiğim ilacım, sen şurubum, şişemsin
Baş,koyduğum yastığım, sen evimde köşemsin.
Kösemsin, Hasekimsin, sen Ankaram Paşamsın.
Şimdi Mecnûn misâli, çöllerde kalıyorum.
Sensiz Ferhat olmuşum, Ankara yanıyorum.
Sensiz de seninleyim, hasrete kalıyorum.
Çağrıyı sana çağır, Ankara geliyorum.
10 Ocak 2013, Ankara/Çankaya
ANKARA BENİ ALDIN,
Ankara, beni aldın,
Ününü kötü saldın.
Bir daha sana dönmem.
Beni derde sen saldın.
Söz, sohbetin hoş; ama
Gitmez artık hoşuma,
Neler geldi başıma,
Kalbimi söküp aldın.
Günleri geçe geçe,
Geldik, sonunda hiçe,
İçinde beni seçe,
Kalbimi, söküp çaldın.
Yandı, yüreğim yandı,
Aman sözlere kandı,
Beni, sevgili sandı
Ankara, yine yandın
Çağrı sonuna geldi,
Çabaladı, çok yeldi.
Bu aşk, bağrını deldi.
Ankara ,yalnız kaldın.
11 Ocak 2013, Ankara/Çankaya
ANKARA DERT YANDI
Ben Çağrıyım, gözyaşlarım sel gibi.
Garip kaldım, vatanımda el gibi.
Kırdılar kanadım, kolum, dal gibi.
Çağrıyım, çağlayıp, coşkun akarım.
Vatanımda öksüz, yetim bakarım.
Gidip geldim, çok mesafede yeldim.
Çok toprak çiğnedim, dağları deldim.
Bir oyun sonunda, Başkente geldim.
Sene geldi geçti,bana yel gibi.
Vatanım Ankara, bana el gibi.
Ümitsiz olmadım, Allah Kerimdir.
Akıl-mantık-şuur-vicdan serimdir.
Geleceğim, elbet, o yer benimdir.
İnanan gönlünde ümit bir kuştur.
Ankara, hem iniş hem de yokuştur.
Çağrıyım, sözümü doğru söylerim.
Bakarım bakarım, nazar eylerim.
Ankara gurbettir, sıla söylerim?
Ankaraya ben, gönlümü bağladım
Ankara, dert yandı ben de ağladım.
12 Ocak 2013, Ankara/Çankaya
ANKAR GEL!
Arılar petekte, bala durdu gel!
Dallarda çiçekler, meyve oldu gel !..
Ömrümüz, boş yere geçip gitmeden,
Yetişir Ankara, çilem doldu gel!..
Azrail, kapıma bekçi durdu gel!
Arılar, dallarda oğul veriyor.
Bahar çiçeklerin, kıra seriyor.
Ömrümüz, buz gibi, kayıp gitmeden.
Ankara, bu şehir beni vurdu gel!
Azrail, kapıma bekçi durdu gel!
Gölgeler kayboldu, gece oldu gel!
Dertlerim, bir uzun, hece oldu gel!
Bir kalp sektesiyle, yere düşmeden,
Ankara, zifiri gece oldu gel!
Azrail, kapıma bekçi durdu gel!
Ankara, her gece, beni soruyor,
Ayrılık, bana çok, acı veriyor,
Sayılı ömrümüz, bitip yetmeden,
Saçlara, güneşin şavkı vurdu gel!
Azrail, kapıma bekçi durdu gel!
13 Ocak 2013, Ankara/Çankaya
ANKARADAN GELDİM
Ankaradan geldim, yüküm var benim.
Çok şelek yükledim, sekim dar benim.
Avcı avın arar, tenhada bulur
Hedefe kilitli, okum var benim
Var ha var, vara vara var, tezce var!..
Koş yârin yanına yetiş, tezce var
Ankaraya koştur, yeldir sen de var.
Yâr uzakta, kucaklayıp saramam.
Gurbet elde yalnız kaldım, duramam.
Bu aşk üzre dedikodu kuramam.
Şu garip gönlüme kilit vuramam,
Var ha var, vara vara var, tezce var!..
Koş yârin yanına yetiş, tezce var
Ankaraya koştur, yeldir sen de var.
Ankara havası, kirli durulmaz,
Kızları naz yapar, sana sarılmaz.
Makam mevki, iş güç, hayal kuranlar
Ankaraya eller bomboş varılmaz
Var ha var, vara vara var, tezce var!..
