Hazerfen Tanrılar

muhtemelen yıllardan eski ve o zaman için yeni, bize göre eski bir istanbulda, hazerfen diye bir adam vardı hazerfen uçmayı hep düslüyordu, fakat düşmekten korkuyordu belki, muhtemelen o gün kafası çok iyiydi , bir afyon aleminden dönerken yine aklına

yazı resim

muhtemelen yıllardan eski ve o zaman için yeni, bize göre eski bir istanbulda, hazerfen diye bir adam vardı
hazerfen uçmayı hep düslüyordu, fakat düşmekten korkuyordu belki,
muhtemelen o gün kafası çok iyiydi , bir afyon aleminden dönerken yine aklına uçmak düştü. evine vardı biriktirdiği kanatları alıp yanına , istanbulun en yüksek yerinin galata kulesi olduğunu düşünüp, oraya yürümeye başladı sallanarak, zaten afyonun da etkisiyle zor bela yürüdüğü yol bir sanki uzak ülkenin yutulmaz patikasına döndü, uzak ülkeleri ve insanlarını hep duyardı ve onları tanıdığını hissederdi.
sonunda kuleye vardı kapıyı açtı ve ilk basamağı çıktı, ikinci basamakta hayal alemi baskın gelip belleğine, orada sızıp kaldı ve bir düş gördü, tabii ki düşünde uçuyordu galatadan-eminönüne,
rüyasında herkes onu konuştu bir adam kuş gibi kanatlanıp kimilerine göre cehennem tellallığı yapıyordu , kimilerine göre cennettin ilmini yayıyordu, zaten herkes aynı düşünmezdi hiç , uzak ülkelerde bil. o artık bundan sonra daha da ırak yerlere, kendi derisine derilerinin hiç benzemediği insanların diyarlarına uçarak gitme planları yapıyordu,
ve biz hazerfenin rüyasının içinde yaşadık ,
yaşıyoruz hala , bize göre yıllarca yüzyıllarca sürdü ve sürecek bu rüya,( hazerfen açısından bilmiyoruz tabii.)
muhtemelen o uyandığında herşey bitecek, kıyamet kopacak insanalar için , bir rüyanın kurbanları ...
tıpkı tanrının avucumuza bir parça hayat kırıntısı bırakması gibi, hazerfen tanrılar , düşlerinde rüyalarında tanrılaşan insanlar, rüyalarına insanlar koyan tanrılar ...
dünya tanrının bir rüyası değil mi zaten,

Başa Dön