Rengârenk Gökkuşağı Yağmurdan Sonra Çıkar
Katıksız imanı yaşadığımızda ise ne çile yıpratır ne de ateş dokunur; Hz. İbrahim (as) gibi. İnsanı yakan ateş değil, gafletidir çünkü.
Katıksız imanı yaşadığımızda ise ne çile yıpratır ne de ateş dokunur; Hz. İbrahim (as) gibi. İnsanı yakan ateş değil, gafletidir çünkü.
Risalecocuk.com web sitesinin düzenlediği "Orucunu Boya Hediyen Yolda" başlıklı etkinlik, Ramazan ayında çocuklarımızın oruçlarını tutmasına yardımcı oluyor.
Allah’ın Katından sunduğu bu sofranın asıl misafiri insandır; o yüzden şükür içinde olmalıdır. İnsan kendisi için hazırlanmış bir yemek masası gördüğünde hazırlayana teşekkür etmez mi?. Nasıl bir gaflet halidir ki hazırlayanı görmeden karnını doyurmaya bakar insan.
Münafıklar, müminlerden çıkar beklentisi içinde olan ve onların arasında yaşamaya çalışan kişilerdir. Ancak beklentileri gerçekleşmediğinde ya da müminlerin başına bir zorluk geldiği zaman, onlardan ayrılırlar ve işte gerçek yüzleri o anda ortaya çıkar. Mümin topluluğundan ayrılırken, onlara zarar vermeye, aralarındaki birliği bozmaya çalışırlar. Amaçlarını gerçekleştirmek için diğer münafıklarla
Allah’tan bağımsız bir gücü olduğunu düşünmek ve nimetlerin kendine ait olduğunu zannetmek büyük yanılgıdır. İnsan hem aczinin farkında olup hem de enaniyet yapamaz. Farkında değilse, "malım mülküm, katım, yatım" der, ancak günü gelir, Allah onun ayaklarını yere bastırır, küçük düşürür.
Tam o sırada içeriden sesler geldi. Mutfak kapısında küçük kardeşim belirdi birden. Üzerinde pijaması, karmakarışık saçları, uykulu uykulu bize bakıyor ve çok komik görünüyordu.
Şeytan da Allah'tan korktuğunu söyler, ancak kıyamete kadar tüm insanları saptırmaya çalışır. Yaptıkları için Allah'tan bağışlanma da dilemez. Bu kendi fırkası olan münafıklarla arasındaki bir diğer önemli benzerliktir.
Hayat pamuk ipliğine bağlı iken her an başına bir şey gelebileceğini düşünen insanın gecesi gibi gündüzü de kabustur. İnsanın bu konuda huzurlu yaşayabilme nedeni, kendisine can veren Yaratıcının, her şeyi kontrolü altında tutuyor olmasıdır.
Oysa her insan, aniden ölüm melekleriyle karşılaşabilir, mezara giderken de dünya hayatında sahip olduğu hiçbir şeyi yanına alamaz. Yapayalnız bir şekilde Allah’ın huzuruna çıktığında ise, sadece dünyadayken yapıp ettikleri önüne getirilir.
Birçok insanın düzeni kendi hayat anlayışı, dünyaya bakış açısı ve felsefesi üzerine kuruludur. Kolay kolay da değiştirilemeyen bu düzen, hayatın da tamamen değişmesi anlamına geleceği için bu kişiler farklı görüşlerin karşısında olurlar. İnsanlık tarihi boyunca Allah’ın peygamber ve elçilerine reddiyenin kaynağında da bu düşünce bulunur.
Kalp atışı hızlanır; acaba enfarktüs mü geçirmektedir? Karnının ağrıyor olması acaba apandisit belirtisi midir?... Her an yeni bir endişe ve yeni bir acı yaşayan kişi, yalnızca kendisi için değil, ailesindeki tüm bireyler için de aynı korkuları tek tek yaşar. Dolayısıyla sinirleri çok bozuktur, sürekli gergindir. Bu yüzden sigara,
Saçı dökülen, gözleri bozulan, kulağında sorun bulunan, midesi ağrıyan, böbreğinde taş, midesinde ülser ya da asit fazlalığı bulunan hatta kanser olan milyonlarca insan. Allah, dünyaya bağlanmamaları için insanlara o kadar çok acz vermiştir ki, saysanız binlercedir.
