(Ankara'dan İstanbul'a Serenat)
İstanbul farklı belde albeni kelep kelep
Billurdan öykülerin demlendiği has iklim
Gizemli gamzesiyle dolu hüsnü lebalep
Dokunur gecesinde sabaha ait kilim
Erguvanlar lâleler nişanesi nisanın
Başını döndürüyor albenisi insanın
Boğazın sularına yansır Leyla gülüşü
Zümrütle turkuazın harmanlanır türküsü
İstanbul üstünedir turnaların tüm düşü
Anlatılır yıllardır hep emsalsiz öyküsü
Erguvanlar lâleler nişanesi nisanın
Başını döndürüyor albenisi insanın
Yedi tepesi gergef en nadide hâllere
Asırların içinden süzülüp gelmiş peri
Yurt olmuş tarih boyu benzersiz nihallere
Endamı hep incedir doğduğu günden beri
Erguvanlar lâleler nişanesi nisanın
Başını döndürüyor albenisi insanın
Minareler incecik bir mihrimah hâleti
Efsunlanır bakışlar gurup vakit hüzünlü
İstanbul sevgisinin olmaz ki nihayeti
Şehirlerin içinde efsanesi en ünlü
Erguvanlar lâleler nişanesi nisanın
Başını döndürüyor albenisi insanın
Fatihin hayalini süslemiş nice zaman
Şehirlerin sultanı sultanları cezp etmiş
Nefes alıp verdikçe İstanbul imiş her an
O İstanbulu önce hayalinde fethetmiş
Erguvanlar lâleler nişanesi nisanın
Başını döndürüyor albenisi insanın
Ah şimdi hâli yaman Şeddadi binalar çok
Yine de bu hâliyle seviyoruz biz onu
Hâlâ cihan üstünde İstanbul gibisi yok
Odur efsane şehir doğrusu eni konu
Erguvanlar lâleler nişanesi nisanın
Başını döndürüyor albenisi insanın
Ankara, 14.03.2017 İbrahim KİLİK