Koş yârin yanına yetiş, tezce var
Ankaraya koştur, yeldir sen de var.
13 Ocak 2013, Ankara/Çankaya
ANKARA GİTMEDEN
Vara vara vardım, çimenlik çayır,
Kadir Mevlâm yetiş, sen beni kayır,
Çıkarım çıkarım, tükenmez bayır.
Bayırın başında duran yâr benin.
Aman gel, yetiş gel, aman aman gel!
Gele gele gel, gel ha gel, tezce gel!
Ankara gitmeden yetiş sen de gel
Ankaraya baktım kendi bir içim.
Ankara kalesi, hep biçim biçim.
Yedi tepe Ankarada bir seçim.
Tepeler üstünde yârim var benim.
Aman gel, yetiş gel, aman aman gel
Gele gele gel, gel ha gel, tezce gel!
Ankara gitmeden, yetiş sen de gel!..
Felek kötü çarptı, badeden içtim.
Oturup ağladım, kendimden geçtim.
Nice zaman yeldim, hep zoru seçtim.
Nice zorlu âfet ,yârim var benim
Aman gel, yetiş gel, aman aman gel
Gele gele gel, gel ha gel, tezce gel!
Ankara gitmeden, yetiş sen de gel!..
14 Ocak 2013, Ankara/Çankaya
ANKARA SEVDASI
Ankara yine senin bağrında sabahladım.
Anıtkabir taş duvar, taş saydım hesapladım.
Bu aşk bana çok büyük, sevdası dayanılmaz
Bu onulmaz yaraya, hançer vurup sapladım.
Eriyor, bitiyorum, her gün komalardayım,
Benim sevdam Ankara; serseri, hovardayım.
Arkasından koştukça cilve eder, naz eder.
Kirpikleri ok olur, kalbe saplar, az eder.
Sevdası dayanılmaz Ankara huysuz kadın
Bir yan bakış, bir edan, bana kışı yaz eder.
Eriyor, bitiyorum, her gün komalardayım,
Benim sevdam Ankara, serseri hovardayım.
14 Ocak 2013, Ankara/Çankaya
SEVDİĞİM ANKARANIN
Saçları salkım salkım, altından hızması var.
Baktıkça, kaş indirir, yüzünde kızması var.
Sevdiğim Ankaranın, al yeşil yazması var.
Hey, Ankara Ankara, beni benden sen aldın!
Ankara, benim yarim, hırsız kalbimi çaldın.
Ankarayı görürüm, her gün selam veriririm,
Kızılay, Kumrularda, Adem Yavuz yürürüm
Varıp yüzüm sürerek gam yükünü kürürüm
Hey, Ankara Ankara, beni benden sen aldın!
Ankara, benim yarim, hırsız kalbimi çaldın
Seneler senle geçse, gönül yılları biçse
Dudaklar senle dolup, kadehte seni içse
Ömrümüz uzayarak zaman çabucak geçse
Hey, Ankara Ankara, beni benden sen aldın!
Ankara, benim yarim, hırsız kalbimi çaldın
15 Ocak 2013, Ankara/Çankaya
ANKARAYI, ALANIN
Hey Ankara Ankara, hey Ankara Ankara.
Otur da zülfüntara, otur da zülfün tara.
Yâr giymiş kızıl gömlek, yâr giymiş kızıl gömlek.
Bağrımda açar yara bağrımda açar yara
Kara kız kara oğlan, kara kız kara oğlan
Gel Ankarayı dolan, gel Ankarayı dolan
Kaşı gözü gel! eder, kaşı gözü gel! eder,
Yaklaşsam inkâr eder, yaklaşsam inkâr eder
Böyle yâri olanın, böyle yâri olanın,
Sarılsa aklı gider. sarılsa aklı gider.
Sarı kız sarı oğlan, sarı kız sarı oğlan,
Gel Ankarayı dolan,gel Ankarayı dolan
Dam yaptım harcı olsun,dam yaptım harcı olsun
Yâr tüccar, kârcı olsun, yâr tüccar, kârcı olsun
Ankarayı alanın, Ankarayı alanın
Tirilyon borcu olsun, tirilyon borcu olsun
Beyaz kız beyaz oğlan, beyaz kız beyaz oğlan
Gel Ankarayı dolan, gel Ankarayı dolan
16 Ocak 2013, Ankara/Çankaya
ANKARA DÜNDEN RAZI
Yâr etme etme nazı,
Öp sarıl sarıl bazı
Başkent güzel, hoş kızdır.
