Vicdandır Hepten Bize Doğru İşler Yaptıran
Vicdanını terk etme, vicdan senden gitmesin. / Cüzdanın arasına, sıkışıp da bitmesin...
"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."
"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."
Vicdanını terk etme, vicdan senden gitmesin. / Cüzdanın arasına, sıkışıp da bitmesin...
İş yerinde ticaretimizi sürdürürken illaki sinirlenmeler oluyor müşterilere... Ancak ticaretin en önemli iki kuralından birisidir ''Müşteri her zaman haklıdır.'' Hemen aklınıza gelecektir mutlaka, ikinci kural nedir diye? Durun canım acele etmeyin onu da söyleyeceğim, söylüyorum şimdi. İşte ikinci kural, müşterinin haklı olmadığı zamanlarda, başka bir müşteri haksız olan
Bir de şunun tespitini iyi yapmamız lazım. Bor'un Pazarı hangi gün Niğde'nin Pazarı hangi gün ve de Bor ile Niğde arası eşek ile kaç saatte alınıyor, öyle ya bunları bilmemiz lazım acilen. Mercedes ile kırk elli dakikaya gidersen herhalde eşek ile bir günde ya da iki günde anca
En Kolay yanan iki şeydir / kağıt ve yürek... /
fakirlik zor zanaat be dostum / asgari ücret alacaksın ve aç kalmayacaksın
Zaman zaman belki kendimce benimde saçmalamaya yakın hareketlerim olmuştur, sizin de olmuş olabilir, kimselere bunun reklamını yapmamışsınızdır, unutulmuş gitmiştir... Korkusuzca niye saçmalayalım. Önce şunun cevabını vermeli reklamcılar ''Saçmalamak iyi bir şey mi?'' İyi bir şey olmadığını Türk Dil Kurumu Sözlüğü bize söylüyor.
''Acımasız ve eşit olmayan bir savaşın tüm masum kurbanlarına.'' / Öyle sıcak, öyle
\[Düşlerimizi bir sepete toplayıp / duygulanıp yazıyoruz... / Hayalleri kanatarak,
Kurtarma operasyonlarında aşağıda köpek bulunmamasına da dikkat edilmelidir. Köpekler uzaklaştırılıp, sonra o işe başlamak en akıllıca olanıdır. Elinize bir parça kaşar ya da salam sosis türü, kedilerin seveceği bir yiyecek alınıp tekrardan Gel pisi pisi. diye çağrılabilir. Ancak kedi de sizden Çift hamura tek kıymalı yanında bir de
Çok bedel ödendi bu şiirleri yazarken, / Hiç bir karşılığı olmayan;
Yedirip içirmek, iyi ağırlamak lazım misafiri ki bir de biz de Tanrı Misafiri denen bir kavram vardır. Yoldan geçen hiç tanımadığımız insanı kapımızı çaldığı zaman Tanrı Misafiri kabul eder, yedirir, içirir, hizmet ederiz o insan... Hele de köylerde yatacak yer bile verirler zaman zaman, bu Anadolu insanının kadirşinaslığına
Niye hep bir şeyi başka bir şeyle kıyaslayıp da yerden yere vuruyoruz ki... Sevgililer Günü gidin bir çocuğa ayakkabı mont alın. Bunun için zaman beklemeye gerek yok ki... Zekat 365 gün ve her saatte verilebilir... Niye birbirine alternatif olsun bir şeyler... İçinden geçiyorsa sevdiğine de al bir şeyler,
Bu öküzler, kadınlarını dövenler, sövenler, silah, bıçak çekip öldürenler. İnsanlara sevgi saygı göstermeyenler, hayvanlara eziyet etmeyi bir yetenek zanneden kalaslar. Terör ile bir şey elde edeceklerini zanneden hıyarlar... Allahın yazdığı ilahi kaderi kabul etmeyip yıldız fallarından veya medyumlardan medet bekleyenler...
Bak baharlar geliyor yine doludizgin. / Karıncalar çıkacak yine yuvalarından. /
En çok elinden kaçırdığı balonlara gözyaşı döker çocuklar / bir de kolu bacağı
Buradan uçağa atlayacağım kumar oynamak için Kıbrısa gideceğim, sonrada donuma kadar her şeyleri orada bırakacağım Şener Şenin Züğürt Ağası gibi eve döneceğim. Yemezlerrrrr! Tabi bu mesaj belki de milyonlarca kişiye gidiyor her gün. Beş on tanesini kumpasa alsalar, onlar için büyük kâr, büyük nimet. O kadar çalışanları var,
Mizah dergilerini okuyarak, siyasileri dinleyerek, ölmedeniz mi, o zaman daha değişik yollara bakalım. Gündüz ya da gece televizyonların salak programlarını, dizilerini, insana hiç bir şey vermeyen magazin programlarını, insanın metabolizmasını yoran yarışma programlarını, izleyip, zaten kafanız çokça bozulduğu için, kafanızı duvarlara vura vura hayatınıza son vermek için eyleme
Kaç senelik paltomsun / senin ile neredeyse çeyrek asrı devirdik /
Şimdiye kadar İstanbul'da belediye başkanlığı yapmış insanlar, siyasetçiler televizyonlara bakıp da sular içinde yüzen ve botlar ile kurtarılmayı bekleyen insanları gördükçe utanmalısınız kendinizden ve İstanbul halkından. Kalabalık, kalabalık ve yine kalabalık. Bir şehirde bu kadar insan yığılırsa o şehirde hele de sağlam bir belediyecilik anlayışı yoksa, o şehrin
Sevdiğim bir atalar sözüdür. ''Kan kan ile yıkanmaz derler.'' Şimdiye kadar şiddet neyi çözmüş ki bundan sonrada çözsün. Bilirsiniz bizim Güneydoğu Bölgemizde de yıllar yıllar süren aşiretler arasında kan davası olmuştur. Bir yere gelmiş tıkanmıştır insanlar ve o aşiretler ile aşiretleri yönetenler, bu iş kıyamete kadar sürmez demişler,
1961 Ankara'da başlayıp devam eden bir hayat. İlk ortaokul, lise ve iki yıllık bir üniversite deneyimi, ticaret hayatı Ankara'da iki tane aslan gibi evlat biri dişi biri erkek aslan olmak üzere hayat mutlu bir şekilde akıp gidiyor. Biraz şiir, biraz öykü ve denemelerin sıcaklığında...
Elliyedi seneye sığdırılan bir yaşam. Geçip gidiyor işte şiir, deneme, öykünün sıcaklığında... Yirmi beş yıllık bir birliktelik iki de aslan gibi evlat daha ne olsun?
Mizah ağırlıklı öykü ve denemeler toplumsal ağırlıklı şiirler
Nazım Hikmet, Aziz Nesin, Erich Fromm
Aziz Nesin, Muzaffer İzgü,