"Yazmak, aslında, 'biraz daha çay alabilir miyim?' demenin bin bir türlü dolambaçlı yolunu bulmaktır." - Virginia Woolf"

yazı resim

ey adam geçinen yüreksizler;
ne demeye böbürlenirsiniz?
yapın da görelim...
ne demeye korkmam dersiniz?
Hele bir geçin de görelim...
zifiri karanlıkta sokağa çıkmadan
etrafın sarılıp da kurtulamadan
sevdiğini alçak gözlerden korumadan
bir fakiri doyurmadan
bir el sıkıp sohbete oturmadan
bir dert dinleyip çare aramadan
yaparım deyip yapamadan
vururum deyip kaçmaktan başka
ne işe yararsınız ki...
Ulan siz var ya siz
sana diyorum şerefsiz...
Sen adam da satarsın çıkarına
İşine yaptırmak için
Girersin muhtaç demeden kanına
Sen uçkurun için girersin
sevdiğinin namusuna
Sen para için satarsın sevdim dediğini
Bir anlık zevkine verirsin herşeyini.
İşine gelince öyle bir erkeksin ki...
Ah ulan şerefsizler ah...
En çok da siz pirim edersiniz..
en çok siz sevilirsiniz
en çok siz alırsınız siz yersiniz...
Garibanım üzülme
nice bedel ödesende, yemesende sevilmesende,
yürek sende, sevgi sende, şeref sende...
Sözüm şerefsizlere....
Ne demeye böbürlenirsiniz daha?
Güçlüsünüz ya siz...
Ezin de görelim...
Cesursunuz ya siz gelin de görelim...

KİTAP İZLERİ

Nohut Oda

Melisa Kesmez

Melisa Kesmez’in ‘Nohut Oda’sı: Eşyaların Hafızası ve Kalanların Kırılgan Yuvası Melisa Kesmez, üçüncü öykü kitabı "Nohut Oda"nın başında, Gaston Bachelard'dan çarpıcı bir alıntıya yer veriyor:
İncelemeyi Oku

Yorumlar

Başa Dön