Ankara dünden razı.
Helâl süt has mayalım,
Oyuna doymayalım,
Sen oarada ben burda
Vuslatta aymayalım
Ergen kız, olgun oğlan
Halay tut, başa bağlan,
Maşallah! desin görenler!.
Yan, yıkıl narda dağlan.
Halayda baş çekenler,
El vurup diz çökenler,
Bir boğayı devirir.
Beş yufkayı bükenler
Ankara şehir, baskent,
Bahçeli, cadde Taşkent,
Ankara kıskanç, durmaz
İstanbul olur başkent
12 Mart 2012, Ankara/Çankaya
SIRDIR ANKARA
Her güzel çiçekte bal var sanarsın
Ateşe atılır, korda yanarsın.
Herkesi sen, kendin gibi sanarsın.
İnsan yalan, zaman kötü, Ankara
İçi başka dışı başka, kapkara
Yedi yılda yedilere karıştım.
Kendi dünyam ile kendim barıştım.
Rabsal, Ruhsal, Ulularla yarıştım
Son kapıdan Resül gelir Ankara
Yedi Işık evren, bana kapkara
Alfadan girerek Ramda göründüm,
Varlık boyutunda, durdum büründüm
Omegadan çıktım Hakta göründüm
Yedi Işık Evren, sırdır Ankara
Birleşik İnsanlık, Birdir Ankara
Sessizlikler durgunluklar diyarı,
Burda Varlık, Allah, bizlerin yari,
Alfa, Omegadan aldım ayarı
Yedi Suptil Beden dardır, Ankara
Hayat, Heplik, Hiçlik vardır Ankara
14 Mart 2013, Ankara/Çankaya
ANKARAda VEKİLLER
Çankayadan seyrettim, yıldızlar Ankarada
Ankara yıldızlarda, yıldızlar Ankarada
Yıldızlar küme küme, küme küme yıldızlar;
Ankara gök yüzünde, gökyüzü Ankarada
İnen çıkan, çıkan inen yol vardır karışır
Yıldızlar birçok renkten, yıldızlarla barışır,
Memleket düşüncesi, her beyinde Ankara
Mecliste çok fikirler, söz kürsüde yarışır
Meclis yokuş, Meclis dağ, Meclis zirvede,
Bazıları kürsüden nice potlar kırmada
Çıkan yorgun inen bitkin, bekleyen kızgın,
Meclisin vekilleri koşturma, yorulmada
Memleket evlatları, gece gündüz demeden,
Çalışıp didiniyor, aş ekmeği yemeden,
Her bir ilden, yarışır Meclisin yıldızları
Aç yatıp, tok kalkarlar, bana mısın demeden
Hey, çalışkan vekiller, gökte yıldız, ay mısın?
Soylu tulpar yurdunda kısrak mısın tay mısın?
Ne var ne yok vererek, kendini adamışlar
Halka hizmet yarışı, kirişteki yay mısın?
Ankara bir yarıştır, küskünleri barıştır.
Harman eyle çokluğu, birbirine karıştır.
İri ol ve diri ol; dirlik düzenlik olsun
Sentezleyip halkını, hedeflerde yarıştır.
16 Mart 2013, Ankara/Çankaya
ZİYAGÖKÂLP CADDESI
Ziyagökalp Caddesi, Kurtuluşa yol gider,
Kurtuluş Parkından çeşit çeşit kol gider.
Köşede görkemli ikiz Hilton durmada,
Yollarda arabalar, kornasını vurmada
El ele kol kala aşıklar, yanımdan geçiyor,
Güneş inmiş aşağı, Parkın sarhoşları içiyor
Fidanlık Mahallesi, hünerciler yatağı,
Biracı, tinerciler, bilmem neci batağı.
Tenha ıssız mekanlar, sokak köpeği ulur,
Arayan Mevlâsını ya da belâsın bulur.
Çankaya semtin adı hiç kimse el atmamış.
Değişen iktidarlar, semte neşe katmamış.
Açık gizli fuhuşlar, parklarda buluşmalar.
Derin izler bıraktı yürürken gülüşmeler.
Binalarda evler var, Rus kızları çalışır,
Çok yakındaki yurtlar, bu hizmete alışır.
Gariplik Fidanlığa, pek çökmüş görülmeli
Bu durum hiç hoş değil, defteri dürülmeli
Ankara başkent adı, kalmalı yadda tadı.
Her kim çözdü bu işi, kalır âlemde adı.
Çağrı çok söz ne ola, her işi tatlı kıla.
