Mihrace

yazı resim

“Mihrace! Bilmelisin bahtı kara kul beni
Beyitlerde arama! Yüreğinde bul beni”

Mihrace

Nergisin başı önde bir bahar sarhoşluğu
Gözleriyle oyuyor içimdeki boşluğu
Ney senin hasretinle gece gündüz inliyor
Acem bülbülleri ki yalnız beni dinliyor
Ellerinde kurumuş baharlardan bir çiçek
Mesiham gülümsesen şad olup dirilecek
Yalnız senin merhaban devadır âşıklara
Gözlerinin şulesi can verir ışıklara…
Seyyah idim yüzerdim bu ateş denizinde
Cezbesine kapıldım hakikatin izinde
Ateşledi bir ah ile çerağımı cananım
Esiri aşkın oldum sarayında sultanım

Mihrace! Firkat ile düşsem çöle mecnunum
Çölün gecelerinde hayalinle memnunum

Limanında rüzgârlar üfül üfül esiyor
Esaret prangası yüreğimi kesiyor
Gözlerim gözlerinden dileniyor merhamet
Alnımda çizgi çizgi beliriyor melâmet
İbrahimi yanarım efkârdan ateştir bu
Yok mudur ses verecek feryadıma katre su?
Gün geçtikçe azıyor dağı hicran yarası
Affetmez mi azmedip gözyaşı fukarası?

Mihrace! Avazımı sağır sultanlar duydu
Gözyaşıyla bulutlar aksi feryada uydu

Halimi arz edemem şerh edemem derdimi
Lal olur konuşamam derdim dile erdi mi?
Visalsiz hicran içre ölürsem şahım medet!
Yalandan olsa bile benim için matem et
Aynadaki aksine yıldızlar el bağlıyor
Kibrini yere vurdu Firavunlar ağlıyor
Bülbülü gül aşkıyla öldürüldü handanın
Hala mı kırıyorsun aynasını vicdanın?
Ne hicranlar gizledi karanlıklar ve gece
Beni bu hicran içre bırakma sen Mihrace!
Kaknus’un feryadına ağladı körkuyular
Mağrasında Ashabın bölünüyor uykular

Mihrace! Ta bu gece aklıma düştü yâdın
Tesbih oldu dolandı mısralarıma adın

Hırs ve gurur Züleyha! Yusuf’um zindanlarda
Tecellisi Rahman’ın böyle dar zamanlarda
Zincirlerin bağlar mı Yusuf’umu Mihrace?
Ruhu özgür olana kar eder mi kelepçe?
Uykularım firarda bakışlarım bulanık
Gamzenden gam çekenler asırlardır uyanık
Hayalin dolaşıyor servi ağaçlarıyla
Senin adın anılır cennet yamaçlarıyla

Mihrace! İsmin ile müsemma olan sensin
Ruhuma parça parça her gece dolan sensin

Rüyalarım kurşuni gözlerinden yadigâr
Hicretim ötelere Ey memleket yüzlü yar!
Düşünceler karmaşık çağıldayan bir nehir
Bazen acımsı bade bazen tatlı bir zehir
İkliminde her sabah ceylanların geziyor
Yere düşmüş gönlümü lime lime eziyor
Ben bu uzlet içinde aşkın merhalesini
Çilenin tezgâhında buldum kalb kalesini
Melâmet hırkasıyla derviş kapına varır
Bir serenad neşvesi gece boyu yalvarır
Koparma ne olursun ne menekşe ne de gül!
Usulca aç kapıyı istediğim bir gönül

Mihrace! Hüzün bende misafirmiş ebedi
Cananı sevenlerin gönüldeymiş mabedi… ]

Başa Dön