A.B.D., Irak’ı işgal ettikten sonra gerek kendi yaptıklarını örtbas etmek gerekse kendisine karşı yapılacak direnişi zayıflatmak için bölgede bir Şii – Sünnî çatışması oluşturmaya çalıştı. Bizler de kendi ülkemize baktığımızda, Irak’ta yapılanlara benzer laik – muhafazakar ve Türk – Kürt kavgası yapılmaya çalışıldığını görürüz.
Bizler, bu tip hareketlerin dış güçler tarafından yapıldığını bilirsek olayları daha iyi anlayabilir ve bu oyunlara gelmeyiz. Ülkemizde, malesef, dış güçlerin yoğun çalışmaları sonucunda PKK terör örgütü ve Kürtler aynı şekilde lanse ediliyor. Bu şekilde ülke bölünmeye çalışılıyor. Oysa bu terör örgütüne yardım edip, eylemlerini destekleyenlerin kim olduklarını bilirsek bu ayrımı yapabiliriz.
PKK terör örgütü, A.B.D. ve İsrail’in amaçları için kullandığı bir örgüttür ve malesef bir kısım Kürt vatandaşlarımızı kandırarak, oyunlarına alet etmişlerdir. Zaten, bu lanet olası terör örgütünün Güneydoğu Anadolu’da Kürt köylerini de basıp, orada yaşayan, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan Kürt kardeşlerimizi öldürmesinden de gerçeği anlayabiliriz.
Bununla beraber, PKK’yı destekleyen siyasi parti DTP (eski adıyla HADEP)’nin aldığı oylarla, ülkemizde yaşayan Kürtlerin sayısına bakarsak Kürtlerin büyük çoğunluğunun bu lanet terör örgütünü desteklemediklerini görürüz. Türkiye’de yaklaşık 14 milyon Kürt var, bu siyasi partinin aldığı oy 1,5 milyon civarında. Demek oluyor ki, Kürt vatandaşlarımızın büyük çoğunluğu Türk partilerine oy veriyor. Demek oluyor ki, ortada bir Türk – Kürt ayrımı olmuyor.
İşte bütün bunlar, bu terör örgütünün arkasında, bu örgütü yönlendiren başka güçlerin olduğunu gösterir. Bu dış güçlerin kimler olduğunu anlamak için, bu terör örgütünün yaptığı işlerin kimlere fayda sağladığı ve bu bölgede kimlerin, ne tür emellerinin olduğunu bilmek yetmektedir.
Bu bilgilerden yola çıktığımızda ise bütün bu olaylar, bizi, iki devletin kapısına götürmektedir. Bu iki devlet ise : A.B.D. ve İsrail’dir. Bunu daha farklı ifade etmek gerekirse ; 45000 civarı vatan evladının kanını döken caniler bu iki devlettir. Bebek katilleri, öğretmen katilleri, doktor katilleri, dedelerimizin ninelerimizin katilleri, masum vatandaşlarımızın katilleri işte bu devletlerdir. Ülkemizin millî servetini bitirmeye çalışan, milyonlarca doları PKK’ya harcamamıza sebep olanlar bunlardır.
Burada bizlere önemli görevler düşmektedir. Bizim, içine çekilmeye çalışıldığımız bu oyuna karşı, tüm dünyaya ve özellikle de A.B.D. ve İsrail’e : “Daha öncede yaşadığımız gibi, beraberce ve huzurlu bir şekilde yaşamaya devam edeceğiz!” dememiz gerekmektedir. Öyle bir sesle bağıralım ki, sesimiz İsrail’de duyulsun, A.B.D.’de yankılansın : “Türkler ve Kürtler kardeştir, biz kardeşiz!”. PKK’yı başımıza saran A.B.D. ve İsrail’de çınlatalım sesimizi : “PKK’yı kullanarak bizi bölemezsiniz, PKK’nın arkasında sizin olduğunuzu, PKK’nın gerçekte sizin örgütünüz olduğunu biliyoruz!”.
Orta Asya’dan gelen, Osmanlı zaferleriyle aydınlanan ve Çanakkale destanıyla en zor günlerde bile ayakta durabileceğini gösteren bir milletin torunlarıyız, gerekirse tarih sahnelerine göğsümüzü gere gere bir daha çıkmaktan asla çekinmeyiz!