Sen söyledin duyurdun, biter İnşallah yıla
4.4.2013, Ankara/Çankaya
ANKARA MISIN?
Vara vara varıp kapısın vurdum,
Yılanlı tokmağı görünce durdum.
Çifte beliklerin cemalin gördüm.
Oy salınıp duran Ankara mısın?
Bana düzen kuran can kara mısın?
Salkım salkım üzümlerin karası,
Bende çiçek açtı gönül yarası.
Sen kimin yarisin ya Ankarası?..
Aşka tuzak kuran Ankara mısın?
Salkım söğüt duran can kara mısın?..
Kızılcamam, Ayaş dolandım durdum
Çamlık tepesinde seyire durdum.
Beypazarı derler hayaller kurdum
Yâr ibrişim saçlı Ankara mısın?
Yüzü gözü gülen can kara mısın?
Dolaştım dolaştım yedim simidi,
Kız sizde meşhurdur tamtak tiridi.
Benim yârim Ankarada bir idi
Selvi boylu poslu, Ankara mısın?
Gözünde yaş, puslu can kara mısın?
5.4.2013, Ankara/Çankaya
ANKARAYA SİTEM
Ankaraya gelen giden tuş olur,
Geçer zaman, gayretlerin hoş olur.
Ömür geçer, çekilenler düş olur.
Kul hakkıdır helâl ettim, olursa!..
Bir gün benden sorgu sual olursa?!..
Ankara yıkıldım bilgin olursa,
Merkep arkasında dolaştırıldım
Kul hakkıdır helâl ettim, olursa!..
Âlimleri, cahillere boğdurdun,
İlim divanında, cehle kovdurdun.
Üstad âllameyi hiçe dövdürdün
Kul hakkıdır helâl ettim, olursa!..
Yedi yıl süründüm bir Ah! demedim
Lüks lokantalarda yemek yemedim
Halime şükrettim gayrı komadım.
Kul hakkıdır helâl ettim, olursa!..
Göğün yüzü dürüm dürüm dürülür,
Semalar açılır divan kurulur.
Ankara yaptığın orda sorulur
Kul hakkıdır helâl ettim, olursa!..
Çağrı kulum, yeter, sızlanıp durma!
Beni de kalbimden çekip de vurma.
Bildim, yalan dünya, haksıza sorma.
Kul hakkıdır helâl ettim, olursa!..
4.4.2013, Ankara/Çankaya
ANKARA SEVİN, HOPLA!
Elmalar dalda kaldı,
Ankara aklım aldı.,
Elmaların en alın
Alıp başıma çaldı.
Topla elmayı topla
Ankara sevin, hopla
Elmalar aşım olur,
Ankara eşim olur
Güz mevsimi geçiyor,
İnşallah dişim olur
Topla elmayı topla
Ankara sevin, hopla
Al alması alması,
Ankaranın dolması
Ankaram heber geldi
Nikahımız olması
Topla elmayı topla
Ankara sevin, hopla
Kış geldi hasat durdu,
Elmalar beni vurdu.
Pekmez kaynatak dedik
El vermez gavur vurdu
Topla elmayı topla
Ankara sevin, hoopla
Ankaramız baş olur,
Sevinmemiz yaş olur.
Her gün dolu yağmur kar
Çağrı düğün kış olur.
Topla elmayı topla
Ankara sevin, hoopla
9 Eylül 2013, Ankara/Çankaya
ANKARA GÖNLÜMÜ ÇALIP GİDELİ
Baharlar ağlıyor, yazlar ağlıyor
Şarkılar ağlıyor, sazlar ağlıyor.
Ankara gönlümü çalıp gideli,
Gelinler ağlıyor, kızlar ağlıyor.
Ankara Ankara etme bu nazı
Güneşi yakıyor gönlüm avazı
Yüreğim kavrulmuş, gözüm ağlıyor
Sazım yârelenmiş, sözüm ağlıyor
Ankara gönlümü çalıp gideli,
Bağrım alevlenmiş, özüm ağlıyor.
Ankara Ankara etme bu nazı
Güneşi yakıyor gönlüm avazı
Gök deniz ağlıyor, dağlar ağlıyor
Viraneye dönmüş, bağlar ağlıyor
Ankara gönlümü çalıp gideli
Kabirde mevtalar, sağlar ağlıyor.
