Derin bir iç çekişin gölgesinde kalmış küçük umut kırıntıları
Ekmeğini kazanma duygusu ve sokak lambası
Kategorize edilmiş aşklar ve bulantı
Hep bize mi kalır tasası dünyanın
Ya bir şey söyle ya da git....
Evvel düşlerde unutulmuş ince bir ayrıntı
Karanlığa aşık iki serseri adam
Biri şakağından vurur kendini
Öbürü anlamsızlığından
Alıp iki kadehi süsluyorum düşümde
Seni sevmenin sarhoşluğu bu biliyorsun
Yalnız
Tanrının haberi yok bundan
Bir de annemin
Hala öyle dağınık ki odam
Kendimi bile bulamıyorum...
Ölüm, işkence ve intikam
Sesi duyuluyor kaldırımdaki çocuğun
Az önce dindi yağmur her yer ıslak
Mevsim kış demişken
Boktan daha bok şairler biliyorum
Şu çamura methiyeler dizen
Karaköyde büyütülmüş dizelerdir bunlar
Kasıklarda ısıtılmış , taze bir orospu tadında
Son bir dal sigaram ve hüznüm
Seviyorum seni bir de hüznü galiba
Yoksa havadan sudan şeyler bunlar...
