Seni anlatmak için yetmiyor kelimeler
Ateş ve akkor olup düşüyor gönüllere
Hurufat yaralanmış sözler lime limeler
Adın iliştirilmiş nişan diye güllere
Hayallere sığmayan bir perisin süveyda.
Efsane dağlarından coşup gelen ırmaksın
Kar suyu bakışların akan sulardan duru
Sesin billûr tonunda çorak ruhlara aksın
Aydınlatsın geceyi tebessümünün nuru
Füsunkâr bakışında sır erisin süveyda.
Gözlerindeki ışık gece sulara çavsın
Gamzelerin ısıtsın üşüyen yürekleri
O emsalsiz duruşun hüzün okunu savsın
Kıskandırsın hikâyen semada melekleri
Güller içinde açan gül serisin süveyda.
Süveyda rüyalarda naz kokulu ceylansın
Ellerin efsaneler süsleyen beyaz zambak
Dünya döndükçe seni diller desturla ansın
Bulutlara kurul da dünyaya oradan bak
Hüzün deminde ışık göze fersin süveyda.
Ankara,03.02.2011 İ.K