Şeffaflığına dalan barmaklarımdan
Aklıma akıyorsun
Terk edilmişliğin tutanaklarında geçiyor
Gök gurlamasınca
Endişeli, kaybolmuşluk anında dualarla
Annemin sızdıkça kumlanan bakışlarında
Tanrının altyazısı anlımda belirib geçenler
“Paris Sıkıntısı” deyil ayaklarımı tutan yorgunluk
Gerçeye kandırılmış hər kes gibi facia sürüklüyor adımlarım
Halimden yola çıkarım sabaha
Yemek için hiç bir şey
Gitmek için hiç bir yer
Sevmek için hiç kimse
Yoooooooook!.. yook!
Boynu bükük ölüm bereketi takırtılarda
Kokmuş halunasiyalarım
Sonbahar nemliyken yaslansam sarılığa
Bakire gürur ve eks-sevdiklerimin takıntılarıyla
İçime itilmiş ümidler ve korsan öpüş gizlinleri
Bir şeyler getirin, rahatsızım
Ööööööö....