Cila Devri
kaşı yalan
gözü yalan
boydan boya endamı yalan
kulağa taktığı küpe yalan
eline yaktığı kına yalan
yalana takılan zaman
tökezleyip düştü
yalanla cilalanmış
cilalı taş devrine!..
cilalı taş devrinde onca insan
dilini çıkarıp açlıktan
taşlara dökülen tuzu yalar durmadan!.
a benim canım, sevgilim
sen bana cilalı taşlar getir, pasparlak
camlar içinde ışıldasın
güneş sanayım onları
biliyorsun denize girmek yasak
biliyorsun odun, kömür yok yakacak
hazır üşümüşken
hazır buz kesmişken cilalı taş devrim
serip minderimi tahta üstüne
güneşleneyim biraz!.
gel sen de uzan yanıma, dokunmak yasak
onun yerine
laflar edelim oradan buradan
olur olmaz şeyler söyleyelim birbirimize
mesela
bulutların vurulmasından
yeryüzüne düşen kırmızı güllerden söz edelim
biliyorsun kırmızı gül, toprağa akan kanla büyür
kırmızı gül aşk demektir bir de
sen bana kırmızı gül açan gül dikmeleri dik
vakit akşam!..