Kýþ günü her ne kadar fazla soðuk günler geçmese de, sabahýn altýsýnda evden çýkýp iþe giden benim için, sabahlarý arabayý çalýþtýrýp da binene kadar bayaðý soðuk oluyor. O zaman ben de kendime ellerimi ýsýtacak bir eldiven alayým, dedim.

Yakýnýmýzda ki bir komþu dükkandan mavi renkte bir eldiven aldým. Sabahlarý takýyorum elime arabayý ýsýtýrken, iyi de oluyor, ellerim üþümüyor, gazlayýp gidiyorum. Bir kaç gün kullandýktan sonra, eldivenin biri kayboldu ki hiç de sevmem bir þeyimi kaybetmeyi... Kimse sevmez sadece ben deðil. Ertesi gün bir eldiven daha alayým bari. Giderim ayný maðazaya, zaten esnaf arkadaþlar tanýdýk. Ayný renk yokmuþ, bu sefer de bordo renkte, bir eldiven alýrým...

Tek kalan eldiveni bir çekmeceye kaldýrdým haliyle, yine de atmadým çöp sepetine, bakarsýn bir umut bir yerlerden çýkar belki diye... Bordo eldiven de sabahlarý iþimi görüyor, bayaðý sýcak tutuyor ellerimi... Bir kaç günde onunla kanka olduk, sevdi beni galiba bu bordo eldiven, tam da diyordum ki haydaaaaa! Onun da bir teki kayboldu... Güleri misin, aðlar mýsýn, yoksa sinirden elinde kalan eldiveni mi ýsýrýrsýn? Ben hepsini yaptým billahi...

Toriði çalýþtýr Ahmet. Her ne kadar birer tekleri kayýpsa da elimde deðiþik renklerde iki tane eldiven var mý? Var oðlu var... ''Bir var olunca, oðlu da var oluyor o sebeple.'' Kim görecek, ikisinin deðiþik renkte olduðunu, kim anlayacak? Takarsýn Ahmet sen bunlarýn birini bir eline, diðerini de öbür eline, geçer gidersin...

Öyle de oldu... Bir elime bordo, bir elime de mavi renkte eldiveni taktým. Ýki üç gün iþ yerinde böyle geçti zaman. Bir müddet sonra mahallenin zibidileri ben geçerken birbirlerine nazire yapýyorlar. Bebelerden Ali baðýrýyor arkadaþý Selçuk'a Bordoooooo, Selçuk da cevap veriyor Maviiiii, tekrar ayný þekilde Bordooooooo, karþýdan cevap gecikmiyor maviiiiiiiiiiiiiiiiii... Bordo mavi çekerken de niye bana bakýyor bu zibidiler...

Bir iki bordo mavi çektikten sonra yanýma geldiler ikisi üçü birden, benim de eskiden beri Cimbomlu olduðumu bilirler aslýnda... Ali ''Vaaaaaay Ahmet Amca demek sen de bize katýldýn, zaten Karadenizlisin biliyorduk bize katýlýp Trabzonsporlu olacaðýný.'' Durun durun hele yahu! ''Çocuklar ne Trabzon'u? Bayram döndü bu sefer bana ''Aðabey baksana eldivenin bile bordo mavi olmuþ, demek ki Cimbomu býraktýn Trabzonsporlu oldun.'' Hay Allah ki hayyyy! Yahu çocuklar Trabzon'u da çok severim de biz Galatasaraylýyýz ezelden beri... Olsun ama sizin hatýrýnýz için Trabzonlu da olayým... ''Oleyyyyyy beeeee!'' dedi Ali ile Selçuk... Gelin hadi bakalým bir bordo mavi çekelim sizinle þimdi hemen þurada... Aldým sazý elime býrakýr mýyým? Çocuklara döndüm ''Bordooooooooooooooooo.!'' Karþýdan cevap gecikmedi ''Maviiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiii.'' Afferin ulan afferin o zaman ''En büyüüüüüüüüüüüüüüüüük.'' yine top onlarda ''Trabzooooooooooooooon!'' Ýþte böyleyken böyle oldu billahi... Çocuklara çaktýrmayýn siz yine de görürseniz Cimbomlu olduðumu...