kopartıp attığında gözlerimdeki
ebe örtüsünü
kör bir oyunda,
"elma" diye bağırdığında
saklanbaçlarda,
badem ağacına takılı uçurtmamı çekip alacaktın...
hani?
...
ve
ben
sığınacak bir tanrı arıyorum
ellerinin gölgelerinde...
ellerin o kadar uzak ki
ve
yummuşlar gözlerini,
üşüyorum...
ey üşümüşlüğümün tanrısı,
ey diş dişe vuruşlarımın,
ey titremelerimin tanrısı,
çek al beni ayazından suskunluğunun,
üşüyorum;
bir serçenin
morarmış ayakları oluyorum,
iştahını kabartıyorum donmaların...
"sus" ların
mil çekiyor dilimin gözlerine
tüm harfler cam kırığı
dilimi basıyorum üzerlerine;
kanıyorum...
/ey koca kadın
sen
benim
on yedi yaşımsın;
sakladığım beyaz kağıtlarım,
eflatuni kalemimsin...
avuçlarında misketlerim saklı,
cebinde topacım...
kopartıp attığında gözlerimdeki
ebe örtüsünü
kör bir oyunda,
"elma" diye bağırdığında
saklanbaçlarda,
badem ağacına takılı uçurtmamı çekip alacaktın...
hani?/
...
susunca
felaketim olur,
yer yerinden oynar,
dağlar patlar kulaklarımda
ve
yetim kalır çocuklar,
dağılmıştır kuşların yuvaları
ve
mevsim kıştır...
...
bir şeyler söyle,
beni özlediğini mesela,
mesela sevdiğini,
mesela saçlarımla oynamak istediğini,
mesela...
...
ey üşümüşlüğümün tanrısı,
ey diş dişe vuruşlarımın,
ey titremelerimin tanrısı
gülümse,
yık mabetlerini,
kır putlarını sensizliğimin!
bana bir ses;
sıcacık koynun olsun...
...
sığınacak bir tanrı arıyorum
ellerinin gölgelerinde,
ellerin o kadar yakınki,
aç avucunu
şiir alayım bir demet,
saçlarına takayım...
...
a&m