Ankara Ankara etme bu nazı
Güneşi yakıyor gönlüm avazı
7 Kasım, 2013,Ankara /Çankaya
GELİYORUM ANKARA
Gönül köşkümü yıktın, yere çaldın Ankara,
Sen de bensiz bir garip, öksüz kaldın Ankara.
Al elim ellerine, dindir acım Ankara,
Şimdi Ferhat misâli geziyorum Ankara,
Seni bensiz bırakmam, geliyorum Ankara..
Derman ol dertlerime, gamı bitir Ankara,
Sevincim ol, neşem ol, gel sevindir Ankara.
Saçların bağrıma ser, nura erdir Ankara.
Şimdi Ferhat misâli geziyorum Ankara,
Seni bensiz bırakmam, geliyorum Ankara..
Çağrıyı çağırdıysan, sana koşar Ankara,
İşi gücü terk eder, hatta boşar Ankara.
Gülüşüne kurbandır, senle coşar Ankara.
Şimdi Ferhat misâli, geziyorum Ankara,
Seni bensiz bırakmam, geliyorum Ankara...
9 Kasım, 2013,Ankara /Çankaya
AYLAR GEÇTİ ANKARA
Aylar geçti Ankara
Gülmedi yüzün bana.
Feleğin tuzağından,
Onmaz bağrımda yara.
Mührünü kazımışım
Ah Ankara, Ankara,
Ne çabuk geçmiş yıllar
Sana çok alışmışım.
Canlar kaldı sılada
Şimdi yârim Ankara
Vurdu da geçti yıllar,
Aklar düştü saçlara.
10 Kasım, 2013,Ankara /Çankaya
BİRDİR ANKARA
Yedi yıldır yedilere karıştım,
Kendim ile küsüp, kendim barıştım.
Rabsal, ruhsal ulularla yarıştım.
Yedi Işık Evren sırdır Ankara,
İnsanlık bütündür, BİRdir Ankara.
Alfayı bitirip, Betayı seçtim,
İnsana hizmette ön safa geçtim.
Kendime kendimce, pek çok rol biçtim.
Yedi Işık Evren sırdır Ankara,
İnsanlık bütündür, BİRdir Ankara.
Alfa Omegadan aldım ayarı,
Yalnızca Allahtır bizlerin yâri.
Sessizlikler durgunluğun diyarı.
Yedi Işık Evren sırdır Ankara,
İnsanlık bütündür, BİRdir Ankara.
11 Kasım, 2013,Ankara /Çankaya
ANKARA BEYPAZARI
Ankara Beypazarı,
Ağırlarlar yazarı,
İşçimen çalışkandır
Halkı toprak kazarı
Evleri ak beyazdır
Sabahları ayazdır,
Beypazarı Kurusun
Yemeyenler pek azdır
Asmaların arası,
Yüreklerde yarası,
Salkım salkım duruyor,
Kaleciğin Karası.
Beypazarda havuçlar,
Kimler görse avuçlar.
Kule gibi yığılmış
Renkli renkli havuçlar
27 Temmuz 2013, Cts.ANKARA
ANKARA BANA VERDİN
Ankara yine seni düşündüm, sabahladım
Gözler haram uykuya, kan oturdu: Ah!ladım!
Gezindim Kızılayı, Şehit Adem Kurumlar
Yağmurlar beni dövdü, yıkıldım sabahladım
Ziyagökalp, Yükselden, Müdafaya uzandım
Serildim sereserpe, toprak yola uzandım.
Kaldırımlar yatağım, park bahçeler, otağım.
Sabahın sessizliğin, öksürükle bozandım
Bana kader eyledin, bu zorluğu, dayatı
Aradım sert ekmeği, kütür kütür bayatı.
Kara poşet içinde, kara rızık aradım
Ankara bana verdin bu ser sefil hayatı,
Her yer bana alıştı, saç sakala karıştı,
Pejmurde, rint, kalender, her bir kulla bariştı,
Yol üstüne büzüldüm, toprakta, taşta yattım
Çağrı sefil, perişan ne ustayla yarıştı.
Her gören bakıp geçti, kiminin aklı şaştı
İnsanlıktan utandı, dostlar bu hale şaştı
Uykusuz sabahlayıp, park bahçeye uzandım
Bu halleri görenler, mahcup feleği şaştı
Ankara yine seni, düşündüm sabahladım,
Uykuyu kovdu gözler, ömür geçti vahladım,
Yağmur tutu gözlerim, şimşek çaktı ahladım
Gözüm yaşı göl oldu, gölde çimdim pakladım
Cumartesi, 20 Temmuz 2013, ANKARA