4-5 yıldır devam eden ETÖ kararı kimilerini sevindirdi, kimilerini üzdü. Sevinç ve üzüntünün kilitlendiği nokta verilen cezalar oldu. Yorumcularımız, gazetecilerimiz, sözde aydınlarımız ve yazarlarımız nedense güdümlü füze gibi karara kilitlendiler ve karar üzerinde konuşma yoluna gittiler. Kim neden bu kadar ceza aldı, kim neden serbest bırakıldı üzerine senaryo ve yine komplo teorileri yazıldı, konuşuldu.
Peki, yüzyılın davası olarak anılan bu davanın sadece sonucunu konuşmak olaya parçacı bakmak ve konuyu amacından uzaklaştırmak değil midir? Akıllı olan herkes bilir ki ideolojilere, örgütlere parçalı yaklaşılmamalıdır. Konu bütünüyle ele alıp, analiz edilmelidir ki sağlıklı sonuçlar çıksın. Örgütlerin ve ideolojik grupların yapısında şahıslara bakılmaz ve şahıslar üzerinden değerlendirilme yapılmaz. Belki örgütün ileri gelen kişiler konuşulabilir ama bu tür örgütlerin üyeleri üzerinde fazla durulmaz. Neden ETÖde ilk günden beri şahıslar üzerinden gidiliyor ve şahıslar gündeme geliyor. Ben ETÖ gibi bir yapılanmada sadece şahıslar üzerinde durulmasını konuyu kişiselleştirme ve yüzeyselleştirme çabası olduğunu; asıl amacın böylece üzeri örtüldüğü düşüncesindeyim. Dikkat ederseniz sadece şahıslar gündem de ETÖ yapılanması gündemde değil.
ETÖ, derin devletin bir zamanlar yetiştirdiği kadroların görünen yüzüydü. Dünya ve Türkiye değişince bu kadrolarında değişmesi gerekiyordu. Çünkü değişime ayak uyduramıyor ve değişime de engel oluyorlardı. Derin devlet, baktı ki bunların laf anlayacağı yok, zaten isimleri de her türlü olumsuz şeye karışmış, toplumda saygıları kalmamış; bunların yerine yeni kadroların gelmesi için bu şekilde tasfiye kararı alındı. Bakın, içerdekiler dışarıda olmadıkları için toplumdaki kargaşa daha az. Ortalığı karıştıran isimler az.
ETÖ, konusunda adeta uzmanlaşan bir isim var Şamil Tayyar. Tayyarın ETÖ üzerine yazdığı kitaplarını okudum, gazete ve televizyondan da takip ettim. Genel gündem ve arşiv raporlarını kitap haline getirerek, 1 numarayı açıklayacağım uyanıklığıyla hem kitaplarını sattırdı, hem de gündem belirleyen biri oldu. Buraya kadar sorun yok. Popüler olmak ve kitap satmak için böyle şeyler yapılabilir.
Ama Tayyar, toplumla bir şekilde alay ediyor. (Burada Tayyar bir nevi AKPnin ETÖ hakkındaki düşüncelerini de yansıtıyor.) ETÖ nün gündem olduğundan beri 1 numarayı bildiğini söyleyip duruyor. Geçenler bir televizyon kanalında Haberalla ilgili açıklama yaparken 1 numara için konuştu hem de Haberalın dışarı çıkışıyla ilgili düşüncelerini paylaştı. Şimdi soruyorum Tayyara madem sen bir yazar ve milletvekilli olarak, 1 numara hakkında çok şey biliyorsun; senin bildiklerini başbakan, mit, cumhurbaşkanı, içişleri bakanı, askeri istihbarat, dış ajanslar nasıl oluyor da bilemiyor. Tuhaf değil mi bu ülkede 1 numarayı sadece Tayyarın bilmesi. Tayyar bu bilgilere nasıl ulaştı. Acaba Tayyar ETÖ tasfiye eden kanada mı mensup; Tayyar öldürülmekten korktuğundan ismi vermiyormuş. O zaman başbakan açıklasın. Başbakan da mı öldürülmekten korkuyor.
Tayyar, 1 numaraya ulaşabilecek kadar gücü varken; Haberalı dışarıya salan hatırlı kişilere ulaşamıyor. 1 numara kadar hatırlı biri var mıdır acaba?
Acaba Tayyar, ETÖya bak biz her şeyi biliyoruz, haberiniz olsun adımlarınızı ona göre atın diye, birilerine mesajı mı vermeye çalışıyor. Ki Bu da aba altında soba göstermektir. Dediğim gibi Tayyar medya üzerinden birilerinin sözcülüğünü yapıyor gibi konuşuyor ya da tespitler yapıyor. Tayyar 1 numarayı bilseydi ya çoktan öldürülürdü ya da bilmiyor blöf yapıyor yahut devletin bütün kurumları biliyor, sadece halktan saklanılıyor.
Ey millet aklınız alıyor mu ETÖ nün 1 numarasını sadece Tayyar bilsin?
Tayyar, neden ETÖ nün amacı, hedefi üzerine konuşmuyor. Bu kadar Profesyonel ve devletin bütün kurumlarına sızan bir yapının bu kadar hızlı ve sadece evde silah bulunmasıyla çözülmesi akla pek yatkın gelmiyor.
Sonuç olarak, kanımca operasyonları başlatan derin devletin kanadı, ETÖ ile masaya oturdu, anlaştılar. Operasyonlar durdu. Dışarıdaki ETÖ üyeleri ya emekli edildi ya da pasifsize edildi. Yoksa bazı kurumlara müdahale edilirken, diğer kurumlara el atılmaması nasıl açıklanabilir ki.
Osman Tatlı
www.osmantatli.com.tr
osmantatli@gmail.com