Bayram Kaya
Uygarlık ve İnsan 4
Totem yasaya karşı ittifakın yasası ne diyordu? "Totem eşlerinle veya totem kardeşinle yatmayacaksın". Demek ki melez çocuk, hangi tarafın velayetine verildi ise o taraf verilenler çocuğun, totem eşleri olacağından; çocuk totem eşi olan kendisini emzirenlerle, yatamayacaktı.
Uygarlık ve İnsan 3
Sosyal birlikti kaide ve kurallar, "benzer ortak özellikli tutum ve benzer ortak özellikli yapıların birbirini çekme itme yasaları ile oluştu. İçinde doğaya karşı direnç koyan, güç birliğini oluşan direncin; çekme itme yasaları" da vardı.
Uygarlık ve İnsan 2
Ancak bu zorunluluk sosyal anlayışa takılıyordu. Grubun sosyal anlayışlı nedenleriyle kendi grubu dışındakilerle temas etmemesinin tabusu vardı. Grubu dışındakinin dokunduğunu yememek gibi bir yığın sosyal manalı totemdik tabucu yasaları vardı.
Uygarlık ve İnsan 1
Oysa barbarlar kendi barbarlarına karşı aynı tutumla yanıt verememekle, hep diken üstünde savunmacı bir tetikte olmak zorundaydı. Üreten yapılar veren bir kültür iken yamyamlarda bu üreten kültürü bulmanız olanaksızdır.
Teslimiyet 16
Kutsal sözler Feyi, El ‘in ve El adamlarının, El adamı yakınlarının sayar. Gerekçesi de şudur. Karşı taraf korku nedenle yerini yurdunu bırakıp kaçmasından ötürü sizler düşmana kılıç sallamamış, deve sürmemiş, at koşturmamış oluyordunuz!
İyi de El ve El adamı; El adamının akrabaları kılıç sallamış at koşturmuş
Teslimiyet 15
Bu gerekçeyle batı başkentlerinde bir nüfus kırımı hesaplanmaktadır. Bu durum baştan beri planlı olunacak bir süreç içinde hiç olmaması gerekirken şimdi vahşi bir yıkımla ya kendi elimizle kendi boğazımızı sıkacaktık.
Ya da 150° dereceye tırmanmış sıcaklığı ile bizler doğanın elinde geri döndürülemez bir süreç olmanın kırımlı
Teslimiyet 14
Artan nüfus; çeşitlenen insan tüketimiyle, hem hızlı bir kaynak tüketimiydi. Hem de çevreyi yaşanmaz kalmaydı. Doğanın kendisini yenileme hızı; insan tüketim hızına ve insanın doğayı kirletme hızına, yetişemiyordu. Söz gelimi artan nüfusla birlikte buz dolabı kullanımı da artıyordu. Bu da kaynak tükenmesini hızlandırıyordu. Metal, plastik, ozonu delen gaz
Tesliimiyet 13
Evvel emir olan, hafıza olan; üreten, savunan, mal mülk araç gereç sahipliği olan bir ORTAKLIKTI-Paydaşlıktı. İşte El hem bu ortak hafıza yerine oturmak istiyor hemde mülkü dilediği kişiye vermek için tekil iirade sahibi olmak için ortaklar tanımıyordu.
Teslimiyet 12
Karartılan o yerde güya "El este birabbikum" demişti. İn, cin ve El in olduğu bir ahit meclisinde (toplantısında) El; cin ve inse "ben sizin saygı duyduğunuz tapılacak olan değil miyim? diyor. Bu tür diyalogların yaşandığı süreç içinde ahdi söyleşi uzayıp gidiyordu. Yani bu ahitle karartılan yere kulluk söylemi
Teslimiyet 11
Kısacası davranışsal biliş, kişinin hafızasıydı. Kişi bu hafızayla davranıyordu. Adres tanış anı bu hafızaydı. El ahdi bu hafıza yerine konuyordu. Hafıza El ahitli sözleşme oluyordu. Sözleşme de yol haritası hafızaydı.
