Baran...
Bir adamın susarak anlattığı, yazarın kalemiyle değil yüreğiyle çizdiği bir hikaye. Travmatik olayların gölgesinde, varoluşun kıyısında, bilincin bulanık sularında geçen son on iki saat...
Korkular, kaygılar, sanrılar ve beklenmeyen bir dinginlik.
Baran gül bahçesinde siyah bir lale gibi... Hem zıt hem zarif, hem kırık hem derin.
Bu kitapta herkes kendine ait bir yalnızlığı bulabilir.
Ve belki bir ihtimal huzurla gitmenin cesaretini...