Cahiliye toplumlarına ait bir aldanış olan makam ve mevki hırsı, samimi inananın asla kapılmayacağı nefsani bir tutkudur. Gerçek makam Allah Katıdadır.
Evrendeki her şeyin belirli bir ölçüyle yaratıldığını ve tüm evrende kusursuz bir dengenin olduğunu, düşündünüz mü?... Veya şu an ayağınızı bastığınız yerkürenin, saatte 1670 kilometre hızla hareket ettiğini... Yeryüzünün süsleri olan çeşit çeşit bitkilerin nasıl yaratıldığını... Çamurlu topraktan tadıyla, kokusuyla ve rengiyle insanın zevkine uygun meyvelerin nasıl olup
Geçenlerde 40 yıllık bir radyo sanatçısının konuk olduğu bir tv programı izledim. Çok ilginç diyaloglar yaşandı programda. Bir bölümünü sizlerle paylaşmak için not aldım... Programda sunucu, birçok ünlünün şu an yaşamadığını ama eserleriyle aramızda olduklarını, yaşlanmanın ve bir gün ölümün kaçınılmaz olduğunu anlatıyor,
"Benden bir parça" dediği Fatıma’sı doğduğunda, her kız çocuk doğduğunda karalara bürünen dönemin şirk geleneğine karşı durur, toplumun putlarını kırar ve şöyle der: "Bir çiçektir O; ki ben koklarım, Allah rızkını verir." (İbn Abdrabbih, 2/438)
Karanlıklarımız anne karnında başlar. Sonrasında eğitim mekanı olan dünyada, kimi zaman Yusuf gibi karanlık kuyularda, kimi zaman Yunus gibi balığın karanlık karnında; ancak hep Allah’ın koruması altında sürer hayatımız. Her türlü tehlikelerden kullarını selamete çıkaran Allah, günü geldiğinde anne karnından çıkardığı gibi, zifiri karanlıklardaki kulunu aydınlıklara çıkarır.
İnsanların çok fazla düşünmeleri istenmiyor. Zihinleri eğlenceyle, tv dizi ve programlarıyla meşgul ediliyor. Birçok insan ekranda gördükleri dışında pek bir şey bilmiyor; ne verilirse onu alıyor. Bugün ne giyeceğini, ne yiyeceğini, nereye gideceğini ekrandan öğreniyor. Akşam yemeği sonrası yine ekran başında saatlerce dizi filmler izleniyor.
Dünya hayatı inanan insan için eğitim sürecidir. Zorlukların imtihan için yaratıldığını, göstereceğimiz sabır ve tevekkülün güzelliklerle karşılık bulacağını unutmamalıyız. Mevlana’nın güzel ifadesiyle sopayla kilime vurmaktan amaç tozunu almaktır. Allah tozumuzu alır, bizi arındırır, neden kötü hissetmeli?
Ramazan sadece nefsin değil tüm organların terbiye edildiği aydır. Arınma ayıdır. Vererek bereketlenme ayıdır. Gelirinin ‘ihtiyaçtan artakalanı’ ne kadarsa içinde bir burkuntu duymadan ihtiyaç sahiplerine veren mümin, bunu da Allah’a yakınlaşmak için yapar. Vicdanını kullanarak samimiyetle yapılan infak, Rabb’imiz Katında gerçekten bir yakınlaşma vesilesidir.
6 yıldır insani ve imani konularda makaleler ve çocuk yazıları yazıyorum. Yaklaşık 5 yıldır Haber Vaktim, Cemaat.com, Sayha Dergi, Edebistan, Turuncu Dergi, Körpe Kalemler, Edebiyat Defteri gibi dergi, portal ve haber sitelerinde yazılarım yayınlanıyor. Yazılarımı ve inandıklarımı paylaşmak için İz Edebiyat'dayım.
Ayrıca Risale Çocuk, Kalem.biz ve Beyan/İstikamet Dergisi'nde çocuk yazıları yazıyorum.
40 yaşındayım. İstanbul'da yaşıyorum. Ekonomi okudum. 6 yıldır imani konularda makaleler yazıyorum.
İstanbul