Bir takım vatandaşlarımız eski adıyla Göztepe Parkı olan yeşillik alanda Pazar günleri piknik tüplerini getirip genellikle pijamalarıyla keyif yapmaktadırlar. Onlar çok mutlu oluyorlar bu durumdan tamam da bıraktıkları pisliği daha sonra kim temizliyor? Yalnız piknik tüp olsa iş tehlikeli boyutlara varmamış olur. Ama paralarımızla dikilmiş ağaçların, çiçeklerin yanında, çimenlerin üzerinde ateş yakıp et ve balık kızartıyorlar. Afiyet olsun da, ya bir yerler tutuşursa? Bu durumlar biraz piknik denen şeye benziyorsa da buna piknik denemez. Çünkü her şeyin bir düzeni vardır. Kent içinde, orta yerde ateş yakılmaz.
Bu insanlar da Türkiye Cumhuriyetinin vatandaşlarıdır tabi ama düşünmeden benim malıma zarar vermektedirler. O çiçeklerin, çimenlerin, ağaçların parası benden çıktıysa o benim malımdır. Büyükşehir Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürlüğü paramı harcamakta pek cömert davranmış. 3 trilyona parkın ortasından duvar geçirip, kapısına kilit vurup, kimlerin yararlanacağı bilinmeyen bir Padişah bahçesi yapmışlar burada. Öğrendiğime göre dinci partilerin başını örtmeyen pek tanınmış bir kadın üyesinin kocası zengin olmuş bu bahçeden. Tanesi 10 milyardan 10 tane çardak (ev değil) yapılmış olsa bu paranın otuzda birine yetişiriz ki o kadar da çardak yok bahçede. Bildiğim kadarıyla orada bir de futbol sahası vardı. Şimdi insanlar oynayacak yer bulamadıkları için gidip gene kıyıda, çimlerin üzerinde top oynuyorlar, çimleri kelleştiriyorlar. Bu bahçeye kimler geliyor? Belli değil. Hafta sonları pijamalı adamlar gelip ateş yakıyorlar. Büyükşehir Belediyesi oy uğruna bu adamlara göz yumuyor. Kadıköy halkı onlara oy vermediği için aynı zamanda Kadıköylülere nefret besliyorlar. Bunun en iyi örneği Caddebostan’da toprak yığma alanı olarak kullanılan sahil şeridi. Kadıköy Belediyesinin gücü yetmedi. Ancak Kaymakamlığın zoru ile o toprak oradan kaldırılabildi. Şimdi kahverengi bir leke olarak duruyor. Hiçbir çalışma yok.
Göztepe parkı Padişahlık mekanizmasını incelemek için çok ilginç ve elverişli bir yer. Başka yer yokmuş gibi iş makineleri park içinde duruyor. Çocuk bahçesinin bir metre ötesinden kamyonlar geçiyor. Çocuklar kaydıraktan kayıp yola iniyorlar. Yapı yapılmasının yasak olduğu parkta bir de gecekonduya benzeyen bir lojman veya idari bir yapı var. Fidanlık da burada. Şu sıralar Bağdat Caddesi tarafına bir temel atıldı. Bakalım altından ne çıkacak. Adamlar o kadar iyi çalışıyor ki, kıyıda harcanan paralarla bir mahalle aydınlatılabilirdi. Abartıyorum ama neredeyse iki metrede bir dikilen elektrik direkleri bir direk tarlasını andırıyor. Ama kırılan direk yerine konamıyormuş, ışıklar yanmıyormuş, bu ışıksızlıktan yararlanıp tinerciler ve kıyıda içki içip şişeleri kıranlar, oturma yerlerini kayalara, kumlara yuvarlayanlar, kıranlar varmış, hiç önemli değil. Geçen yıl fidan durumundaki ağaçları bir budadılar, bu yıl neredeyse tamamı kurudu. Zaten bir kısmı yığılan toprağın altında kalmıştı.
Bu kadar sorumsuzluk, bu kadar vurdumduymazlık, bu kadar başıboşluk nasıl oluyor? Biri bana bunun açıklamasını yapsın. Yok mu bu adamlara dur diyecek bir yetkili?
15.Mayıs.2002