Şenol Durmuş

Neler Oluyor

Peygamberler başarısız olunca Tanrı şaşırdı... En yakın dostunu çağırdı. Sordu: "Ey Şeytan neler oluyor . Bu insanları nasıl kurtaracağız. Musa, İsa, Muhammed nerede yanlış yaptı? Bana onu söyle" derken Şeytan ağlıyordu: " İnsandan peygamber yaparsan, olacağı budur. Sana o kadar yalvardım. Beni onların arasına gönderme diye..."

Hırsızlar Savaşı

Raşhan affından sonra cezaevlerinde ki sefiller topluma kazandırılmıştı. Hırsızlar, gaspçılar, katiller diğer bütün suçlular ait oldukları halk yığınlarının arasına dönüyordu. Bazılarına göre bu af çok lüzumsuz gereksizdi. Çünkü bunlar salınırken adalet terazisi zangır zangır titremişti. Üstelik teraziyi elinde tutan kör kadın onu fırlatıp atmıştı. Kör kadın diğerlerinin göremediğini

Tanrının Yumruğu 2

Bir ambulansın gelmesi için on dakikalık bir süre yetmişti. Şişli Etfal hastanesinin acil servisine ulaşması için bir o kadar süre yeterliydi. Ona ne olmuştu? Polislerin, doktorun sorularını gülümseyerek sessizce cevapladı. Kafasını bir mumya gibi sardıklarında ise mutluluğu daha da çok arttı.

Şüpheli Şahıs

Lan dur şüpheli şahıs. Kimsin, necisin nereden geldin, nereye gidiyorsun. Çıkar lan kimliğiniNe iş yapıyorsun hemşerim. Antepten niye geldin İstanbula. Gardiyan mısın? Demek ablanı ziyarete geldin. Al lan kimliğini. Bak oğlum bura Antepe hiç benzemez. Burası İstanbul oğlum. Fazla kalma buralarda başın belaya girer. Adamı yerler, bitirirler oğlum.

Yaşam Koçu Rıfkı 2

Sana ben ne demiştim. He ne demiştim. Pozitif enerji yayacaksın adamım. Onu yay ki sonra faiziyle sana geri dönsün. Üstelik evrene de bir enerji katkın olurdu. Eskiler ne diyordu?. İyilik yap denize at, balık bilmezse halik bilir demişlerdi. Anlaşılan sen bunların hiç birini yapmayacaksın.

Öldür Beni

Her ay birkaç kişi orada kendini asıyor. En son geçen ay biri kendini yatağıyla beraber yakmıştı. Ölmeleri hiç sorun değil ama bize bir sürü evrak işi çıkartıyorlar neyse hücreye geçmeni onaylıyorum

Arıyordum

O gece yarısı yürüyordum yine o güzergahta Onu arıyordum. Kalabalıklar arasında o kadını fark ettim. Peşine takıldım. Pavyonların, barların, taksilerin arasında onu takip ediyordum. Caddeler, sokaklar geçiyordu önümüzde. Dilenen bir adam bizi görünce ürktü adeta yalvarıyordu: Ulu Tanrım bu gece neler oluyor dercesine ellerini gökyüzüne kaldırmıştı.

Yaşam Koçu Rıfkı

Eminim birçoğunuz benim gibi daha sabahın köründe, aynaya bakar bakmaz gördüğü o bedbin surattan ürküyordur. Asık suratlı, mutsuz bir yüz ifadesi ile bir fotoğraf karşımızda bize bakıyordur. Çevremizde ki insan davranışları, yaşam faktörleri, içinde bulunduğumuz toplum şartları maalesef bu suratı bu hale getirmiştir. Artık kendi yüzümüzden korkar hale

Duymuyorum

O duymuyorduBu sorunu daha çocukluk yıllarında fark edilmişti. Yakın çevresine göre Adnan o yaşlarda bile sağırdı. Ailesi de aynı düşüncede sayılırdı. Evet o kesinlikle duymuyordu. Çocukluk arkadaşları ise bu durumu farklı yorumluyordu.Onlara göre o işine geleni duyan, işine gelmeyeni de duymayan bir insandı.

Sefilleri Öldürün

Bir hırsızın gözyaşları dökerek, isyan ederek anlattığı bir olaydırVaroşların en sefil mahallerinde işe çıktığı o günü anlatıyordu. Bir gün öğle saatlerinde bir eve girmişti. Bir ev ne kadar eski o kadar döküntü olsa da oradan hiç umulmayacak ölçüde küçük bir hazinenin çıkma ihtimali hep yüksekti. Yastık altında ki

Kurtarıcı

İlk kez bu adı duymuştuk. Kimdi bu paşa?..Kimdi bu adam?..Anlattığına göre sadece Deniz değil Hava, Kara, Jandarma kuvvetlerinin bütün personeli subayları bu adama hayranmış. Memleketi kurtaracakmış. Hemen hepsi bu kurtarıcıyı bekliyormuş.

Dilenciler Köyü

Yaşlı dilenci inatla, ısrarla iddia ediyordu. Güya zamanında bu yerde tek bir dilenci bile yoktu. Öyle ise eğer eski dönemde küçücük bir köy olan bu koca şehrin bu ilçesinde tüm ahali nasıl dilenci olmuştu?.. İddiasına göre eski dönemin insanları yokluğa, sefalete rağmen onurlu insanlardı. Üstelik o onurlu insanlar

Başa Dön