Gerçek bir sevgide diğer insanın iyiliğini istersin. Romantik sevgide diğer insanı istersin. -Margaret Anderson |
|
||||||||||
|
Ne canlar, ne mallar gitti... Kimileri tabiat olayı, kimileri de Allah’ın gazabı, insanlara uyarısı olarak baksa da, deprem hayatımızın yadsınamaz, büyük bir gerçeği... Bu işin kitabını yazmış, ilmini yutmuş olan Japonya, seneler önce çözmüş bu işleri. Orada çok sık oluyor ve kimselerin burnu bile kanamıyor... İnanın insan bakamıyor televizyonlara... Yürek zaten paramparça. Şimdiye kadar en şiddetlisi sanırım Şili de olmuş dokuzu geçen bir ölçekte, yerle bir olmuş her şey... İnsan giden canlarına mı yansın, borç harç aldığı ve kısa zaman önce güle oynaya yerleştiği evine mi yansın? Richter, depremi ölçüyor ölçmesine de, yüreklerdeki depremi nasıl ölçeceğiz? O yangınlar nasıl sönecek, ruhtaki hasarları nasıl tamir edeceğiz? Minnacık Zeynep’e nasıl anlatacağız annesinin öldüğünü, ölümün nasıl bir şey olduğunu? Ya İsmail’e? Hangi sözlerimiz onu teselli edebilir ki? Ablasının bir daha göremeyecek olmak, onun ruh dünyasında ne travmalar yaratacak kim bilir? Hiç bir şeyin farkında değil mi zannediyorsunuz o mini mini yavruları? Daha geçenlerde babasının masal anlattığı, havaya atıp hoplattığı çocuklar, belki de bundan sonra bir bakımevinde, yetimhanede hayatlarına devam edecekler... Travmalarını hafifletmek belki bir yere kadar mümkün zaman içerisinde, ya sonrası. Belki aylarca uyuyamayacaklar, gece gece uykularından zıplayacaklar, konuşma, algılama zorlukları olacak... Enkaz altında on beş yakının kaybedende var. Sekiz tane evi olup, sekiz evi birden yıkılanda var. Kiracısından fahiş zam isteyen ev sahibi şimdi aynı çadırda kiracısıyla çorba kuyruğunda. Demek ki dünya üzerindeki hiç bir mülkün gerçek sahibi biz değiliz. Geçici olarak bize verilmiş armağanlar bunlar, tıpkı hayatımız gibi... Elimizden geldiği kadar millet olarak kenetlendik, hala da kenetlenme gayreti içerisindeyiz... Yüze yakın ülkeden maddi ve insan yardımı geldi... Art niyetliler, tarihi eserlerimize göz dikenler, Hazreti İsa ve Hristiyanlık propagandası yapmayanlar hariç, hepsinden Allah razı olsun. İnancım odur ki bunu da atlatacağız. Sosyal Medya da ya da başka platformlarda çirkinlikler yapanlarda kendi pislikleri içinde boğulacaklardır... Türkiye de 450 000 aşağı yukarı aynı nüfusa sahip olduğumuz Almanya’da ise 3500 müteahhit varmış edindiğimiz bilgilere göre... Bu şu demek oluyor, her önüne gelen, her parası olan inşaat işine girmemeli... Umalım büyük ders olsun bunlar. Ders olur mu, olmaz mı, onu da zaman gösterecek. Hayatını kaybeden bütün insanlarımıza Allahtan rahmet, kederli ailelerine sabırlar diliyoruz milletçe... Bundan sonrası için mutlaka bir şeyler yapmak lazım. Şeyh Edebali’nin dediği gibi ’’İnsanı yaşat ki devlet yaşasın.’’
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Ahmet Zeytinci, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |