''İnsanlar içten içe hep yaşama dair sorular sorup cevaplar ararken... Neden ? Niçin ? soruları kafamızda sürekli bir çatışma halinde iken yaşamı idam ettirme çalışmaları sürerken, hayata sorduğum sorulara cevap beklerim ben...
İnsanlar hayatları boyunca hep mutlu olmayı hedefler, ya hayat ...
Kendisine yakışan zor, acımasız ve katı bir mizaç ile filmine devam eder. Hayat, senaryosu hazırlanmış film... Bizler ise senaryo içerisinde roller almış oyuncular gibiyiz. Bazen ise tam tersi senaryomuzu yazan da icrat eden de bizleriz sanki. Sanırım film içerisinde başka bir film var bu durumda.
Öyleyse hayat bir film ve bu film içerisinde kendi senaryonuzu hazırlayarak bir ikinci film de biz sergiliyor isek bu filmi de istediğimiz gibi rolleri de değiştirip, dilediğimiz hayata ve hayallerimize ulaşabiliriz. Peki o zaman hayat değişir mi ? Sanırım değişmez. Kendimizi kandırmayalım değil mi ?
Çünkü sorun bizim senaryomuz değil asıl sorun karşımızdakilerin senaryolarında.Onu da değiştiremeyeceğimize göre .....
Sorulara devam.. :)
Hayat , tarlaya ekine bir mahsul müdür ? Peki bu verimliliği bize mi aittir? Ya yağan yağmur, ya toprağın verimliliği bunlar hiç etkilemez mi ? ürünün meydana gelişini...
Peki sorgulamaktan, özeleştiriden, çıkarsız yaşamaktan, fikirlerimizi ve hislerimizi kısa ve bi o kadar değerli olan ama değersiz kılınan dünyada neden söylemeyiz ?
Ya insanın birbirini sevmesi, yada iki sevenin birbirini denemesi, birinin kaçıp diğerinin kovalaması, sevgiden ve sorumluluktan kaçması, ilişkilerin kalıplara sokulması, kişinin birbirini tüketmesi sonra da çekip umarsızca gitmesi demektir?
Bir ailenin yalan bir yaşamı tercih eden birey yüzünden parçalanması, evlatların haketmediği sevgisiz, ilgisiz büyüme savaşı neden ?
Bunlar gibi bilerce sorular da sizde... Hayat, bu sorulara ve sana sorulmamış olan diğer bütün sorulara cevap istiyorum. İçimdeki çığlıklara karşılık cevap istiyorum. Akan göz yaşlarıma, açlığa, acımasızlığa, boşluğa ve etrafımdaki diğer bütün çığlıklara cevap istiyorum ...