CHP’de herkes saygısından ötürü Deniz Baykal’a söz söyleyemiyor, ‘yahu bi çekil git artık, şu siyasetten elini çek ya da bari en azından biz CHP’nin önünü aç..’ diyemiyorlardı. Fakat içten içe bir mucize olsa da Deniz Baykal gitse diye dua ediyorlardı.. 1.Dünya savaşındaki gibi ortalık kaynıyor ama bir mazeret aranıyordu. Tıpkı Sırplı bir gencin Avusturya-Macaristan imparatorunu öldürmesi gibi CHP’de de bir Sırplı çıkıp bu kasedi yayınlamıştır ve istenmeyen adam olan Deniz Baykal’ın gitmesine mazeret yaratılmıştır..
Aslen istenen Deniz Baykal’ın gitmesi değildir. İstenen yıllardır süregelen bir köhneliğin yıkılması ve halkın değişim ihtiyacının karşılanmasıdır. Oturduğumuz evde bile her yıl eşyaların yerlerini değiştirir ve gerekirse yeni eşyalar alır eskilerini atarız. Değişmeyen tek şey değişimdir ve insanların temel ihtiyaçlarından biridir değişim..
Kemal Kılıçdaroğlu sayesinde CHP de bu rüzgarlar esmeye başladığından beri herkes bu rüzgara kapıldı ve rüzgar kasırga haline gelip tüm Türkiye’yi etkisi altına almayı başardı.. Son günlerde iyice şiddetlenen kasırga sayesinde oy vermede kararsız olan halkın düşüncelerindeki belirsizlikler ortadan kalkmakta ve büyük çoğunluğunun ideolojisindeki lider Kılıçtaroğlu olmaktadır.. Kılıçtaroğlu lider kişiliğe sahip midir tartışılır ancak bir siyasi partinin amacı olan iktidar olma hayalini gerçekleştirebilecek popülariteye ve güvene sahiptir. Bunun en büyük nedeni de dediğim gibi halkın değişim ihtiyacı ve yeni umutların yeşertilmesi sürecidir..
Eğer Kılıçtaroğlu Genel Başkan olur ve bu kasırga seçimlere kadar devam ederse benim şahsi düşüncelerim CHP’nin yaklaşık % 40 civarı oy alacağı yönündedir..
Ulaş Tuzak