Yanlış mekanlar ülkesinde
yanlış zamanlara yol alan
iki seyyahtık o gece
sen okurken şiirlerini
coşkun bir ırmağın
kayaların arasından doğduğu ilk an kadar
sakin ve ümit dolu
ve kaçırıken benden
gözlüklerinin arkasına sakladığın gözlerini
bilemezdin kopan fırtınanın şiddetini
İkimizde sakin limanlar arıyorduk oysa
giden gemilerin dönmeyeceği
dönenlerin de uzun kalmayacağı
limanlar...
Oysa
gemilerin bıraktığı dalgalar
o kadar kuvvetli vuruyordu ki limana
ne bir tatlı huzur almaya
ne de diğer gemilerin yanaşmasına
izin vermek şöyle dursun
batırmak istercesine
Fırtına öncesi sessizlikten
fırtına sonrası haykırışlara geçerken konuşmalar
ve bilinmez görünüp de bilinenler
yazılmaz olup da yazılanlar
söylenmez denip de söylenenler
dökülürken bir bir cümlelere
bir şiir yazıldı
ve dahi ikincisi
Daha atlatamadan
ve sindiremeden birincisini
ikinci fırtına vurdu
hem de
ne kadar yıkıcı olacağını düşünmeden
Hazırlıksız yakalanmıştık fırtınaya
ceviz kabuğundan kayığımızda
küreksiz üstelik
Ya ölümü seçecektik ya da yaşamayı
Biz yaşatmayı seçtik inadına
yalın seçenek olmadığı halde
nasıl olacağını bilmeden
ve toplayamadan havada asılı belkileri
ve hala el sallarken giden gemilerin ardından
yaşatmak....