Kitleleri arkasından sürükleyen, etkileyen, değiştiren, duygulandıran, heyecanlandıran, ağlatan ve okuyucunun kendisini bulmasına büyük katkısı olan yazarın dünyasını hiç düşündünüz mü? Sizi farklı dünyalara, âlemlere, hayallerde gezdiren; hayatınıza anlam katan satırlarından ardındaki asil ruhu, kahramanın dünyasını hiç merak ettiniz mi? Hayatınıza yeni sayfalar açmanıza vesile olan, aşkın büyülü dünyasında dansınıza eşlik eden, bazen size aşkın büyülü dünyasında dans öğretmenliği yapan yazarın hayatını gözlerinizin önünde canlandı mı? Kültürünüze kültür katan, bilmediğinizi öğreten, bilginin gücünü ayağınıza getiren, ufkunuzun pencerelerini genişleten emeğin arkasındaki yazarın mütevaziliğini hissedebildiniz mi?
Elbette ki ne düşündünüz, ne hissediniz ne de farklına vardığınız. Aslında çoğu defa umurunuzda olmadı. Aksine yerden yere vurdunuz sizi size anlatmadığı ve size katılmadığı için. Yazar sizin için önemi olmayan bir araç, bir nesne değerinde oldu. Hoşunuza gidenleri aldınız, kullandınız ama yazar size yine yaranamadı. Siz daha akıllı, yazar bazen aptal, bazen geri zekalı oldu. Bir emekle kalemden dökülen değere burun kıvırdınız. Ben daha iyisini yaparım dediniz. Ama kalemi elinize aldığınız aklınız dondu ve bir satır yazamadınız. Yine de yazarın önemini ve hakkını kavrayamadınız.
Yazar için okuyucu için her şeyken, okuyucu için yazar hiçbir şey halini aldı. Yazar, sabahını gecesini size daha nasıl iyi hizmet edebilir diye paralarken; sizler sıcak yatağınızda horlamakla yetinmediniz, yeri geldi kitabı ayaklar altında ezdiniz. Ama yazar yine olgunluğunu ve erdemliğini bir kenara bırakmadı.
Bir övgü sözcüğünü, bir takdiri bile çok gördünüz. Umursamaz tavırlar takındınız. Yazar, sizin dünyanızı anlamak ve sizin dünyanıza hitap etmek için mesai yaparken, sizler okumaya bile tenezzül etmediğiniz gibi yazarı hafife aldınız. Sanki siz okuyucu adammışsınız gibi. Okuyucu olmayı beceremeyen sizler, hak etmediniz halde değer gördünüz. Kalpler sizin için attı. Zihinler sizin için yoruldu. Bütün bunlar ne içindi buluyor musunuz? Adam olmanız içindi. Zorunuza gitti biliyorum, şimdi ağzınızda birçok şey geveliyorsunuzdur. Ama unutmayın ki toplumları adam eden yazarlardır.
Yazar, kendini insanlığa adayandır. Kaç okuyucu kendini adama cesareti gösterebiliyor. Adamanın gerekliğini yapıyor. Yazar, özgürlüğünü ve kendine olan zevklerini okuyucuya feda ederken; okuyucu büyük bedeli göremediği gibi zamanını vermeye bile tenezzül etmiyor.
Ey okuyucu, borçlu olduğun yazarın kıymetini bil. Sahip çık. Eserlerini yaşat. Yazarı onurlandır. Yazara gereken değeri, önemi vermeyi ihmal etme. Onu ölüm tarihleriyle hatırlama, ya da fuarlarda göz göze gelmekle yetinme. Kalbine inebilmeyi beceren yazara saygıda kusur etme. Zamanında teşekkür et. Yazara, kendini hissettir.
Osman Tatlı
osmantatli@gmail.com