Bir şarkıdan yola çıkıp buraya geldim bu gece... Kendimden, sevgiden , aşkdan, geceden çok uzaklardayım. Kaçtığım gece mi ,aşk mı , sevgi mi, yoksa ben miyim ?

Havanın hali belli. Ya ben ! Sıcaklığına tutunmak istediğim zamanları beklerken ruhum üşüyor. Ard arda fırtınalar yaşıyorum. Oysa yağmur herkes için yağıyor

Kıskanıyorum seni en dişi duygularım ile.Kimsenin sevmediği gibi sevmek kimsenin görmediği gibi görmek istiyorum seni. Öyle güzelsin ki herkes sende mutlu, herkes sende uyuşmuş. Herkes bedeninde poyraz duyguları bırakmış. Bakiresin sen hala

Titriyor ellerim. Üşüyorum, ellerimi ısıtmaya çalıssam da titriyor bedenim. Yüreğimin sıcaklığı ellerimin soğukluğuna iyi gelmiyor ki... Seni istiyor seni özlüyor bebek ellerim

Bir gün uzanp tutacaksın nasıl olsa ellerimi / Bir gün nasıl olsa kanatıncaya

Aşk ölmekti. Aşk, düştüğü yürekleri vuran mavi melekti. Aşk, dünyada aşıkları güzelleştiren ve iyileştiren melekti. Aşk, denizi bekleyen deniz feneriydi. Gece gündüz doya doya tadına vara vara aşkı beklemekti.

Kim özlerdi teninin kokusunu
Kim sevgilim ...

Uzun sevişmelerin ardından yorgun düşmüş bedenlerin ilk sevişmeyi yaşar gibi kavuşmasını istiyorum özlem ile. Anlamını bilmediğim sözcükler mırıldanmak, adını sayıklamak istiyorum kollarında.

Yağmur altında dolaşmak sevgili ile ne kadar güzel ise, yalnızlığın şemsiyesini alıp dolaşmak o kadar acı verir insana

Tercihler iste, her kişinin ayrı tadı olduğu gibi yaşamda. bazı insanlar acı, tuzlu, sirke gibi tat bırakır, bazıları da şeker, tatlı, pamuk helva, çukulata tadı. Tatmadan ne mümkün?

En kötüsü ne kaybettik biliyor musunuz? Gün geçti yaşama tutunmak adına "BİZ OLMAYI KAYBETTİK." Seni seviyorum demenin, zor bir söz olmadığını öğrenemedik.Gördüğümüz sevdiğimiz insanı son kez görecekmiş gibi düşünemedik. Hep yarını düşünüp, hep yarını yaş

Acıları anlardan çıkarıp sana saklaman için göndereceğim kanadı kırık bir kuşun kanadında

Birtanem, diplerdeyim işte... Nefesimi bırakıyorum. Kalbimi bırakıyorum aşkımı ise gözyaşlarına terkedip yalnız sessiz sensiz geceye başlıyorum. Boşveriyorum sabah olmasın ....

İsteklerin kendinin önüne geçememiş. Sen kendi senini kaybetmemek için dilediğin kadar yalnız olmayı, dilediğin kadar üzgün olmayı seçmişsin

...Anılar yaşayamadan hızla akıp gidiyor ve duygular ayrıntılara takılıyor ya... Sevişmek varken savaşmak neden...

......İmkansızlık vantuz gibi yapışmışken; damarlarımda senin aktığını nerden bilecek... Ayaz vuran yüreğimi senin sıcaklığının ısıttığını nasıl hissedecekti ki...

Etrafına bakıyordu, akşam için hazırladığı masaya. Ahşap masayı papatyalarla süslemişti. Goncagül papatyaları çok severdi. Bir tane de gelincik bulmuş, onu da ortaya yerleştirmişti. Gelincik kıpkırmızı, nazlı nazlı sallanan, kınalı gelinlere benzeyen çiçe

Akşam, sessizlik... Gece yarısı olsa, az kalsa dolunaya... Dolunayda sahilde ateş yaksam yine, atsam tüm sıkıntılarımı küllerine.

Dipsiz kuyu sevdam. Çıkmaya çalıştıkça boğuluyorum. Sevmeyi ertelemek istedikçe, nefret ediyorum dedikçe geriye gidiyorum. Çok sevmiştim
çok, bana keşke dedirtme demiştim sevdiğime. Bilemezdim böyle olacağınıi . Kim bilebilir ki zaten...Tüm sevgiler mutl

? Külkedim, çocuk düşlerimde kalan. Saatler geceyarısını gösterdiği anda ruhumun ardında kalan cam ayakkabı , eski çileli hale dönen zor bir yaşam. Cam ayakkabı sayesinde düşlerin gercekleşmesi mümkün olsa keşke, keşke...