"Yazmak, aslında ölmek için bir bahanedir; okumak ise bu bahaneyi ertelemenin en zarif yoludur." - Umberto Eco"

yazı resimYZ

telden-tülden bir şiirin
gözleri içine boncuk iliştirdim
seyrine daldığım sırada
koptu gitti ibrişimim...

hayatıma yayıldı onlarca boncukböcek
sen de kara noktalı kırmızı uğurudur
ben de'yim ışıldaklı fener alayı
gecemi bekleyip
sokaklarımı aydınlatacak...

bunun dışında
diyelim ki
horozu ötmeyen bir dünyada horozdur bunlar
diyelim ki biri de sensin
diyelim ki bir tavuk öldürdün tavuklardan
yüzüp derisini
lâdes kemiğini çekiştirdik seninle
diyelim ki bahsi sen kazandın
ne çıkar bundan
ben asıldıktan sonra kendi ibrişimimle
aşk ağacıma
ilmek ilmek...

farzet sabahlardan bir sabah
ezandan önce
çiğ yağmış saçlarım üstüne
kandillerden bir kandil arefesinde
yani günlerin hayra durduğu tan vakti
kalemim kırılmış tanrı'nın ellerinde
ki
sen elinde kalan
lades kemiği parçasına şükret
biraz da dualar oku bana
ölümden kurtaramadın beni farzet...i

ne yani
fener alayı mı geçireceksin
mezarımdan...

t.a

KİTAP İZLERİ

Engereğin Gözü

Zülfü Livaneli

İktidarın Göz Kamaştıran Işığı ve Bir Hadımın Gözünden Saray Zülfü Livaneli’nin, okurunu XVII. yüzyıl Topkapı Sarayı'nın loş ve entrika dolu koridorlarına davet eden romanı "Engereğin
İncelemeyi Oku

Yorumlar

Başa Dön