Çok Geç Olmadan...

Günümüzde oldukça büyük bir sorun olan çevre kirliliği ve ağaçların katledilmesini ele alan kısa bir köşe yazısı.

yazı resim

Söktünüz Olmadı, kestiniz Yine olmadı, bu kez yaktınız
Peki, siz insanlar bir an durup, hiç kendinize sordunuz mu: Biz ne yaptık, geleceğe ne bıraktık? diye.
Geleceğe ne bıraktığınızı sizler pek fazla düşünmüyor olsanız da, ben size izninizle söyleyeyim. Geleceğe, yani evlatlarınıza; sağlıklı yaşam alanları yerine, çok katlı binalar, birbirinden lüks ve gösterişli alışveriş ve eğlence merkezleri bıraktınız. Zaten gelecek de pek umurunuzda değildi ki; yüksek yüksek binaların aralarında kalmış, ufacık, yeşil parklara bile göz diktiniz. Hepiniz birbirinize Bir benim ağaç kesmemle, koskoca orman mı yok olacak canım! diye diye cennet vatanımızı betona çevirdiniz. Kısacası sevgili insanlar, siz; bize yeşil olmayan, betonarme, gri bir dünya bıraktınız
Önceki yıllarda İstanbulda sıradan bir vapur yolculuğu; İstanbul Boğazının berrak suyu, fonda martı sesleri ve berrak suda yüzen bin bir çeşit balık betimlemeleri eşliğinde anlatılırdı. Bu anlatım artık günümüzde oldukça değişti Martılar balıkları göremeyince çöpten beslenir, berrak suyumuz ise benzin rengine döner oldu. Önceleri, evimin karşısındaki okulun önünden akan nehir; bugün metro yolu. Daha keşfedilmemiş birçok canlıya ev sahipliği yapan Borneo Adası da sırları ile birlikte yok oluyor. Tüm bu değişiklikler sizin için pek sorun yaratmıyor olabilir ancak bizler, sadece ülkemizde değil, dünyada da örneklerini gördüğümüz bu değişimin farkındayız. İşin en kötüsü; birçoğumuz artık nefes bile alamıyoruz. İçimize oksijen çekmek yerine, karbondioksit çekmek zorundayız. Peki neden?
Artık eski bulutları da unuttuk. Yoksa sizin bulut dediğiniz fabrikalarınızın bacalarından çıkan karanlık duman mı? Üzgünüm, bizim bulutumuz o değil. Bizimkiler beyaz, bembeyaz, aydınlık bulutlar Peki, sizce sadece beyaz bulutları mı unuttuk? Hayır, berrak denizleri, çimen kokan sokakları, gökte uçan kuşları bile unuttuk. Artık çocuklar sokakta oynayamıyor, bahçelerde koşup çiçek toplayamıyorlar ki mutlu olsunlar. İsviçrede yapılan bir ankette, çocuklara ineklerin rengi soruluyor ve çocukların %75i ineklerin eflatun renginde olduğunu söylerken, sadece %5i ineklerin siyah ve beyaz olduğunu belirtiyor. Bunu biliyor muydunuz? Ne trajik bir sonuç, değil mi?
Biz insanlar, neden gelecek nesillerin doğası ile oynuyorsunuz? Hani evlatlarınızı çok seviyordunuz? Bu denizler, bu doğa sadece sizin değil ki Daha doğmamış, yüz yıllar sonra doğacak yeni nesillerin de Peki, bir ağacı kesip, yok etmek te bir cinayet değil midir? Onu arkadan vurmak değil midir? Oysa katlettiğiniz o ağaçlar; bizim yaşam kaynağımız. En acısı da; bir önlem alınmazsa eğer, sizin bizlere bıraktığınızdan daha kötü, daha karanlık bir geleceği kendi çocuklarımıza bırakmak zorunda kalacak olmamız Bu gidiş doğru bir gidişat değildir. Biz, geleceğin aydın mumları sizden bu yanlış gidişata bir Dur! demenizi ve yeşil, aydınlık bir dünyaya yeniden kavuşabilmemiz için çözüm üretmenizi diliyoruz.
Lütfen çözümünüz; ağaçları kesip, elde ettiğiniz kâğıtlara Ağaçları kesmeyelim! yazmak olmasın sadece. Bulduğunuz çözüm, halkımızı içinde bulundukları bu derin uykudan uyandırıp, bilinçlendirsin
Sizce, bize en azından bunu borçlu değil misiniz?

Başa Dön