Mutsuzluğun Tebessümü

Kaç şehir yağmaladı bu aşk hırsızları, Kaç mahkumun son isteğiydi sevdayı tanımadan ölmek?

yazı resim

Bir bulmacanın bulunmaz cevabı gibi gizli saklıyım
Bir gece yada bir gündüz ne fark eder ki?
İkisi de aynı benim için,ikisinde de sen yoksun
Canım o kadar kırılgan bir hale geldi ki,
dokunuşların azabı ölümden beter.
Seni özlediğimi biliyorsun ama;
sen hiçbir şey yapmıyorsun…
Şimdi bunları düşününce,
Bir boş vermişlik düştü vücuduma
Unut dedim unutamadım..

Hani hayat korkmamayı öğretirdi ya
Sanırım ben bazı şeyleri yanlış anladım
Ölüm üzerine kurulan yaşam ve aldatmacaların
hiç birinden korkmadım,
Sensizlikten korktuğum kadar!
Soğuk olan ölüm müydü,yoksa o bakışların mı?
Kaç şehir yağmaladı bu aşk hırsızları,
Kaç mahkumun son isteğiydi sevdayı tanımadan ölmek?
Ya birileri durmadan yalan söylüyordu
Bunlara kim inanacak di?
Hiçe sayılan kavgaların hangisi senin içindi,
Benim hatalarımın sebebinde neden sen yatıyordun?
Bir yada birkaç adımlık bu ömürde
ben neden tökezlemeye başladım?
Hasretin mi bana bu kadar acı çektiren
Yoksa ben mi acı çekmeye hasretim ki hala özlüyorum seni!
İnsan hiç öpemediği dudaklar için her gece yas tutar mi?
Can dayanmaz çileleri ayrılığın merhemi niyetine sürüyorsam
Vedasız gitmelerin açtığı yaraların üzerine,
Ve bir yıldıza sen duyarsın diye
“hala dimdik ayaktayım yokluğun beni bitiremedi” diye yalanlar söylüyorsam
bil ki seni unutamadığımdandır
Her şeye sil baştan başlasam;
Ben bu kahırları ne yapacağım
Ben bu acıları kime satacağım?
Ben unutmaları, ben ölmeleri beceremedim ki..
Bir “anka kuşu “misali
Küllerimden yeniden doğarım
Bir boş vermişlik geldi vücuduma
Unut dedim unutamadım

Hüseyin Avni Çakmak

Başa Dön