Uyan efkar
Sabahın renginde bir tuhaflık var
Gözünü aç da bir bak, neler oluyor
Neyi anlatmak istiyor gürleyen gök
Gönlünde keder, aklında çokça yarın var
Biri selam göderiyor maviye
Diğerinin başı düşmüş önüne
İyiye de, kötüye de, doğruya da, yanlışa da
Kafa sallıyor, alkış tutuyor duyduğu her söze
Hatta beyaz bulutlarına dert yanıyor semanın
Derin bir nefesle üflüyor geceyi uzağa
Sanki karanlığı yaratan gece
Ay küsmüş doğmaktan vazgeçmişse
Kapkara bulutlar kuşatmışsa göğü
Hatta yıldızları tehdit etmişse şimşek
Ne yapsın çaresiz gece?..Bilse ki aydınlık bir metre ötede
Uzanıp tutacak elleri parlayan güneşi
Üzülüyor insan yaşlanmış, eskimiş hayatları
Ne varsa elde, bohçalayıp atıyorlar sandığa...
Bugün ayın kaçı efkar
Hangi gün işaretlenmiş takvimde?
Antik çağdan kurtarmış mı zaman kendini
Bir yudum su içse ve derin bir nefes çekse içine insan
Ve aklını toplayıp eğriyi-doğruyu görse
Biri çıkıp ilk şakasını armağan eder mi hayata?
Kim bilir dehlize atılır karanlığın zulmü
Kıtlık kalkar fikir ve zikirde ve bir gök iner yere
Bastığın toprak, yemyeşil orman olur
İyilerle kötüleri harmanlayıp bir torbada
Kurasını çeker o zaman uzun yolun yolcusu
Alkış tutan zamane insanının ellerinde nasır!..
Rukiye Çelik
22.Ocak 2024