Çok duymuş ve görmüşsünüzdür romandan sinemaya uyarlanmış yapıtları…. Bu kez tam tersini yapmış bir kişilik var karşımızda… Yarım asrını sinema sanatına adamış bir yönetmen: Hasan Karcı. Hassas bir duyarlılıkla yazılmış olan Hasan Karcı’nın son senaryosu çok yakında roman olarak kitap raflarına dizilecek: Madam Katina… Türkiye’nin gündemindeki birçok sosyal konu ile birlikte herkesin özlediği mahalle samimiyeti ve sevgiye dayalı insan ilişkilerini anlatan bir roman Madam Katina. Romanda Türk-Yunan ilişkileri, tartışmalara yol açan 3. İstanbul köprüsünün yapımı ve birbirlerine sevgi ve sadakatla bağlanmış insan ilişkileri usta bir bakış açısıyla işlenmiş.
Bu yazıyı yazmamın nedeni sadece senaryo ve roman yazarının babam olmasından kaynaklanmıyor. Aynı hikayeyi başka bir ustanın kaleminden okusaydım da yine bu düşüncelere sahip olurdum. Senaryoyu ilk okuyanlardan biri olduğum için şanslı addediyorum kendimi. Sanki o mahallede, o dostluk içinde yaşayan insanların arasında yaşıyormuşum gibi hissettim kendimi. Eminim sizde okursanız kendinizden ve yaşamınızdan bir parça bulacaksınız romanın içinde. Ben daha şimdiden merakla ve heyecanla bekliyorum kitabı elime alacağım günü… Kitap elimdeyken aynı anda ekranda da izlemek eminim müthiş bir keyif olacaktır.
Beni en çok etkileyen İstanbul’da yaşayan yunanlı Madam Katina’nın Atatürk sevgisi ve ona duyduğu hayranlık oldu. Bu milletten olmadığı halde Atatürk sevgisiyle yaşayan insanlar yok mudur? Aramızdalar… Şükür ki varlar.
Bu ülkede sanata ve sanatçıya daha çok önem veren bir bilince ulaşmamızı diliyorum. Türkiye bunu hakkediyor. Lütfen kulak verelim gerçek ustaların kaleminden dökülenlere ve onları destekleyelim. Cahiliye devrini geri getirmeye çalışanlara inat sanat ve sanatçılar yolumuzu aydınlatacaklardır. Türk sineması ve Türk edebiyatını hak ettiği noktalara getirmek yine bizim elimizdedir. Daha çok okuyun ve daha çok izleyin. Kazancımız yine bu ülke adına olacaktır.
Madam Katina filmi ve romanının sinema alanında kemikleşmiş bir bilgi ve beceriye sahip olan Hasan Karcı’nın en önemli ve gündeme damgasını vuracak bir yapıt olacağına inanıyorum. Ne mutlu bana ki; o adam benim babam
] ]
YZ
