Eskimez Sevda Ölümsüz Hasret

Ne sevda,ne de hasret ölmeyecek;ölmmeli...Var oldukça sevgi.

yazı resim

Sıkılmıştım içerde, yürüyüşe çıkmıştımprefix = o ns = "urn:schemas-microsoft-com:office:office" /

Efkârlanıp, son kalan sigaramı yakmıştım.

Yapıyordum geçmişin hesapsız hesabını

Bulamadan bir haylisorunun cevabını.

Kızıyordum öfkeyle çok kez kendi kendime

Şöyle bir göz atınca hüzünlü geçmişime.

Geçmişim yıkıntılar, acılarla içiçeydi

Havam ah, suyum acı, çektiğim hep çileydi.

Gelecekten karamsar, geçmişine darılmış

Yürüyordum, anılara ilk umutla sarılmış.

Epeyce yol aldıktan sonra geriye döndüm

Birden, biraz ilerde, vicdan sızımı gördüm.

Fark etmedi, yanına varıverdim ânında

Küçük, tatlı bir çocuk yürüyordu yanında.

O an anlatılmaz bir heyecan yaşadım

Uzanıp ufaklığın, saçlarını okşadım.

Belki de kim bu adam, ne imiş diye derdi?

Merak ile başını bana doğru çevirdi.

Görünce karşısında ürpererek, şaşırdı

Sanırım, o da benim kadar içten sarsıldı.

Göz göze geldik bir ân, kaçamakça bakıştık

Uzattı ellerini, çekingen el sıkıştık.

Nasılsın diye sordum: dedi bildiğin gibi

Sevemedim kimseyi seni sevdiğim gibi.

Gidişinle yıkıldı düşlerim, hayâllerim

Çok zaman yorgun düştü, duâdayken ellerim.

Çılgın gibi Allah’tan seni geri istedim

Hastalandım, derdinle gece gündüz inledim.

Bilmiyorum kaç kere kalkıştım intihara

Ölmüşsen, bir an önce kavuşmak için sana.

Düşündüm, her yolu denedim, her ihtimali

Alay etti, delirmiş bu diyerek ahâli.

Kimi şifâsız hasta, kimi iyleşir dedi

En güzel yıllarımı, bilki sensizlik yedi.

Gidiş o gidiş, senden hiç bir hâber çıkmadı

Kâlbim var ya şu kâlbim, beklemekten bıkmadı.

Ne zaman isyan etse, bir gün gelecek dedim

Çektiklerin, sabreyle er geç bitecek dedim.

Genç yaşımda kahırdan saçıma kırlar yağdı

İçime üzüntüden, elemden karlar yağdı.

Ne yazık ki seneler geçti, gelmedin geri

Kurudu birer birer sevdâmın petekleri.

Hâlim dostlara hüzün, düşmana sevinç oldu

Her taraf dedikodu, iftira ile doldu.

Bir bilsen neler neler dediler benim için?

Söylenenler eritti ruhumu için için.

Hiç hak etmediğim bir boşluğa yuvarlandım

Sevgin için tutuştum hicrânınla yandım.

Düşündüm, bulamadım bir sebep gidişine

Neredesin bilseydim, düşecektim peşine.

Hırslanarak minnacık yumruklarını sıktı.

Yumruklayan gözlerle, gözlerime bir baktı

Niye bıraktın dedi, ne olur söyle, niye?

Lâyık değil miydim ben, sevince sevilmeye

Bulamadım bir cevap, yedim kendi kedimi

Ümitsizlik, dayandım, inan yıktı bendimi.

Kesince senden ümit, birisiyle evlendim

Sevmedim onu asla, inan hep seni sevdim.

Aradım bulamadım; sığınak, bir güvence

Yıllarca kendime, hem ona ettim işkence.

Doğan ilk çocuğuma verdim Hasret ismini

Yaşadığım her zaman, yaşatmam için seni .

Biliyorsun ki hasret parola, simgemizdi

Sevdâmız kara sevdâ, ne kadar saf, temizdi.

Bu çocuk en küçüğüm, adını Sevdâ koydum

Her sevdâ deyişimde, sevdâmız ile doldum.

İstersen hiç inanma, unutamadım seni

Vefâsız, bir kerecik aramadın sen beni.

Ya sen dedi, ne yaptın o günden sonra, söyle?

Ne bu perîşan hâlin, ne bu bezginlik böyle?

Olacağını böyle sanmazdım doğrusu hiç

Çileler benin gibi seni de eylemiş linç.

Keşke hiç sormasaydın, imkânsız anlatamam!?

İnanırsan mûcize bu güne dek yaşamam.

Ayrılığa bir türlü gösteremedim rızâ

Sensizlikle berâber tutuldum bir maraza.

Yıllarca şifâ için, gezmedik yer koymadım

Göremedim epeyce; konuşmadım, duymadım.

Bilmiyorum, kaç sene sonra geldim kendime?

Dedim Sevdâ, ah Sevdâ! N’olur söyleyin, nerde?

İşitenler; Sevdâ kim, hiç tanınmadık biri?

Sanki o an gömüldüm hicrâna diri diri.

Şuurumtam yerine geldiğinde anladım

Başka bir memlekette, yatalak bir hastaydım.

Şifa bulup kalkınca, dönmeye verdim karar

Canlandı hayâlimde unutulmaz anılar.

Yüreğim kor, ümitle seni sordum herkese

Tanıyan, tanımayan; bırakmadım bir kimse.

Dendi: buradan gitti, nerelere kim bilir?

Haber bırakmaksızın; bekle, belki de gelir.

Bekledim, hep bekledim, kâlbim ümitle dolu!

