Hani bir İstanbul akşamı
bir otobüsün camına yaslayıp başını
gidiyorsun ya
uçurum olur her yanım
asılı kalırım.
bilmem bu kaçıncı,
sana el salayışım
bilmem bu kaçıncı
sen gözden kaybolduğunda
içimden hapis yattığım.
gitme gitme,
diyebilmek isterdim sana şimdi.
ama sen yine de gitme
gitme porzeramin*
zaman anlamını yitiriyor
sen olmayınca
sen olmayınca
düşler de olmuyor
"düş" lemek' te
pencereleri aç
saçlarını çöz
sessimi saçlarına bağladım.
bir uçurum da
çiğlık çığlığa şimdi.
*sarı saçlım