Akdeniz’den bilinmeyen mevsimlerle geldim
Gökyüzüne bir gökkuşağı dokudum
Hiçbir ressamın bilmediği renklerle desen desen
Yaban gülleri derdim ellik ellik
Taçlar yapıp taktım saçlarına
Bak işte sahiline vurdum
Yüreğimin yelkenleri efil efil
Yakmayan güneş, ıslatmayan yağmurlarla geldim
Çiğ düşmüş çimler serdim
Papatyalı halhal taşıyan ayaklarını bekler
Başına kelebekler konar
Buradayım, yalnız değilsin, diyen kanat kanat
Bir yel eser ılık ılık
Gönül kandilinde alevler dans eder
Topraklar getirdim bilinmeyen
Koynunda sevgi beslenir çıdam çıdam
Turkuaz yeşili geceler getirdim
Hüzünlerinde umudu emzirir lıkır lıkır
Bir saz çalar bir taraftan
Bu öyküyü muştular türkü türkü
Bulutlarla geldim, yakut yüzük gibi, taşında tahtın olur
Ne zaman sıkılsan görmediğin yerlere yolculuklara çıkarsın
Ansızın kapımı çalarsın ya da yanına beni de alırsın…
]