Coğrafyan Fiziğin İle Ya Fiziğin
Sen doğanın harikasısın / Temelin doğa / Emelin doğa
Teslimiyet 10
yi de enflasyon oranı neydi? Bunu kim belirliyordu? enflasyon neyin nesiydi? enflasyon nerede çıkmıştı? Neye göre enflasyondu? İlk inşanın ve üreten hareketin içinde enflasyon mu vardı. Enflasyon kadar faiz caizdir derken bilinç altına enflasyon gibi bir sömürü aracını meşru edilmiyorr muydu? Enflasyonu ekonominin olmazsa olmaz bir vaz geçilmezi
Teslimiyet 8
İşte başarının sırrı buradaydı. herkesin hırsız olduğu yerde hırsız olamazdınız çünkü çalacağınız bir şey yoktur. Ama herkesin doğru olduğu yerde doğru ile olanlar hırsızın çalacağı şeylerdir. Siz doğru olun ki hırsız eğri olabilsin.
Teslimiyet 9
Pabucu dama atılan feodaller iş görebilmek için bankerlerden (burjuvadan) borç alıyordu. Bu nedenle feodaller faiz kıskacında inim inim inliyordu. El zamanında faiz olmadığı için faizi ahit yasaları içine konmamıştı. Yani feodaller El in ürünü olmakla dini ahitler de feodal ilişkilerin ürünüydü.
Teslimiyet 7
Oysa dış dünyada 1 teneke buğday = 1 koyundu. Yani 1 koyun bir lira ve bir teneke buğday da bir liraydı. Siz bir koyun ile bir teneke buğday almak için sizin iki lranız olacaktı ve siz bir koyun ile bir teneke buğdaya iki lira ödeyecektiniz.
Teslimiyet 6
İyi de emanet ehli olan ehiller, bu emanetle ne yapacaklardı? Siz ehil kişiler karşısında kadavra gibiydiniz. Ki emanet olunanlar ulul emirlerdi. Siz onlara kayıtsız itaat edip onların yaptıklarından sorumlu değildiniz. Otomatikman bu teslimiyetinizle siz masumdunuz. Onlar hesabı El'e vereceklerdi!
Nasıl Yaşar Nasıl Ölürüz 61
Kısaca sürekliliği ve bir çokluğu içinde insan yaşamı gibi bir duruma biz işte hayat budur dersek, hayat dediğimizin sentezi süreklilik içinde hiç te hayat olmadığını görürüz. Ya da hayat değil dediklerimizin de süreklilik içinde hem de vaz geçilmez bir hayat olduğunu görürüz.
Nasıl Yaşar Nasıl Ölürüz 60
Yine siz salt kendi hayatınızı hayat saymanız yanılsamasından ötürü, sizinle oldurulan; bir denen süre durum içinde bir dediğiniz anda, doğum ve ölümler birbirini kontrol eden; birlikte beliren; birbirini destekleyen; kaynak kıtlığı gibi nedenle birbirini frenleyen süreklilikle, her zaman olan süreçler değildirler öyle mi?
Nasılz Yaşar Nasıl Ölürü 59
Bu yıldızın büyüklüğü de madde inşasını ksenondan öte götürememekle yakıtı bitip parçalanır. Burada daha büyük cüsseleriyle süper novalar kendisine kadar oluşan maddenin külleri ile doğar. Kendisine kadar oluşan maddenin küllerini kendisine yakıt yapan.
Bayramlık
Tanıtım
Dünyayı yaşantılaşan çabalar içinde duygunun önemi hiç yitmezse de, payı giderek azalmaktadır.
Sosyo toplum bazlı, genel bir açılımla başlayan çalışmalarım da; bilim felsefesi içinde olunma gayreti güdüldü. Bu nedenle yazıların tarisel, sosyo toplumsal evrimli ve türlü doğa bilim verileri güdülü çalışma olmasına gayret edildi. Genel felsefem içinde bir bilgi; ne kadar çok bağıntısıyla söylüyorsanız, o bilgi o kadar bilinir bilgidir.
Geçmiş
Doğum yeri Kırşehir ili, Mucur ilçesi; Küçük Köpekli Köyü olan Şair Yazar Bayram Kaya; kayıtlara göre 1950 yılında doğdu.
