Bahar Kokan İnsan Kokan Sokaklarımız Vardı
Bahar kokan, insan kokan sokaklarımız vardı / daha millet televizyon kanallarının esiri olmamıştı
"Her sabah yeni bir sayfa; hayatın en güzel şiiri, cesaretle yazdığın hikayedir."
"Her sabah yeni bir sayfa; hayatın en güzel şiiri, cesaretle yazdığın hikayedir."
Bahar kokan, insan kokan sokaklarımız vardı / daha millet televizyon kanallarının esiri olmamıştı
Elimizde saklardık küçücük beyaz pinpon toplarını ve misketleri, Fazilet Abla geçerken çaktırmadan yanına yaklaşır, kulağında ki o küpelere basket atmaya çalışırdık... Boyu pek bir uzundu Ablamızın. Elimiz kolumuzda yetişmez, çoğu zaman basketleri uzaktan sallardık. Hiç birisi de basket olmazdı, olmadıydı da şimdiye kadar, ama biz sporcu tarafımızı tatmin
Çok önemli bir şahsiyet Şeyma Subaşı hanım, Mısırlı milyarderle, özel jetle, yüzükle meşhurmuş. Şener Şen ağabeyimiz, kendisine layık bir rol bulamamasıyla meşhurmuş. Aleyna Tilki hanım kızımız, çabuk büyümesiyle meşhurmuş. Aziz Yıldırım hep haklı çıkmasıyla bayağı bir meşhurmuş. Serdar Ortaç beyefendi kumar tutkusunun zararlarıyla meşhurmuş... Erkan Petekkaya yazıp yazıp
Önce çocukların o çipil çipil gözleri gelir aklıma / bakamam gözlerine
Kadim dostlarımızdandır Mehmet Ali Amcam... Öz amcam olmasa bile öz amcam kadar sever sayarım. Feleğin çemberinden defalarca geçmiş, görmüş geçirmiş bir bilge insan. Zaman zaman gelir bize fıkralar anlatır, kimi belden aşağı, kimi belden yukarı... Bazı zaman yaşça büyükler varsa yanında ''Siz azıcık kaybolun bakayım.'' der, biz de
Bir İngiliz Sicimi vardır bilirsiniz. Asılırsan bile İngiliz sicimi ile asıl. diye de beylik bir veciz söz vardır. İp, İngiliz ipi ise onun ucunu bile kaçırmamak lazım. Ha şöyle de bir durum var, İpin ucu ...uşt un elinde ise, o zaman kaçırabilirsiniz ipin ucunu, o ..uştlar da ipin
Yazmak, okumak, kendini aşmaya çalışmak. Beyinde bilgiden kuleler inşa etmek bir yerde... İnsanın kafasındakileri birileri ile paylaşması, başkalarının da paylaştıklarını okuması bilgi dağarcığının tabi ki zenginleşmesine yardımcı olacaktır... Zaman zaman genç şair arkadaşlarım mesajdan sorarlar bana şiir ve nesir hakkında. Her zaman şunu söylüyorum, her yazdığınız şiir zannetmeyin.
Newton denen vatandaşın kafasına elma düşünce mi çıktı ortaya acaba bu Yer Çekimi Kanunu yoksa daha önce de var mıydı? Acaba daha önce kanun muydu, kanun hükmünde kararname miydi? Bunun tespitini iyi yapmak lazım... Newton biraderin kafasına elma değil de armut düşseydi ya da erik düşseydi farklı bir
Sırtımız yere gelmez gelmeye de yine de hükumetin düşme tehlikesi çok fazla... Gensoru mensoru hikaye geçin onları bir kalem... Kış son hızıyla geldi ve kapımıza dayandı. Karlar hiç durmuyor, lapa lapa yağmakta ısrar ediyor.
