"Kanal İstanbul için ilk ihale yapıldı. Dev projenin etki alanında bulunan tarihi Odabaşı ve Dursunköy köprülerinin rekonstrüksiyonu için 5 firma teklif verdi." NTV'nin bu haberini okuyorum ve Yılmaz Tatlıses gibi Nasıl isyan etmem nasıl kahretmem diyorum.
Okullar velilerden para dilenirken, sağlık personelinin gerek maaş, gerek çalışma koşullarındaki ilkellik devam ederken, gerekse başımızda bu virüs belası dolanırken ve millete "Sokağa çıkmayın, aman ha" denirken, evlere tıkadıklarınızın neyle geçineceğini düşünmeniz gerekirken, bu durumdan ibret almayıp, hâlâ birilerine bir şeyleri peşkeş çekme yolunda gösterdiğiniz bu çaba niye, ey AKP?
Kanal İstanbul kaçıyor mu, yoksa hükümetiniz düşecek olursa, yandaşlarınıza verdiğiniz vaatleri yerine getiremeyeceğinizden mi korkuyorsunuz. Bunca yıl çevrenizdeki asalakları doyurmakla geçirdiğiniz bu zamanın geri kalanını, ne olur, bu millet için hayırlı bir işte kullanın. Kanal İstanbulun bir kaç rantçı dışında kimseye bir faydası yok. Cemaati olmayan cami yaptırıp, imam atamaktan başka bir şeye benzemiyor, sizin yere göğe sığdıramadığınız Kanal İstanbulunuz.
Ben hiçbir zaman öküzün altında buzağı aramadım, ama siz AKP olarak, öküzden bile süt sağıp, yandaşlarınıza dağıtmayı becerdiniz. Evet, Biz bugünkü şartlarda sizi durdurmaya gücümüz yetmiyor, ama "Sizi Allaha şikâyet edeceğim diyen çocuğun sesini duyan Allah, nasıl bütün ülkeleri hizaya soktuysa, bilin ki, sizi de hizaya sokacağı gün yakındır.
Bugünkü felaketleri göre göre, bile bile milleti de, kendinizi de feda etmeyin. Kazandıklarınızın ve kazanacaklarınızın size hiçbir faydası olmayacak. Karuna malının ne faydası oldu ki, size edindiğiniz mülkün bir faydası olsun. Halkın hakkını halka verin ki, dua alasınız, yoksa yanınızda götüreceğiniz tek şey beddualar olacaktır.
Allah bu milleti her türlü zilletten korusun. Sürç-i lisan eylemedik; bilmeden işlediğimiz günahlar varsa affola...
26 Mart 20
Gölcük