Şair Yazar önce Hasanoğlan Atatürk İlk Öğretmen okulu mezunudur. Ve sonrasında da açık öğretim fakültesi ön lisans mezunu oldu. Milli Eğitim Bakanlığı sınıf öğretmenliği lisanslı hizmetiyle emeklidir. Şair yazar oluşla şair ve yazarlık alanı içindeki çalışmalarına başlaması; bu saha içinde hakkıyla şiir çalışması yapar bir şair oluşuyla değil de; bu alana form olarak katıldı. Ve bu formsa dala ilişkin hiç bir deneyimi ve hiç bir ön hazırlığı olmadan; bir nedenden ötürü; şiir türü öykünce çalışmalarına, başladı.
2005 yılı ortamındaki bitmek tükenmek bilmezle; bıktırır, nefret ettirir denli türban konulu TV türü program tartışmalarından çok etkilendi. Yazara göre türbana dek bu tartışmalar yararsız ve gereksizdi. Türbanın üreten ilişki olan toplumda üreten bir karşılığı yoktu. Bu nedenle türban tartışması lafazanca söz karşıtlığı olan kurgularıyla, yararsız olmaktan kurtulamadığımız kasıtlı anlamsız tartışmalardandı.
Türban tartışmalarının içerikleri boş, tutarsız, hiç bir tarihselliği yoktu. Türban tartışmalarının en fazla tarihselliği, iman boyutunu geçmez olmanın, anlam kargaşasıydı. Şair yazar, bir izleyici sorumluluğu içindeki duyarlılığının verdiği katılımla konunun irdelenmesini sorun sal olarak derinden hissetti.
Bu tartışmalarda bilmezce oluşların ötesinde türbanın çok derin tarihsel seyirleri vardı. Her bir tarihi kırınımların sosyal mana anlayışıydı türban geleneği. Türbanın içinde de giderek sınıf karşıtlığı taşıyan damarın şifreleri olmakla türbanın birçok konu etkisinde gebe olduğu gerçekti.
Örtünme toplumun vesile nedeniydi. Örtünme bir toplum içinde asıl neden olmayıp, bahane (vesile) neden olması da türbanın tarih sel olmasının bir başka sosyolojik kodlarını ele verir. Ele verilen bu kodlarla örtünmenin geçmişteki kendi tarih selliği içinde, sosyal kurum olmanın mana anlaması vardır. Bu yönüyle örtünmenin manaca, bir inşa temeli taşıdığı da pek açıktı.
Şair yazar örtünme konusunu bu tarihi dürtü ile ele aldı. Başta sosyal olanla, toplumsal olanın aynı şey olmadığına dikkat çekti. Bu konuda "İnanç Ve Toplumsal Talep" içerikli yazılarını yazdı. Yazar; sosyal talebi, toplum sal olan talepten ayırmanın önemini belirten 100 bölümlük yazı dizilerini bu şartlarıyla benzetili sundu.
Bu diziler tematik açılımlarını veren bir salınımla sosyal yapının ve toplumsal yapının iyi anlaşılmasını bize dayatıyordu. Sosyal olanla, toplumsal olan kendi tarihi seyri içinde değişen dönüşen bağıntı olmalardı. Konu salınımları olabildiğince bilimsel özlü olmakla ele alındı. Yazar, doğal inşanın özünde var olan dinamizmdeki neşvü nema olurlu referansını izlemekle, bu konudaki çabalarını sürdürdü.
Kimi kez kavramlar; kimi kez inançlar; kiminde de tarihi mitolojiyi dillendiren veriler içinde anlatım çıkarımları yaptı. Ve bu çıkarımların bulgu sal veriler olan izleri, geçmişin galerisi içinde sürülmekle bu konuları ele aldı. En çok bilmezliğimizin oluştuğu erken dönem süreçlerine tutulan büyütece dayanak olan ışığın aydınlatması içinde günümüzü anlar olmanın heyecanı; yazarın en gözettiği hassasiyeti oldu.
