Kara lastiğinden fırlayan parmaklarına bakıp.
"Kara Delikler bizleri de yutar mı?" diye sordu çocuk.
"Kara Delikler insanları yutmaz." dedi muallim
"Ufak tefek işlerle uğraşmazlar onlar
Yıldızları yutarlar."
Yıldızlar çok mu büyüktür? dedi çocuk
Emmimin tarlasından, bibimin bağından, Bahçesinden, avlusundan?
Penceredeki deliğe baktı muallim
Tavanda açılan oyuğa
Soba borusunda beliren kızıllığa
"Yağmur suları taştı taşacak." dedi
"Kovaları hemen boşaltın."
Konu Kara Deliklere nereden geldi bilemedi.
"Çatıyı aktarmadan gittiler."diye söylendi.
Vakkas'ın meşin topuydu önce mevzu
Ardından kafa göz şişiren eşek arıları
Sonra Osmanlı Padişahları
Beşiktaş, Fenerbahçe, Trabzonspor...
Kara Delikler yıldızları yutarmış.
Dedi, cızlavetten fırlamış
Başparmağını sıraya dayayan
Bir başka çocuk
"Bizim Güneşimizi de yutar mı?"
Koyun kırkma makasıyla
Saçları tıraş edilip, kafa derisinde
Yaralar açılan çocuk keyifle güldü.
Bahçede anıran eşeğine baktı
Sıranın altına bıraktığı
Taze somuna, duvardaki saate
Tam o an
Velilerden biri damdan düşer gibi
Sınıfa daldı
"Bizim eşek sıpası burada mı hocam?"
Sobada yanan meşe odunları parladı.
Kıvılcımlar sınıfı aydınlattı.
Oraya beriye iliştirilen çoraplardan yayılan
Buhar camları kapladı.
"Kara Delikler insanları yutmaz be gözüm!"
Dedi muallim günün sonunda.
Sizi korkutmak için söylenmiş lakırdılar bunlar.
Siz derslerinize çalışın, ödevlerinizi yapın.
Soluna baktı çanta delik,
Sağına baktı pantol delik,
Önüne baktı kapı delik
Ardına baktı masa delik.
Sınıftaki fare deliğini de
Unuttu bu arada
Ve kilerde yavrulayan fareleri,
Tek göz hanesinin hemen yanında.
"Kara Deliklerden korkmayın evlatlar!" dedi.
Önlü arkalı harap hanelerin yolunu tuttuklarında.
"Hayatınıza giren hayasızlardan korkun,
Kaynamayan tencerelerden,
Boş kazanlardan,
Örselenmiş hayatlardan,
Rüşvet alan amirden,
Haram lokma yiyen ağadan,
Evin yolunu unutmuş
Anadan, babadan, evlattan
Susuz dereden,
Çatlayan topraktan,
Kalpazandan,
Torbacıdan,
Tırnakçıdan,
Boş boğazdan...
Kara Delikler tenezzül etmezler
Sizinle, bizimle uğraşmaya
Onlar yıldızları didiklerler."
Kara Delikler, kara lastikler dahi sevindiler
"İnanmazsanız gece olunca bakın semaya."
Kara lastikli çocuklar
Keyifle evlerinin yolunu tuttular.
Kara delikli cislavetler havalandı.
Semayı gözetleyen parmakları
Soğukkuyulardan mülhem kalpleri
Kara Deliklere doğru yol aldı
Kuyruklu Yıldızların peşine takılıp
Gökadaları kovaladı
Semaya uzanan başparmakları...
