Sokakta lastik ayakkabı kokusu......
Ellerimizde şeker leblebiler kadar renkli sesler........
Terkedilmiş han kapılarının yağ kokan serseri gıcırtısı ...
Karşımda hecelemeye doyamadığım antikalar......
İnsan seslerini minyatürleştirdiğimiz gramafon.....
Ta ş duvarlara yaslanmiş kadin resimleri..... ne kadarda titrek..... Bir aya *ğı kırık anıların kazındığı masa... ne kadarda dengeli...... Ta
şlarin eskitemedigi kum yollar.... nereye gidiyor....*
Bilemedim...
Küf kokusu ,tahta duvarlarda.....
Tahta kurusunun, ayak izleri...
Ya ğmur kokusu ,tütsülükten......
Bu gece ay burada ,
Yıldızlar burada,
Sokak lambaları burada.....
Duvarda sessizliği anlatan şehrin zikir çeken ışıkları......Burada
Ay uykusuna yatmış şehir...neyin rüyasını görüyor...
Bilemedim...
Neyi... gösteriyor ta ş duvarlari süsleyen cennetin gizli oyuklari... Zikirli bir ışık olurum sandım ....döne döne.... Terkedilmi ş yağ kokan kapılardan Kandilin dibinde sönen bir ışık gibi yok olmalara kandım....söne söne Köprü kurmu ş örümcek ağı.....hangi gidişe set çekmekte
Taş gözlerle baktığım taşların eskitemediği kum yollar.......Kimi gösteriyor
Bilemedim.......