Özellikle totem dönem, ön ittifakı dönem ve köleci dönem üç ayrı dönem olayları olmaları nedenle konu iç içe kıyaslarla işlendi. Üzerinde çalışılan tüm yazı içerikleri kendi kapsamında; olabildiğince bilimsel akıl verileri ışığındaki takdimlerdi. Milyarların, şu veya bu konu eksenli imanları vardı. Ama imanca olan yaklaşımların içinde verilen mesajların da, geçmişle olan kendi bağ sal kopukluğundan ötürü tartışmaların masal türü anlatımları olmaktan öte; konunun tarihsel oluşları da yoktu.
Köleci imanlı söylemlerin tarihsellikleri yoktu. Köleci iman kendi öncesi geleneği kendisine referans almakla, ön ittifakın verileri üzerine oturmuştu. İmanı söylemler tarihi dönüşüm noktaları içindeki çok gizemli kırınım noktalardan çıkışla yansımalardı. Kırınımlar yansıması; iki farklı derişim çelişmesi içinde iki farklı yansıma olmakla; farkın verdiği açı sal momentumun giderek groteski havalarla sunulmasıydı.
Tarihi oluşmalar bu groteski söylemlerdeki kutsiyeti hücrelerimize kadar geçiştirdiler. Bu groteski geçişin etkileri bizleri çok güçlü denetliyorlardı. Ne de olsa bu groteskilik, geçmişteki geri beslenim alanı üzerineydi. Tarih sellik köleci imanlı anlatımlarda ya eksikti; ya da hiç yoktu.
İmancı anlatım içinde tarih, tarihle değil de köleci iman verileriyle başlıyordu. Bu verilerin sözde enginliği! İçinde yapılan tartışmalar alabildiğine kör döğüşüydü. Tartışmalar kör döğüşü olmaktan öte gitmediği gibi bunu izleyenler tarihsel bilinçten yoksun olmakla, daha bir ışıksız olup; kararıyorlardı.
Totem, ilah, mamon ve Yüce Tanrı kavramlarını birbirine karıştıran bilmezlikler veya gizleyicilikler ortada boy gösteriyorlardı. Bilmesinlerciler ya da gizleyiciler (semantizm) hünerli yapılan işte, toplum sal olanı sosyal olana indirgeme yapılmakla hülleye başvuruyorlardı. Bilmesinleriler tarihsel kırınımla oluşan farklı dönüşüm ve gelişmeleri ele veriyordu. Her biri ayrı ayrı bir dönem aitliği olan bu dört mananın; farklı dönemlere ait inşa ilkeleri olan mesajlarını; birbiriyle aynılaştırıyorlardı.
Totem, ilah, Mamon ve Yüce Tanrı anlayışlı olan manaların her biri kendi öncesine ait gelişme düzeyi içinde oluşmuşlardır. Ön ittifakı döneme ilişkin örtünmeyle, köleci döneme ilişkin örtünme kavramları çok farklıydı. Önce olan örtünme, kendi sonrasını bilmeyen, ancak kendi döneminin etiket bilincini kendi sonrasının içinde taşıyordular.
Yani totem, ilahı bilmiyordu; ilah ta mamonu bilmiyordu. Bu türden her biri bir başka mana anlatımlarının tarih sel kodlarını taşıyan anlamların geri beslenim bağıntılarını biz, put saymakla yanılmaya başlarız.
Her birinin bir tarihsel bilinci ve tarihsel bağıntısı olan geçmişleri put sayan yaklaşımlar; en sondaki oluşmanın kendisini başlangıcın içine koyan bu körlükle, bilmesinlericilik bilincini inşa etmiştiler. Oysa her şey kendi dönemi içinde bir anlam ve tarih sel bilinçti.
Toplumsa inşa başlayıp, kendi niceli ve niteliksel dönüşümlerini verene kadar, bu 4 mananın anlam oluşlarını ayrı ayrı zamanlara denk düşen toplum sal oluştan kesinlikle soyutlayamazsınız. Toplumsal oluşların her birini de kendisinin bir öncesi dönemine indirgeyemezsiniz. Bilim sel inşa, özne nesnel inşanın yerine yeni bir mana anlamasını vermekle; Yüce Tanrı anlayışı bambaşka bir kulvarın anlamı ve anlatımı olmasıyla bir tarihsellikti.
