karanlık bir odada
yansıması geleceğin ve tüm büyüsünü bozması
zuladaki geçmişin
kaydadeğer bir özümseme bırakırsa yürekte
tütünün bir kıvamı olmalıydı
tüm uzaklıklar ve ufuklar, bu işte
tüm saygıdeğer bezirganlıklar ve yapbozlar üzerine
and içerim ki
unutulmayacak
gözyaşlarımın kurak yazlarda beslediği
ve fırtınalarda nefesimin oksijenle yetiştirdiği bu kin
beynimin yettiğince düşlüyorum
nefretimin, kısırlığımın, tükürüklüğümün vardığınca
anlattıkça çoğalan tüm öfkelerin hıncıyla
yüreğimin kalan parçalarının birleştiğince düşlüyorum
kurşun kalemin divit ucunu tanımasıyla başlamıştı
çizgili dosyaların savunma dilekçeleriyle kırıştırılması
yutkunarak mermi çığlığını kurumuş kursağımda
bir veda cümlesi
bir küfür
heybede pişirilmiş haybeden söylenmiş yalanlar
ve o aşk diye hep inandığım sülfür
kana bulanan ne varsa tüm savaşlarda ve barışın
acı hıçkırıklarında
işte onları söylüyorum
işte onları
her gün her gün yeniden yoğurup ekmeğime katık ediyorum
ıslanmasın diye bu kin....
eski
çok eski
hatırlamayacağın
hatırlamayacağı
asla hatırlamayacağınız bir insan
nasıl susarsa tüm bildiklerini
ve mezarında yılanların üzerine nasıl kusarsa
öyle söylüyorum...
ve ben
bütün bencilliğim ve anarşistliğimle
sınırlarda sürten mayınlığımla
yenikliğimle
bütün bencilliğimle işte
kiralık katili oynuyorum bu oyunda
taş taş üstünde kalmayacak
kan toprak
ve ben bütün bencilliğimle
adi bir kiralık katili oynuyorum
hep aşina ama eskide bir yerlerde
değil mi?
isimsiz vatanlarda
bayrak gölgesinde oyunlar kuran isimsiz çocuklarla
ayışığında kemikleri gözüken
karanlıkta puslanmış gözleriyle dans eden
hep ama hep umuttan habersiz çocuklarla!
hayır, topumuz tankımız kalaşnikof g-3 ümüz yok
varsa yoksa tüm susmuş insanların inancıyla yoğrulmuş vücudumuz
ve ayışığında tüm saflığıyla yunmuş kemiklerimiz
kağıttan uçaklarımız, renk renk bilyelerimizle geliyoruz
bu kan durmadıysa
bu kin hiç durmaz...
hepimiz kiralık katilleriz
ve aşinasınız bizlere değil mi?
belki tanrının kırbacıyızdır!
belki uzaylıların robotları...
kimbilir belki sadece topraktan ama ille kansız topraktan yaratılmış
ve bayraksız vatanlardan anadilimiz gibi susamışlığımızla geliyoruz?