Anne Benim Ülkemin İnsanları Neden Okumuyor!

'Tüm ülke nasıl da okuyor.' diye düşündü. Ne kadar mutluydu anlatamıyordu. Sonra her şey anlaşılınca hevesi kursağında kalmıştı.

yazı resim

Bir ilkbahar sabahıydı. Leylaklar açmış, leylekler yuvalarına yerleşmişti. Her şey sıradan gidiyordu bir şey dışında. Türkiye'nin tüm illerinde seyyar satıcıların bir çoğunda kitaplar satılıyor halk kitaplara rağbet gösteriyordu. Zabıtalar seyyar satıcıya 'akşama bana iyilerinden bir şeyler ayarla geçerken alacağım' diyordu.

'Ne güzel rüya' diye geçirdi içinden Mahmut. Tekrar görme umuduyla gözlerini kapattı sağa dödü, sola döndü ama olmadı. İstemeyerek kakltı ve yüzünü yıkadıktan sonra kahvaltısını bile yapmadan bir yazı yazmaya karar verdi. Bu haftaki köşesinde yayınlamak üzere. Bilgisayarını açtı ve büyük harflerle.

ANNE BENİM ÜLKEMİN İNSANLARI NEDEN OKUMUYOR! başlığını attı yazısına.

Okumayan bir ülkenin insanlarına tüm içtenliklerimle selam olsun(!)

Tabi siz de haklısınız. Okuyup ne olacak. Yatın kardeşim yatın. İnsanı diğer mahluklardan ayıran en önemli özelliği nedir? Okumaması. Şimdi size neden okumadğımızı da söyleyeyim.

Bir kere kitap okumaya vaktim yok. Evde televizyon izliyorum. Eşim yemek yapıyor yemek yiyorum, sonra uyuyorum. İşe giderken otobüste uyumak varken zaten evde yeterince uyuyamıyorum. Okumdağınız için bir şeyi daha bilmiyorsunuz. 'Sadece Aptallar 8 Saat Uyur.' Sonra büyük nereme sokayım. Pahalı, onca para mı verilir?

Ee tabi sizde haklısınız. Sonuçta vakit bu önemli. 'Televizyon kadar önemli bir şey varken kitaba vakit ayıramam, hem ben her şeyi dizilerden öğreniyorum. Mesela 'Öyle Bir Geçer Zamanki' den geçmişi, 'EZEL' den intikamı, 'Kurtlar Vadisi'nden siyaseti öğreniyorum.' Kitap zaman kaybı haklısınız. Gerçekten de boyutu çok büyük. Özellikle kızlar için. Benim bile girebileceğim çantalar o kitabı nasıl alsın hem makyaj malzemelerinden yer mi var. Erkeklerde haklı yapmıyolar ki sigara boyutunda kitap. Dışında 'Camel', 'Marlbora' yazısı da yok ve pahalı ona verecek para bizde nerede.

Tamam size fazla yüklendim. Benim de suçum var. Onca kelimeyi nasıl okuyacaksınız. Durun ben size suyunu sıkıyım taze taze için. Reklamını da yapmıyoruz. Mesela bir abla gelip kitabı ıstırdığında 'Kütürt' diye ses gelmiyor. Güzelde kokmaz. Bir de saman kağıdına basılıyor. resimleri bile renksiz. Ah ulan ne eşeğim ben. Yapsana şöyle bir reklam. Güzel bir ablamı oynat bak nasıl artıyor sayı. Sonra yenilebilir bir şey olsun okumazlarsa bile yiyerek öğrensinler içinde yazanları. Tamam affedin beni onca şey söyledim asıl suç bendeymiş.

Benim güzel ülkemin güzel insanlarına kitapsız günler. Ben sizin için özel kokteyl hazırlamaya gidiyorum. İneğin memesinden taze taze portakal suyu sıkacağım.

Yazıyı kaydedip gazeteye gönderdi. Uykusu yoktu ama uyumak istiyordu. Çünkü uyanık durduğu her dakika kabus görüyordu!

Başa Dön