Bunca yıldır,aşk meşk olayları hakkında herşeyi bildiğini iddia eden birçok kadınla karşılaştım.Karşılaştığım bu kadınların hemen hemen hepsinin kesiştikleri bir nokta vardı.Hepsi,sevgiyi,aşkı,tam anlamıyla tarif edemediklerinden yakınıyorlardı.Gün oluyor hediye edilen bir kırmızı güle aşk diyorlar,gün oluyor sevecen bir gülümsemenin anlamını sevgi diye yorumluyorlardı.Hatta bir erkeğin en çok ne istediği üzerinde düşünsel platformlar kurup,o platformun üzerinde egzersiz yapıp duruyorlardı.
Kimse ne olup bittiğini bilmeden hariçten gazel okurken,aradan birkaç akıllı tip çıkıp,nedir kardeşim bu aşk dediğiniz diye feminal açıdan uzaklaşarak,farklı bir frekansta yoğunlaşıyorlar.O tipleri çok seviyorum ben.Gerçekten neyin ne olduğunun farkındalar.Şaziye'nin nişanındaki gri kareli gömlekli yakışıklının kim olduğu umurlarında bile değil.Yada acaba Burak beni seviyor mu fenomenlerini hiçmi hiç takmıyorlar.Dedim ya,onlar için varsa yoksa,bilimsel aşk.Bilimsel aşk mı?O da ne?
Bilimsel aşk yani benim idefiksimdeki adı bu.Bilimsel aşkta özneler yok.Sadece gizli özneler var.Yani kadın ve erkek,karşısında görmek istediği kişiyi görüyor.Asıl tema o.İyelik eki de yok.Ne kadın,ne de erkek kendisini karşısındakine ait hissetmiyor o yüzden.Ait hissetmiyor dediysem,ikisi de gidip bir bara "one night stand"türü bir ilişki de yaşıyor demedim.Aitlik yok derken anlatmak istediğim,saygılı bir bakış açısıyla yaşamı algılamaydı.Herşeyi beraber yapmak zorunda değiliz diye başlayan bir cümle düşünün ve bu cümleyi beraberliğin her aşamasına serpiştirin.Böyle bir durum kısacası...
Fi tarihinde monolog kurduğum bir hatun kişinin dediği bir cümleden yola çıkarak kadın ve erkeğin beraber yaşamak adı altında simgeleştirdiği şeyleri biraz olsun analiz ettim diyebilirim.Bu analizin içerisinde biryerde değer arzeden bazı şeyler var ki,bir kadının beraberliğe özellikle evliliğe nasıl baktığını gözler önüne seriyordu.Kadınlar hep derler;Ciddi bir beraberlik istiyorum.Yada ilişkimiz ne zaman ciddi bir boyuta ulaşacak.Fi tarihinde cümleler sarfettiğim o hatunda aynen bu şekilde bir durumu algılamış olmalı ki,hayatın anlamını şuan kitapların arasında arıyor.O zaman bana "ciddi bir beraberlik düşünmüyorum"demişti.Düşünsenize,ciddi bir beraberlik istemiyormuş primadonna.Gerçi rolünü çok iyi oynayacağından da pek emin değildim.Yada doğaçlama birşeyler takılmak istiyordu belkide.İster doğaçlama ister kategorilere ayrılmış bir rol olsun,onun ne istediği belliydi.O da gizli öznesini arıyordu.
Gizli öznelerin adı olmaz...
