Cehennemde bir günbatımı.Meryemin salyası akıyor toprağa.
Tozlu ve sıkıcı bir hafıza.
Dünyayı şöyle bir silkelesek ne olur sanki! (okyanustaki karınca gibi tanımsız)
Akrep ve yelkovanın ilişkisi ( zaman ansızın sokarken insanı , yel-kovandan kaynaklı boğucu sıcaklık)
Şekerleme niyetine yutulan anti-depresanlar ve yarattığı sersemliğin etkisi (düşersin kendi dibine)
Tanrı cenneti silkeledi,
Yağdı gökyüzüne ( yeryüzüne ) binlerce melek.
İnsanlar top yapıp birbirine fırlattı melekleri.
Varolmanın dayanılmaz ağırlığı, yokolmanın dayanılmaz hafifliğine bıraktı yerini.
Güvercin kafes arayışına girmişken,
Aynadaki beni çıkarıp yerine kendime koyuyorum.( yedi cüceler dev aynası edinmiş )
Sevinç kuşu yeniden camda - verecek yem yok.
Hüzün bacaklarıma sürünüyor camdaki sevinci yeme izni alırcasına.
Kıyafetlerime gözyaşı bulaşmış-
Anı dolabımdan bir başka giyisi seçiyorum kendime.
Yatağıma girip kefeni çekiyorum üstüme.
Ölümün maskeleri arasından bir seçim yapamıyorum ve bir ölü olarak gidiyorum baloya.
Bir çiçek alıp arı kokluyorum
Balık iki saniye öncesini merak ediyor ( Zamanın çokluğu zamansızlığı doğuruyor, yavru yine cansız )
Yılan ayakları üstünde duruyor
İnsan bulduğu ateşi söndürmüş
Kaya, dalgaları dövüyor
Acil bir hastaya kırmızı şarap lazım.
Bir kenevir yaprağı kopup dalından dudaklarıma sürükleniyor.
Aydınlık oluyor birden
Kafamı bir kutuya sokma ihtiyacı duyuyorum
Zaman - patikayı şaşırıp dönüş yoluna giren inatçı keçi
Kibritçi kız - çakmağıyla sigarasını yakan, düş satan orospu
Prometheus - kartalın ciğerini sökmekle meşgul
İnsan - tanrıyı balçıkla sıvıyor
Elma - kurdunu doyuruyor
Gökyüzüne toprak yağıyor
Kukla eline bir insan geçirmiş oynuyor
Devekuşu sevgilisini korkutup ilişkiye giriyor
Ve hayat
Her zamanki gibi devam ediyor.
Bölük Pörçük Yaşam
tersyüz olmuş hayatlar ve içinde devinen kavramlarla oynanan bir oyun sadece yaşadıklarımız.