Önümde uzanmış Çandarlı Körfezi.
Deniz çıldırmış,
Sessizliği deliyor kıyıyı öpen dalgalar.
Sigaram bir yudum zehir bırakıyor
yorgun bedenime.
Okşarken yaz rüzgarı kızıl saçlarımı
akamayan göz pınarlarım donuk.
Ay saklanmış, yıldızlar çalınmış.
Denize yoldaş bir ben,
bir de sahte yakamozlar.
.
-ı-
Yakamozlar küskün saklı bu gece
Karanlığa gömük Çobanyıldızı
Çılgın dalgalardan vurur gizlice
Yaldızlı denizden kumlara sızı
....
Düşünüyorum yarım asırı.
Neydi yitirdiklerim ve bunların bedeli?
Neredeydi Umut`um?
Ya Uğur?
Terk mi etmişlerdi beni?
Gülümsüyorum burukça,
baharı yitik, üç mevsimli yıllarım
alay ederken
içimde sakladığım öteki "ben"le.
.
-2-

Koşarken yaşamın son kulvarında
Acılar beslenir yok baharımda
Özenle saklanan diğer yarımda
Güneşin gölgesi bırakır izi
...
Yutkunamıyor, soluksuzum.
Masada gülümsüyor
boğazımda kalmış kırmızı şarap.
Sığmadığım yaşam elbisem gibi,
bedenime dar geliyor
yirmi yıl öncesi diktiğim,
soluk nazilli basması giysi.
Mümkün mü Umut`suz, Uğur`suz bir yaşam!
Onlar benim can parçalarım
ve yarım asırda tek kazancım.
Ruhum sızlıyor,
bitmeyen yırtık, nazlı yıllara...
.
-3-
Boğazımda kalmış kırmızı şarap
Yarınlar dünümden bin katı harap
Umudun çölünde vardığım serap
Bitmeyen yılların ruhumda nazı
.
26 Ağustos 2006
Nesrin Göçmen