"Sabah 05:00'te uyanıp yazmaya başlayanlar, muhtemelen hala kahveyi icat edememişlerdir." - Dorothy Parker (kurgusal)"

Çanakkale Aslâ Geçilemeyecek!

yazı resimYZ

Yüzyılların en zâlimi henüz on küsur yaşlarındaydı,
İhtiyar Dünyanın mezat pazarı leş arayışındaydı
***
Emperyal canavar ne toprağa, ne de kana doyuyordu .
Yeryüzü haritasında bir yerleri haydutlar arsızca soyuyordu
***
Azalan sömürü toprakları zâlime hiç yetmiyordu;
Osmanlı uhdesinde Ortadoğu iştahlar çekiyordu
***
Meşrutiyet adıyla ülkeye taşeron bir dikta gelmişti
Sultan Abdülhamit Han ise birkaç yıl önce hal edilmişti
***
Ne kadar hain varda o ortamda coştular;
Ermenisi, Yahudisi, Rumuyla hıyanete koştular
***
Selanik hıyanetin, ihanetin başşehiri olmuştu,
Şehir alabildiğine Siyonist localarla dolmuştu
***
İttihat Terakki ütopyadan bir alâmete binmişti;
Kıyametin çok yakın olduğu o günlerde bilinmişti
***
Dünya Savaşı denen felâket kapımızı çalmıştı,
Bir mâcera uğruna Osmanlı bu furyaya dalmıştı
***
Bu karar sonucunda Londra da itilafcı devletler ,
Çanakkale Boğazı nı delerek geçmeye ahdettiler
***
Biliyorlardı ki Osmanlı bir yaşlı hasta adam idi;
Boğazdaki tahkimatı da istilaya engel değildi
***
Üç Kasımda mağrur Britanya başlattı ilk saldırıyı ;
Düşmüyordu bir türlü Boğaz, direniyordu bütün kıyı
***
Zulmün filoları denizin üstünde apışıp kalmıştı;
Sanayisi iflastı savaşın, iman nasibin almıştı..
***
Sırtında devasa mermi Mehmed oğlu Seyyid Onbaşı nın;
Bekliyordu inmeyi öfkesiyle kalbine donanmanın
***
Kudurmuştu haçlılar, son darbeyi hayallerle seçtiler;
Mart ın onsekizinde bu hayali yaşamaya geçtiler
***
Evdeki hesaplar aynı sebeple uymamıştı çarşıya;
İman dolu serhaddi ile geldiler karşı karşıya
***
On altı harp gemisi ile düşman tabyaları dövüyordu
Çanakkale ateşlerin içinde yanarken ölüyordu
***
Boğaz ın düşmesine ramak kalmıştı ki mucize geldi,
Bomba Fransız ın Bouvet zırhlısını kalbinden deldi
***
Az önce Seyid Onbaşı nın omzundan topa sürülmüştü;
İstilâcıların hevesleri o saatte dürülmüştü
***
Mehmetciğin imanı çakal sürüsüne elbette yetti;
O devasâ armada hedeften bir anda tornistan etti
***
Denizden olmamıştı, bir de karadan deneyeceklerdi;
Artık Bin dokuz yüzon beş Nisanı nı bekleyeceklerdi
***
O gün geldiğinde binlerce İngiliz, Fransız askeri;
Seddülbahir ve Morto ya yaşatırken bir kanlı mahşeri
***
Anafarta ve Arıburnu nda destanlar yazılıyordu;
Düşman için toprağa siperden mezarlar kazılıyordu
***
Bu hal bin dokuz yüz on altı Ocağına kadar sürecekti;
Sonunda çılgın devin defteri zaferle dürülecekti
***
Zafer sonunda iki yüz elli üç bin idi şehidlerimiz;
Liseli, üniversiteli ne kadar varsa eridi gençlerimiz
***
Candan geçmese idi onlar hiç bu ülke kurtulur muydu ?
Ezanlar okunur , analar, bebeler huzuru bulur muydu ?..
***
Vahşi Batı hezimetini yıllarca hiç unutmayacaktı;
Türkiyem ne zaman zevâle düşse fırsatı kollayacaktı
***
İşte o gün bu gündür Avrupa hep bu intikamın peşinde ;
Tüm çabaları, bir şekilde Türkiye nin yok edilişinde

***
Ülke tam yüz senedir yaşanan darbeler, başkaldırılarda,
Hep yaşadı bu rekabeti kanlı, kancık saldırılarda
***
Derin devlet eliyle oynandı hep, bildiriler, darbeler ;
Postmodern zamanlarda sahnelendi geziler, paraleller
***
Ne yapsalar, ne etseler plânları hep yok olacaktı;
Bin yıllık zamanların Anadolusu yine Türk kalacaktı
***
Çünkü o Âsım ın Nesli yatağından kalkmıştı dirilerek ;
Âkifce Arkadaş yurdumu alçaklara uğratma diyerek
***
Hilâl ve Sâlip in kavgası kıyamete dek böyle sürecek
Çanakkale asla geçilemeyecek; yaşayanlar görecek

Salih Zeki Çavdaroğlu
31. Aralık.2014

KİTAP İZLERİ

Başka Yollar

Enis Batur

Enis Batur'un Zihin Labirentinde Bir Gezinti Türk edebiyatının en üretken ve sınır tanımayan kalemlerinden Enis Batur, okurunu bir kez daha kendi zihin coğrafyasının dolambaçlı patikalarında
İncelemeyi Oku

Yorumlar

Başa Dön