Mahşer yerine dönen İstanbula, Ankaraya aslında yapılacak fazla bir hizmet, iş kalmadı ama ne yapalım ki seçim var. Birini seçeceğiz. Şimdi benim aklımın almadığı, aklıma sığdıramadığım şey ortada bu kadar çok yolsuzluk varken il, ilçelerin Adliyesi, onun sayın hakim ve savcıları neden elleri böğründe beklerler?
Cevap: Mahkemelere şikâyet, başvuru yoksa dava da yoktur, olmaz.
Yoksa şikâyet, başvuru çok ta sıra mı gelmez ?
Bana kalırsa Belediyeler, artık çok oldu. Başkanı da; İl Genel Meclisi üyeleri de parmak kaldırarak milletin paralarını (kendilerini zengin ederek- buna RANT denir) çar çur ediyorlar. Yapılacak ilk iş, Belediye Yasasını yeniden gözden geçirmek, başkanın ve Meclisinin yetkilerini sınırlamaktır. Efendim, eski Belediye Yasası ile adım atılmıyordu, vatandaşa hizmet götürülemiyordu. Haşa yalan ! Namuslu adam, hizmet götürmek için Yasaya bakar ama hizmetten, çalışmaktan kendini ala koymaz. En çok yolsuzluk bu dönemde çıktı, Fener söndü, şimdi asfalt çıktı ortaya. Bakalım daha neler çıkacak. Sahi Ankara'nın asfalt Osman'ı ne oldu ?
Yalanı dolanı bırakın, çarşafa dolanmayın, çukura düşeceksiniz !
Oylar dinosor parti CHP.'ye. Çünkü en ehven-i şer odur da ondan!
Yarın devam edeceğiz.
Saygılarımla.
Yolsuzluklar Asfalta Serildi.
İnsan aklı düşüne düşüne buluyor doğruları. Dün gece düşünerek şu doğruya ulaştım. Seçim gelince parti liderleri, önce vatandaşına yapacakları işlerden söz eder, vaadlerini sıralardı. Ne başbakanımız, ne de onun İstanbul ve Ankara Belediye Başkan adayları böyle bir gerçek yerine kuru gürültü ve laf ebeliği ile olayları unutturmaya mı çalışıyorlar ? Siyaset tarihimizde iş, plan, proje yerine Nasreddin Hoca fıkrası anlatmak bir ilk oldu. Ne yapsın muhalefet liderleri? İstemeden uydular AKP'ye. Ama yolsuzluk bu kez de asfalta bulaştı, serildi.