Yollarda hep gözlerim, bakışlarım buğulu.

Sorup, aramadığım kişiyle yer kalmadı

Canlı, cansız yerini bir tek bilen olmadı.

Bir hataydı terk etmem, geç anladım hatâmı

Acılara çevirdi hatâm hayat rotamı.

Sensizlik ve acılar; içiçeydi sürekli

Yalnızlık ve özlemin, oysa sendin gerekli.

Alışmaya çalıştım, bitmeyen sensizliğe

İstemesem de razı edildim evliliğe.

Evlendiğim kız senden inan güzel değildi

Lâkin çok değer verdi, üzerime eğildi.

Bir kız, bir oğlum oldu evlilikten benim de

Kıza Sevdâ, oğlana Hasret ismini bende

Verdim, yaşadıkça hep sevdaylayaşamaya.

Sevdâdan mahrum, hasret kaldım mesut olamaya.

Deyince, çöktü yere, boğuldu hıçkırığa

Zavallı, kahreyledi sebepsiz ayrılığa.

İkimizde mahvolduk üzüntüden, yıkıldık

Birbirimizden ayrı geçen yıllara yandık.

Sanki yeniden sardı içimizi o yangın

Konuştuk sebebini, sebepsiz ayrılığın.

Bilemiyorum derken, neydi sebep, neydi suç?

Boşalttı yüreğime hüznünü avuç, avuç.

Onun ile berâber, o an ağladım bende

Geçmiş güzel anların yıkıntısı sinemde.

Sanki o güzel günler sahne sahne canlandı

İkimizin de kâlbi yine heyecanlandı.

Bir an düşecek oldu, el uzattım tutmaya

Sorunca devam ettim, geçmişi anlatmaya.

Yoktun ama, ân bile ayrılmadın yanımdan

İnan, ister inanma çok sevmiştim canımdan.

Mecburdum sensiz bile olsam da yaşamağa

Hayat her türlü zoru yaşattı bu ahmağa.

Karım müzmin, şifasız bir derde yakalandı

Günden güne eridi; çöktü kolu, kanadı.

Doktor doktor gezdirdim, bulunamadı çâre

Genç yaşında toprağa düşüverdi biçâre.

Kaldım iki çocukla dertler ile baş başa

Her gün sabah çıkarım yaşamayla savaşa.

Ne olursun hor görme, tipimle biçimimi

Hamallık, amelelik sağlarım geçimimi.

Soracaktım sen şimdi ne hâldesin diye tam

Kalktı çöktüğü yerden; uzaklaştı yanımdan

Yüzüme hiç bakmadan, birden elvedâ dedi

Bir şeyler diyecektim, beni hiç dinlemedi.

Şaşırdım, kaldım öyle, büktüm yine boynumu.

Yürümeye başladı yarım kalan yolunu.

Hızlı adımlar ile ayrıldı hemen ordan

Acelesi var gibi, arkasına bakmadan.

Yapyalnız, kalakaldım yıkılmış ve vîrâne

Çıldıracaktım, nerdeyse olacaktım dîvâne.

Tıpkı gidişim gibi bir gidişti bu, anladım!

Gözyaşımı içime akıtarak ağladım.

Yıkılmıştı kâinat başıma birdenbire

Haykırdım, aldırmadan etrafımdakilere.

Hayır, olamaz diye her şeye isyan ettim!

İçin için, kendimi yiye yiye tükettim.

Sandım o an kendimi yangında bir serseri

Küllemeye çalıştım alevlenen hisleri.

Terk eyledim tutuşan çıngıları, sönmeye

Karar verdim sönmezse, bin an önce ölmeye.

Yapacak bir şey yoktu, döndüm geldiğim yöne

Yürümeye başladım, içimde döne döne.

Terk ettim, terk edildim; unutmaya çalıştım.

Depreşen yalnızlığa gide gide alıştım.

Kaldığım yerden tekrar omuzladım hayatı

Yüreğim param parça, duygularım kaskatı.

Karar verdim bir daha sevmemeye ömrümce

Hikâyem ibret olsun, sizde sevmeyin bence.

O günden sonra ondan hiç haber alamadım

Umut içinde sürüp gidiyordu hayatım.

Bir gün bir şey almıştım mahalle manavından,

Kese kağıdı, eski gazete kağıdından

Üzerinde bir haber dikkatimi çekmişti...

Okuyunca yazıyı birden içim geçmişti...

Resim Sevdâ’nın, haber, bir kazâ haberiydi..

Tepeme gök yüzünden kayanmış sular indi

Şoförün biri öğlen yaya kaldırımında giden

Bir kadına çarpmıştı, yaptığını bilmeden

Kaçmış gitmişti, yaya debelenirken yerde

Yaralı saatlerce kalmıştı yerde öyle!

Cankurtaran gelene dek yaralı vermiş can

Bende öldüm binlerce kere inanın o ân!

Yaşamanın kıymeti, hayatımın mânası

Kalmamıştı; gönlümün kırılmıştı aynası.

Ne kadar bilmiyorum, ağladım günler boyu?

Atamadım içimden o kahreden duyguyu

Hatırladıkça hâlâ içim sızlar, yanarım

Kimse anlamaz, bilmez; gizli gizli kanarım.

Beden ölürmüş, sevgi ölmezmiş haşre kadar

Yaşadığım sürece Sevdâ benimle yaşar.

Sanki benimle nefes alır-verir duyarım

Uyanır, onunla bir yastığa baş koyarım.

Bir sevdânın, ölümsüz hikayesi idi bu

Hasret ile Sevdâyı yedi de bitirdi bu.

Başa Dön