***
yaşadıklarımızda
arzuladıklarımızı
bulamıyoruz
bunu sende gördüm
sana ulaşdığım an
arkasınca koşduğum şeyin
sen olmadığını anladım
hüzünlü melodi eşliğinde
bir noktaya bakıb
uzun uzun düşündüyüm
kız diyilmi bu kadın
niçin hasretini çekdiyimiz
ne varsa
sevdiyimizi düşünürüz
hasretle bitip
hasretle başlıyorsa
sevdalar
ben hasreti seviyorum
ben dokunmağı düşündüyüm an
içimde yaranan sıcaklığı seviyorum
ben yerini bilmediyim
ama özlemini çekdiyim
saltanatı
sadeti seviyorum
ben ulaşılmazlığı seviyorum
ben tabanımı kaldıranda bile
elimin bir barmağı dokunan
yüksekliği seviyorum
ben geminin bir adımlık mesafeye kadar
yan almağını
yaklaşmağını
ben yolun bir adım kısa kalmağını
seviyorum
ben ömrün dar kömlek gibi
bedene gelmemeyini seviyorum
ben sevdikce hasrete yeniliyorum
ben sevgiye kalkdıkca
hasrete iniyorum
sevgiler hasretin yanında
küçük kalır
kaç sevgi saklanıyor
bir hasretde
insan sevdiyini yaşayamıyor
insan arzuladığı andakı delice tutkuyu
ihtirası yaşadığı ana taşıyamıyor
hep neyise, kimise istiyor
yaşamanın bir adı da arzulamakdır
insan ihtiyacı olanda arıyor
insan ihtiyacı olanı arıyor
tüm sonluklar tamamlanmamış görüyüyo
ihtirasını öldürdüyün andan sonra
azruladığın
özlediyin kadın varsa
odur sevdiyin
dokunulan andan
fethedilmiş sayılıyor kadın