Ve bu gezmeyle sana olan yolu kat etmek istiyorum..., her ne kadar gidiyorsam yine gelip sensizlige kavusuyorum!!! Geceleyin atese karsi atesle gidiyorum... Geceleyin bicak sirtinda geziyorum. Bicak kirmizi bir yilan olur... Ne maksat dayanir ne de gögsü
... Ve sonra sana mektup yazmak geldi aklima, evet boyle bir baslangic yapmak istedim, kafamdakileri edebi bir dille, yuregine sevdalandigim ama ayri dustugum senle karsilikli olmasada paylasmak istedim. Seni sensiz yasamaya alisamayan ben, sana hic
"Biz Cenneti de gördük Cehennemi de...
Daha dün gibi aklimda çocuklugum.
Yedigimiz yemek de, ictigimiz su da, tertemizdi. Havada gül kokusu vardi o zamanlar...
Ne zaman ki süngülendi bebekler ve ben gözlerimle gördüm... Ne zaman ki terketti bizi peygamberleri baska da olsa, o güzel komsular... Ne zaman ki sürüldük o "diyar-u jar" ülkesinden, dilini bilmedigimiz bu yaban ellere...
Iste o zaman basladi bizim icin cehennem.
Simdi bu yanasi Londra\'da, beton duvarlar arasinda, kimse duymaz ki sesimi...
Londra
....
Cezmi Ersoz, Y. Hayaloglu, Can Yucel, Yilmaz Odabasi, Ahmet Altan...
Ne bana benzeyen bir yazar var, ne de benim benzedigim bir yazar... Benim o yuce insanlar gibi olmam icin nice acilara sahit olmam gerekiyor...
