ekose maviliklerde martılar
hani şu bildiğimiz martılar işte
ağızlarında bedava haykırışlar
düşüm, git başımdan
hiçbir aşkı avutamaz ki martılar
masum yalanlarla
farkındasız büyür aşk
bir kıyımsız can
ve çiçekler
çiçekler içinde
minik iç geçirmeler
sonrası, hiç sorma
yapmacık özürler
zavallı dudaklarda
pervasız kıpırtılar içinde
sevgi sözcükleri
genzimizde
kaynağı meçhul
müstehcen bir turkuaz yeşili
paçal aşklarla sınanır
her defasında yürek
yelesinde rüzgâr barındıran
bir çift söz olur
beter bir tedirginliktir
her defasında eşikte bekleşen
aklın parapetlerinden sarkan
büyüyen yanılgılarla çoğalan
aşk çeşitlemeleri
çek peçeni artık
kıyametim sansınlar seni
güzü anlat bana
güneşe bakmayı öğret
ufuklar uzağımızda
yakınlara sevdalandır beni
çıldırtan afet tanrıları
varsın hiç susmasın
yok oluşlar içinde
tanık kal, alın yazıma
ufuklar uzak düşmüş
yakınlara döndür beni
varsıl gecelerin
doğurgan karanlığına inat
karşımıza ilk çıkan aşkı
öldür
kimse bilmesin, ne olur
çek peçeni
kıyametim sansınlar seni
genzimizde saklı kalan
müstehcen bir turkuaz yeşili
tek anımsanan.