Burası Başka Bir Dünya

şehrin tüm çocukları birbirine benziyor / ölümlerden hiç yakınmayan / tüm türküleri ağıt gibi söyleyen...

yazı resim

sabah gri ve sisli havasıyla tüm yenilgileri hatırlatıyor
oysa yeniden başlayacaktı
geceden çıkan tüm mağluplar
yeni umutlara alışacaktılar
ertelendi şimdi aşk gibi doyamadıklarımız
ve taze bebek acıyı tatmamış bir ağlayışla katılıyor
şarap eskisi gözyaşlarımıza...

cezaevi sokağında evimiz
ne çok çığlık duyuyorduk geceleri
silah sesleri, köpek ulumaları
korkutan bir masal gibi geliyordu bize
şehrin tüm çocukları birbirine benziyor
gözlerindeki kederden hiç yakınmayan
tüm türküleri ağıt gibi söyleyen...

bana çok geliyordu yaşamak
jilet yaraları kapanmamıştı göğsümde
bir kıza vurulmuştum onyedi yaşımda
yüreğimi tam açmamıştım hala kırgın...
düzeleceğim yerde kötüleşiyordum
tüm yaptıklarımdan tedirgindim
cebimde bir şişe zehir
içimde bir intiharı taşıyordum gizlice...

göçmen bir kuş kalbiyle yaşadım ömrümce...
çıkarım diye bana ayrılmış dünyanın dışına
ayaklarım yolculuk adımlarıyla yürüdü hep
acele sevdim, acele seviştim
tenimde diş izleri
ellerimde bir yangının yaraları
beni hiçbir şey hayrete düşürmedi daha...

bu kadar mezar siz de yoktur
hiçbir belediye bu kadar ölüm anonsunu
bağır bağır bağırmamıştım...
burası başka bir dünya kartpostalları yoktur
gri ve siyaha boyanmış bir yaşam
alıp sanki hep geceme götürdüğüm
sevgiye en çok biz muhtacız
anlıyor musunuz?...

kabuslarını yazdım diye bizim dünyamızın
kesin en hain benim
geçit yok sevinçlerime
anılarım da kurşun dizisi beni hatırladığımda vuran
siz anlıyorsunuz beni
şehrin tüm çocukları birbirine benziyor
ölümlerden hiç yakınmayan
tüm türküleri ağıt gibi söyleyen...

Ertan Akyüz

Başa Dön