Çanakkale Aslâ Geçilemeyecek!

yazı resimYZ

Yüzyılların en zâlimi henüz on küsur yaşlarındaydı,
İhtiyar Dünyanın mezat pazarı leş arayışındaydı
***
Emperyal canavar ne toprağa, ne de kana doyuyordu .
Yeryüzü haritasında bir yerleri haydutlar arsızca soyuyordu
***
Azalan sömürü toprakları zâlime hiç yetmiyordu;
Osmanlı uhdesinde Ortadoğu iştahlar çekiyordu
***
Meşrutiyet adıyla ülkeye taşeron bir dikta gelmişti
Sultan Abdülhamit Han ise birkaç yıl önce hal edilmişti
***
Ne kadar hain varda o ortamda coştular;
Ermenisi, Yahudisi, Rumuyla hıyanete koştular
***
Selanik hıyanetin, ihanetin başşehiri olmuştu,
Şehir alabildiğine Siyonist localarla dolmuştu
***
İttihat Terakki ütopyadan bir alâmete binmişti;
Kıyametin çok yakın olduğu o günlerde bilinmişti
***
Dünya Savaşı denen felâket kapımızı çalmıştı,
Bir mâcera uğruna Osmanlı bu furyaya dalmıştı
***
Bu karar sonucunda Londra da itilafcı devletler ,
Çanakkale Boğazı nı delerek geçmeye ahdettiler
***
Biliyorlardı ki Osmanlı bir yaşlı hasta adam idi;
Boğazdaki tahkimatı da istilaya engel değildi
***
Üç Kasımda mağrur Britanya başlattı ilk saldırıyı ;
Düşmüyordu bir türlü Boğaz, direniyordu bütün kıyı
***
Zulmün filoları denizin üstünde apışıp kalmıştı;
Sanayisi iflastı savaşın, iman nasibin almıştı..
***
Sırtında devasa mermi Mehmed oğlu Seyyid Onbaşı nın;
Bekliyordu inmeyi öfkesiyle kalbine donanmanın
***
Kudurmuştu haçlılar, son darbeyi hayallerle seçtiler;
Mart ın onsekizinde bu hayali yaşamaya geçtiler
***
Evdeki hesaplar aynı sebeple uymamıştı çarşıya;
İman dolu serhaddi ile geldiler karşı karşıya
***
On altı harp gemisi ile düşman tabyaları dövüyordu
Çanakkale ateşlerin içinde yanarken ölüyordu
***
Boğaz ın düşmesine ramak kalmıştı ki mucize geldi,
Bomba Fransız ın Bouvet zırhlısını kalbinden deldi
***
Az önce Seyid Onbaşı nın omzundan topa sürülmüştü;
İstilâcıların hevesleri o saatte dürülmüştü
***
Mehmetciğin imanı çakal sürüsüne elbette yetti;
O devasâ armada hedeften bir anda tornistan etti
***
Denizden olmamıştı, bir de karadan deneyeceklerdi;
Artık Bin dokuz yüzon beş Nisanı nı bekleyeceklerdi
***
O gün geldiğinde binlerce İngiliz, Fransız askeri;
Seddülbahir ve Morto ya yaşatırken bir kanlı mahşeri
***
Anafarta ve Arıburnu nda destanlar yazılıyordu;
Düşman için toprağa siperden mezarlar kazılıyordu
***
Bu hal bin dokuz yüz on altı Ocağına kadar sürecekti;
Sonunda çılgın devin defteri zaferle dürülecekti
***
Zafer sonunda iki yüz elli üç bin idi şehidlerimiz;
Liseli, üniversiteli ne kadar varsa eridi gençlerimiz
***
Candan geçmese idi onlar hiç bu ülke kurtulur muydu ?
Ezanlar okunur , analar, bebeler huzuru bulur muydu ?..
***
Vahşi Batı hezimetini yıllarca hiç unutmayacaktı;
Türkiyem ne zaman zevâle düşse fırsatı kollayacaktı
***
İşte o gün bu gündür Avrupa hep bu intikamın peşinde ;
Tüm çabaları, bir şekilde Türkiye nin yok edilişinde

***
Ülke tam yüz senedir yaşanan darbeler, başkaldırılarda,
Hep yaşadı bu rekabeti kanlı, kancık saldırılarda
***
Derin devlet eliyle oynandı hep, bildiriler, darbeler ;
Postmodern zamanlarda sahnelendi geziler, paraleller
***
Ne yapsalar, ne etseler plânları hep yok olacaktı;
Bin yıllık zamanların Anadolusu yine Türk kalacaktı
***
Çünkü o Âsım ın Nesli yatağından kalkmıştı dirilerek ;
Âkifce Arkadaş yurdumu alçaklara uğratma diyerek
***
Hilâl ve Sâlip in kavgası kıyamete dek böyle sürecek
Çanakkale asla geçilemeyecek; yaşayanlar görecek

Salih Zeki Çavdaroğlu
31. Aralık.2014

Başa Dön