İNSANLIĞI KİNİN KARANLIĞINA BIRAKMAYIN
Kin, insan yaşamında karanlıkların başlamasının gözle görülen
bilincinde olduğumuz önemli sebeplerindendir.
Hayatımızda bu karanlığın başlamasında etken olan yine biz insanların
büyük paya sahip olduğu bilincine varılmalıdır.
Şunu bir türlü anlamak istemiyoruz: Kin gütmekle hiçbir yere
varılmayacağı gerçeğini göz ardı etmeyi tercih etmek insanoğluna daha
kolay geliyor.
Bir düşünsek yanlış tercihlerimiz yüzünden neleri feda ettiğimizi,
farkında olduğumuz en önemli şeylerin başında gelen zamanımızı bir hiç
uğruna israf ettiğimiz olurdu.
Zihinlerin başköşesinde yer vermekle kendimize ve insanlığa en büyük
kötülüğü yaptığımızı düşünme zahmetine girmiyoruz.
Eğer etrafımıza verdiğimiz zararı bir düşünsek; olduğumuz yerde saymak
yerine aksine yapılan bütün hataların telafisinin uğraşını veririz.
Fakat bizler yapılan yanlışların düzeltilmesi için değil, aksine daha
büyük yanlışlar yaparak yaşamakta olduğumuz dünyayı çürütme gayretini
gösteriyoruz.
Bu da demek oluyor ki insanlar yaşadıkları dünyayı tersine çevirdiği,
göz önünde olan bakar körlüğü hiçbir şekilde elden bırakmayacaktır.
Karşısında yer alan kimselere kinle yaklaşan hiçbir şahsın kazandığı
bir ömür görülmemiştir.
Yaşadığımız dünyanın düşmanlıklar yüzünden yok olmasında, kibrine
yenilmekten geri durmayan insanların birbirlerine olan kini en büyük
rolü oynamaktadır.
İçimizden bir kişide çıkıp demiyor ki; ben bu oyunu bozmakta kararlıyım,
kini insan yaşamından söküp çıkarmakta kararlıyım.
Aksine sözü geçen, zehri yüreğinde taşıyarak etrafındakileri de
zehirlemek amacı gütmekten vazgeçmemektedir
Kibir ve kinin olduğu hiçbir işimizde başarının hayatımızda yer
bulmasının mümkünatı yoktur.
Başarılı olmak istiyorsak yapmamız gereken en önemli şey: Kinin
hayatımızı ele geçirmesine izin vermemektir.
Bir arpa boyu yol almayı beklemek, bizim ömrümüz boyunca boşuna kürek
çekmemiz anlamı taşımaktadır.
Yükte hafif pahada ağır kayıplara uğrayacağımız içinde bulunduğumuz
her anı boşa yaşadığımızı gösterir.
Kinin yerini sevgi, dostluk almadığı müddetçe insan hayatının çorak bir
tarla halini alacağı aşikar.
Her daim bakışlarımızın etrafına sevgi ,umut, mutluluk dağıttığına şahit
olunmalıdır.
Kalplerimizi kinin karartmasına müsaade ettiğimiz takdirde, elimize
manevi anlam taşıyan hiçbir şeyin geçmeyeceğinin farkına varılmalıdır.
Kalplerimize yukarıda sözünü ettiğim paslı çivinin çakılmasına engel
olamazsak; kendimizi ucu bucağı görülmeyen kör bir kuyunun içerisine
bırakmaktan geri durmamış oluruz.
Kibirli olmak, karşımızda bizden dostluk elini uzatmamızı bekleyen
insanlara karşı kalplerimizde yer alan kini daha fazla
tetiklemektedir.
Bahsetmekte olduğum tetiklemenin gönül körlüğünün sebebi olacağı da
bir an olsun unutulmaması lazım gelmektedir.
Yapmamız icap eden, hayatımızdan kalplerimizi işgal etmekte olan kibir
ve kini bir daha sokmamacasına söküp çıkarmaktır.
Bizler bunu başaramazsak karanlığa mahkum kalacağımız gerçeğini
aklımızdan hiçbir zaman çıkarmamamız gerekmektedir.
Aklımızı yüreğimizi kin ve kibrin esareti altına terk edersek
yanımızda dost namına hiç kimse yer almayacaktır.
Bilinmelidir ki dostluğun, sevgi çiçeklerinin açmadığı hayatlarda
yalnızlık, büyük önem arz eden bir yerin sahibi olacaktır.
İnsanlığı Kinin Karanlığına Bırakmayın
kin, insan yaşamında karanlıkların başlamasının gözle görülen bilincinde olduğumuz önemli sebeplerindendir.