Öyle derin yaralar aldık ki, kimde küçük bir yara görsek, kaynayan kazana dönüyoruz. Bu yaralar yalnızca kişisel değil, toplumsal bazda da irin akıtarak varlıklarını sürdürmekteler.

Kişisel bazda alınmış yaralar toplandığında ya çok dayanıklı bir toplum, ya sağlıksız bir toplum olarak dünyadaki yerimizi alıyoruz.

Toplumsal aldığımız yarar, başka devletler karşısındaki durumumuzu doğrudan belirliyor. Ağır yaralar almışsa, yaşamımızı sürdürmeniz daha bir güçleşiyor.

Kurtuluş Savaşı verdiğimiz günlerde, Batılı ülkelerin Medya karında "Birkaç çete üyesi direniş, başlatmış ve devleti kurtaracaklarmış" diye haber yaparken, cumhuriyet ilan edildiğinde aynı gazeteler "Bir grup gözü kara Türk amaçlarını gerçekleştirdi." diye haber yapıyorlar. İşte buna halk arasında "İman gücü" deniyor.

Bugün Ukrayna kurtuluş savaşı veriyor. Dünyayı paylaşamayan bir kaç namussuz devlet başkanı, kişisel ihtirasları yüzünden sayısız canlıyı yok etmekte. Tarihin seyrine baktığımızda, her dönemde birbirini yok etmeye çabalayan bu arsızlar görmek mümkün. Türkiye'nin kuruluş yıllarında Avrupa Ülkeleri, doğuda Çin, japonya. II. Dünya Savaşı'nda yine aynı ülkeler ve Rusya. Arkasından Stalin ve Hitler namussuzlarının kendi sınırları içinde yaptıkları soykırımlar... daha sonra Doğu Türkistan katliamları, Boşnak katliamları, Çeçen direnişi ve öldürülen sayısız Çeçen, Afganistan, Hindistan, Irak, Suriye, Kırım Katliamı ve Ukrayna'nın uğradığı saldırı.

Bugün Ukrayna üzerinde oynanan oyunlar ve işgal girişimi... Birleşmiş Zilletler, Amerika, Avrupa ülkeleri ve İngiltere hem kurda havlayıp, hem de geri kaçan sokak köpekleri gibiler. Rus işgaline karşı ne yapabildiniz? Adamlar istediklerini yapa yapa ilerliyorlar.

Ben daha korkunç bir noktaya dikkat çekmek istiyorum. Müslümanlar yine kendilerinden beklenen adiliği yapmayı sürdürüyorlar. Kendilerini yok etmek için hiçbir şeyden kaçınmayan Ruslara biat ederek bir kez daha nasıl köleleşip, aşağılık olduklarını gösterdiler.. 1969'da 6. Filo Türkiye Müslümanları tarafından kıble tayin edilip namaz kılınmıştı. Bakın, Şimdi d Çeçen Müslümanlar Moskova'yı kıble tayin edip namaz kılmaktalar. Şimdi soruyorum, Şamil Basayev yaşıyor olsaydı, bu namussuzluğu nasıl karşılardı?

Ey Çeçenler! Sizin Allah'ınız size, sizin soyunuzu kurutmak için çaba gösteren bir alçağa, bugün ise bir sürü mazlum insanın ölümüne sebep olan ve olmaya devam eden bir namussuza biat etmeyi mi emrediyor? "Allahuekber" diye bağırdığınız Putin mi? Secde ettiğiniz ve el açtığınız varlık kim?

Çeçen ana babaların çocuklarını bu münafıklıktan uzak tutmalarını ve zalimlerle işbirliği yapmalarını engellemelerini istiyorum. Bilsinler ki, çocukları kadar kendileri de bu ağır yükün sorumluluğu altında ezileceklerdir.

Ben bir Müslüman olarak, bugün kendisine Müslüman diyen kişilerle aynı dine mensup olmadığımı açık ve net söylüyorum. Benim dinimle onların dini arasındaki tek benzerlik sadece istem dışı bir isim benzerliğinden başka bir şey değildir.

Rusların yaptığı yeni açıklama Ukrayna işgali öncesindeki açıklamanın aynısı. Finlandiya ve İsveç NATO üyesi olamaz. Bu da gösteriyor ki, işgal sırası bu iki ülkede. Buyurun Avrupa ülkeleri bu ülkelerden sonra sıra hanginizde?

Benim aklım, gönlüm, vicdanım hep mazlumdan yana oldu. Bugün de aynı. Ben her şeyimle Ukrayna'nın yanındayım. Rus saflarında yer alan her Çeçen'i de esefle kınıyorum.

25 Şubat 22
Gölcük