Yüce Tanrı anlayışı evrensel oluşa katılmaydı. Yerel olandan, genel olanaydı. İnsan referanslı mana olmaktan; evrensel referanslı anlam olmayı olabildiğince özün içine katmaydı. Yani dört ayrı mana başka düzey düzlem ilişkilerinin ifadesiydiler. Bu farklılıkları bilmeden sosyo-toplumsa yapıyı bilmeniz olanaksız olmakla; sosyo toplumsa yapının firarileri de Demokles'in Kılcı gibi başınızın üzerinde salınır durur olacaklardır.
Totem ve ilah kavramına "ilkelin" dini ve "ilkelin" tanrı anlayışı diyen bilmezlikler vardı. Bu bilmezlikler içindeki her bir olgular da kendi tarih sel kavramlarını gözler önüne serer. Bu akışı gözler önüne seren yazar; sayı oluşla bilmediği ama 500'ün üzerinde başlık içerikli yazılarını oluşturdu. Yazılarının her biri üç, beş, kırk, elli word sayfasından; 200 word sayfasını geçer. Yazarın bu tarz düşünce işçiliğini içeren konu anlatımları; sürmekte olan bu türden yazı çalışmaları kapsamında olmakla, sır değildiler.
28.01.2013
Konum
Mucur/Kırşehir
Özellikler
Güncel TV tartışmalarının bana göre konu bilmezliği oluşla sapla samanı; at izi ile it izini karıştıran; sonu gelmez usançlıklara tepki oluşla kendim kaynaklı birikimlerden bu kabil yazılarım oluştu. Bu bağlamda
Benzer Yazarlar
Okumalarım içinde tarzıma yakın olan yazarları bilmiyorum. Ama okuduklarımın bana dolaylı dolaysız bulunma içinde, bu oluşumu verdikleriyle benim de bu sentezi yaptığım muhakkaktır.
Bağlantılar
POPÜLER
-
01
-
02
Vah ki Vah
Bayram Kaya
14 Ara 2016 2 dk okuma -
03
Kurtuluşun Felsefesi (Açkı 3)
Bayram Kaya
06 Oca 2017 7 dk okuma -
04
İsis Dersem Çık Ereşkigal Dersem...
Bayram Kaya
01 Mar 2017 2 dk okuma -
05
Görmez Şey
Bayram Kaya
16 Eki 2016 1 dk okuma -
06
El Bel Baal 2
Bayram Kaya
19 Nis 2017 7 dk okuma -
07
Tarihsel 2
Bayram Kaya
25 Oca 2020 6 dk okuma -
08
İrade 1
Bayram Kaya
18 Nis 2017 7 dk okuma -
09
Tekil Tikel Tükel
Bayram Kaya
16 Eyl 2016 1 dk okuma -
10
Tarihsel 1
Bayram Kaya
22 Oca 2020 7 dk okuma -
11
ve Leddâllîn, Amin
Bayram Kaya
13 Eki 2016 1 dk okuma -
12
Mavi Yare
Bayram Kaya
28 Ağu 2016 1 dk okuma -
13
Anlamak Gerek 71
Bayram Kaya
21 Oca 2020 5 dk okuma -
14
Diktatör Olsam Meydanlarda Gezer Miydiniz?
Bayram Kaya
01 Eyl 2017 7 dk okuma -
15
Mevsimsel
Bayram Kaya
19 Ağu 2018 4 dk okuma -
16
Kurtuluşun Felsefesi (Açkı 2)
Bayram Kaya
05 Oca 2017 5 dk okuma -
17
Sosyal İlişki Toplumu Hedeflemez 2
Bayram Kaya
03 Nis 2017 4 dk okuma -
18
Teslimiyet 6
Bayram Kaya
15 Eki 2019 5 dk okuma -
19
Anlamak Gerek 43
Bayram Kaya
21 Ara 2019 4 dk okuma -
20
Yıkılışa Direniş Direnişe Yıkılış
Bayram Kaya
30 Eki 2019 2 dk okuma