Anılar bazen yaya bazen de koşarak / gelir gider aklımıza /
Bu yaşamımızın vazgeçilmez parçası, her şeyi biliyor, bilmediği bir şey yok. Topluyor, çıkartıyor, bölüyor, çarpıyor. Bilgileri sayıyor. İyi de kardeşim bu meret evimize girdiğinden beri hem vallahi hem billahi aile bağlarımız zayıfladı yahu! Sizlerde durumlar nasıl bilemem ama biz de böyle arkadaşlar. Biz dört kişilik klasik Türk ailesi
Televizyonlarında bu kadar fazla dizisi olan bir toplum, niye okusun ki? Okumak, sabır ister, zeka ister, çalışkanlık ister. İnsanın merakı olur tarih okur, şiir okur, mizaha yönelir, onu okur. Gidip de Payitaht Dizisini ya da Diriliş Ertuğrul Dizisini bölüm bölüm izleyerek tarih bilgisine sahip olamazsınız... Ancak böyle zanna
O günde O Satılmış'ın burun ifrazatı geldi ayağımın altına takıldı... Gördüm mü onu hark hurk yaparken, yalan yok görmedim. Nereden biliyorum o zaman Satılmış'ın burun ifrazatı olduğunu, diye soracağınızı da bildiğimden, buna da bir cevap vermeli... Satılmışı da tanımam ha, öyle bir tanıdığımda yok, adamı görmüşlüğüm de yok.
Ayı tuttum dün gece, üfledim geri gitti / Aşkın dilimde hece, ömrümüz nerde
Beşinci Kol zaman zaman yer altına bile girer de onun yer altında nasıl hareket ettiğini kimse anlamaz. Yakın zamanda bir sürü Güney Amerika Ülkesini, bir çok Asya Ülkesini, fakir ve gariban ama madenler yönünden zengin bir çok Afrika Ülkesini bu beşinci kol karıştırıp karıştırıp durmuştur. Kimi zaman bu
Her ne kadar evlenmemiş olsalar da en büyük zevkleri olan şehir içinde ve şehir dışında seyahat etmekten geri durmazlardı. Şimdilerde yaşları epey ilerlediği için eskisi gibi gezemeseler de, kış günü havalardan fırsatını buldukça başkentin birçok semtini üşenmeden dolaşırlardı. Birçok semti sokak sokak bilirlerdi. Bu değişik zamanlarda şehirde yaptıkları
Muhteremin biri yazmış ''Bizimkiler sana yenge demek istiyor.'' İyi ne güzel desinler o zaman. Dedikleri zamanda sen utanıp sıkılmazsan ilişkiniz güzel bir yola doğru son hızla ilerler... O bizimkiler dediklerine de dikkat et yalnız, sonra elinden de almasınlar sakın sevdiğini... Hani meşhur bir şarkı da var ya ''Arkadaşımın
Orta Asya'da yaşarken kavim olarak, bir çok sebeplerden dolayı batıya göç ettik ve Anadolu'ya kadar geldik. Bir çok medeniyetler ile alış verişte bulunduk hem maddi hem de manevi olarak. Onlar bizim kültürümüze biz de onların kültürlerine katkılar yaptık. Devletimizin başına zaman zaman basiretli devlet adamları, zaman zaman da
Herhangi bir kurumda araziye uyma niyeti olan, tembel olan elemanlar hemen belli olur topluluk içinde. Bu aslında diğer çalışanlara da haksızlıktır. Sıkı sık tuvalete gitmek veya sigara içmek için kurumdan dışarı çıkmak da yapılagelen araziye uyma biçimlerindendir... Böyle tipler çok da yılışık ve yalakadırlar aynı zamanda... Şefleri veya
Saftık, kötülük bilmeyen temiz çocuklardık, herkesi kendimiz gibi bilirdik, çünkü rahmetli babamızdan, annemizden öyle terbiye almıştık. Emanete hıyanet diye bir şey yazmazdı bizim kitabımızda. Arkadaşlarımızdan bir şey aldık mı, zamanı gelince geri vermesini de bilirdik. Adı ne olursa olsun ister kaset, ister kitap, isterse ödünç para...
1961 Ankara'da başlayıp devam eden bir hayat. İlk ortaokul, lise ve iki yıllık bir üniversite deneyimi, ticaret hayatı Ankara'da iki tane aslan gibi evlat biri dişi biri erkek aslan olmak üzere hayat mutlu bir şekilde akıp gidiyor. Biraz şiir, biraz öykü ve denemelerin sıcaklığında...
Elliyedi seneye sığdırılan bir yaşam. Geçip gidiyor işte şiir, deneme, öykünün sıcaklığında... Yirmi beş yıllık bir birliktelik iki de aslan gibi evlat daha ne olsun?
Mizah ağırlıklı öykü ve denemeler toplumsal ağırlıklı şiirler
Nazım Hikmet, Aziz Nesin, Erich Fromm
Aziz Nesin, Muzaffer İzgü,